Gazeteci Yazar İsmet Özçelik AK Parti içerisinde morallerin bozuk olduğunu yazdı. AK Parti milletvekillerinin ağızını bıçak açmadığı ve kendi aralarında Başkanlık Referandumunun sonuçlarını tartıştıklarını yazan Özçelik, vekillerin “biz ne yaptık?” dediklerini ifade etti.

İsmet Özçelik’in Aydınlık.com.tr.’deki yazısı şöyle:

“Şu sıralar AKP’de  moraller bozuk. Hem partide, hem Meclis’te. Daha çiçeği burnundaki Merkez Karar Yönetim Kurulu üyelerinin durumu da diğerlerinden farksız.


Meclis’te her şeye laf yetiştirmeye çalışan milletvekilleri sessiz. Sohbet etmeye çalışıyorsunuz, isteksizler. Kendi içlerine dönmüş bir havaları var.


Daha çok kapalı odalarda birbirleriyle dertleşiyorlar. 16 Nisan halk oylaması sonuçlarını tartışıyorlar. Bu işin sonunun nereye varacağını merak ediyorlar. Aralarında, “Biz ne yaptık” diyenler çıkmaya başlamış bile!



KENDİMİZ ETTİK

AKP milletvekillerinin ruh hali pek iyi görünmüyor. Meclis’in aldığı yara şimdi daha iyi hissediliyor. Hukukçu bir AKP milletvekilinin, “Halkoylaması sırasında rüzgara kapıldık. İşin sıcaklığı içinde aldığımız yarayı hissetmedik. Şimdi hava soğudu. Ne olduğunu, ne olacağını görmeye başladık. Arkadaşlarımızın çoğunun durumu bu” sözleri de her şeyi açıklıyor.



BELİRSİZLİK

Yaşanan belirsizlik onları da etkilemiş durumda. Milletvekilleri konuşmasa da danışmanların anlattıkları her şeyi ortaya koyuyor. Önümüzdeki dönem için karamsarlık hakim.
Eski milletvekilleri ile yenilerin sohbetleri de dikkat çekici. Eskilerin, anayasa değişikliği için, “harakiri yaptınız” eleştirilerine boyun büküyorlar. “Kendimiz ettik” demekle yetiniyorlar.


Meclis’in, milletvekilliğinin öneminin azaldığı, yeni sistemin devreye girmesiyle de tamamen biteceğini ifade etmekten çekinmiyorlar.



YA HER ŞEYİ KAYBEDERSEK!

AKP’de moralleri bozan bir başka konu da 16 Nisan sonuçları. Daha önce de belirtmiştim. Partide halk oylamasından galip çıkıldığını göğsünü gere gere söyleyenlerin sayısı çok az.

Cumhurbaşkanlığı seçimi bıçak sırtı görülüyor.


AKP kulislerinde sık sık “Anayasa değişikliği tuzak mıydı?” sorusunun tartışılması da anlamlı.

Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda kaygı yaşanıyor. “Ya her şeyi kaybedersek” endişesi yüksek!

 ***


ERDOĞAN KARARSIZ

Erdoğan halk oylaması sonrası vakit geçirmeden AKP’ye üye oldu. Hemen arkasından da olağanüstü kongrede AKP Genel Başkanlığı koltuğuna oturdu.


Çok hızlı hareket etti. Ama sonra durdu.


MYK için acele etmiyor. Hükümette değişiklik için beklemede.
Erdoğan eskiden böyle miydi?


İsimler çoktan belirlenmiş olurdu. Kimseyi dinlemez gereğini yapardı.



NEDEN?

Kulislerde konuşulanlara bakılırsa Erdoğan da tedirgin. Yüzde 50+1 hesabı yapıyor.


Parti dağınık. Merkezi disiplin kaybolmuş durumda. Örgütlerde ilişkiler yıpranmış. İllerde, ilçelerde belediye-örgüt çarkı öne çıkmış.


Bazı partililerin servetleri çok büyümüş. Hala AKP’de yer alsalar da popolarının yarısı dışarıda. En ufak bir krizde gemiyi terk edeceklerinden kuşku yok.


Durumları, halk arasındaki sonradan “beyefendi”, “hanımefendi” olanlara benzetiliyor.


Güven bunalımı hat safhada. Partide defosu olanların sayısı çok yüksek. Geçmişinde FETÖ ile yolu kesişmeyen yok gibi. Kimin “Gizli FETÖ”cü olduğu bilinmiyor.


 Herkesin kanısı ortak. Erdoğan’ın işi zor. Hem de sanılandan daha zor. Yumurta küfesi onun sırtında.



 ÇİFT BAŞLILIK

 Cumhurbaşkanlığı başdanışmanları yine gündemimizde olacak. Yandaş medyadaki haberlere bakılırsa hükümetin çalışmalarını 40 başdanışman takip edecekmiş.


 Yani bir “Resmi Hükümet”, bir de “Külliye Hükümeti” olacak.
 Eğer seçimler zamanında yapılırsa bu durum 2019’a kadar sürecek.

“Çift başlılığı önlemek” için anayasa değişikliği yapıldığı söylenmişti.


 Takdir sizin!”

Editör: TE Bilişim