18 YAŞINDA  MİLLETVEKİLİ OLMAK HAKKI  BİR KANDIRMACADIR..!


Rubil GÖKDEMİR

Sevgili Gençler;
Gündemimizde bulunan anayasa değişikliği kapsamında 18-25 yaş arasında toplam sayısı 7 milyon beş yüz bin olan Türk gençliği sadece “oy deposu” olarak görüldüğünden, önünüze milletvekili olmak gibi “sevimli ve cazip bir hayal” konuldu.

Samimi kanaatimi ifade etmem gerekirse, popüler kültür unsurlarıyla ülke meselelerinden uzaklaştırılmış Türk Gençliğinin siyasete ilgisi ve motivasyonunu artıracak şekilde yapılmak istenen değişikliğe prensip olarak karşı çıkmayı hiç düşünmedim. 

Bu kanaatimle birlikte bazı hakikatleri de ifade etmek gerekirse, yapılmak istenen değişikliğin savunulma biçimi ve gerekçelerine baktığımızda hiç de samimi bir değişiklik talebiyle karşı karşıya olmadığımızı kolaylıkla anlayabiliriz. 

Şöyle ki; Gelişmiş demokrasilerde “seçme ve seçilme hakkının” kapsamı yaş kriterine göre sınırlandırılmış olmamakla birlikte, demokratik siyasetin sağlıklı “devşirme mekanizmaları” için mahalli idarelere çok büyük atfedilmiş ve bilhassa gençlerin önü teşvik edici bir şekilde “mahalli idareler” için açılmıştır. Yerel yönetimler demokrasinin başlangıç noktası ve eğitim ocağıdır anlayışıyla, gençlerin “yönetme” ehliyet ve liyakatini artıran yerinden yönetim birimleridir. 

Dikkatle incelendiği takdirde görüleceği üzere, demokratik ülkelerde milletvekili, bakan ve başbakanların çoğunun siyasete başlangıç noktası gençlikleri ve eğitimlerini tamamladıkları “yerel yönetimler” olmuştur.

Şimdi bu kısa bilgi ve girişten sonra, ülkemizdeki yasal duruma bakacak olursak, bizim anayasamızda “milletvekili seçilme yaşı” düzenlenmişken, “yerel yönetimlerde” seçilme yaşı ise anayasal bir kısıtlama olmaksızın kanunlarla düzenlenebilmektedir. 

Nitekim; mevcut anayasamızın 76. Maddesinde, “Yirmibeş yaşını dolduran her Türk milletvekili seçilebilir” hükmü mevcutken, anayasanın 127.maddesinde düzenlenen; “Mahalli İdareler, il, belediye, veya köy halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirlenen ve karar organları, gene kanunda gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişileridir.”
 
Görüldüğü üzere mahallî idarelerde “seçilme yaşına dair” anayasal bir kısıtlama bulunmamakta, bu konudaki düzenlemeler “kanunlara” bırakılmıştır.
 
Bu durumda 18 yaşındaki Türk Gençliğine milletvekili olma hakkını, “siz Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasınız” diye hamaset yaparak anlatmaya çalışanların, TBMM’deki mutlak çoğunlukları  da dikkate alındığında senelerdir mahallî idarelerde 18 yaşında “seçilme” hakkını gençlerimize çoktan tanımış olmaları gerekmiyor muydu? 

Bilindiği üzere Türkiye’de hali hazırda 1397 Belediye Başkanlığı, on binlerce “belediye meclis üyeliği”, binlerce “il genel meclisi üyeliği”  ve 55.000 civarında muhtar ve 300.000 civarında muhtarlık heyeti için seçim yapılmaya devam edilirken, “yerel yönetimlerde” sadece basit bir kanun değişikliği ile “seçilme yaşını” 18’e indirmeyenlerin samimiyetine inanmak için herhangi bir haklı sebep göstermek mümkün müdür acaba?

Sevgili gençler; sizleri sadece oy deposu olarak hesapladıkları belli olan muktedirlerin bu hesabına herhalde itibar etmezsiniz. Gençlerimiz öncelikli olarak “yerel yönetimlerdeki” seçilme hakkına ve buna paralel olarak Milletvekilli seçilme hakkını elde etmelidirler.


 Anayasa değişikliğinin şart olmadığı ve kanunla düzenlenen bu seçimler için 25 yaşını doldurmanın şart olduğunu biliyor muyuz? Demokrasinin okulu sayılan mahalli idarelerde seçilme yaşını 25'de tutarken, "milletvekili seçilme yaşını 18'e indiriyoruz" demek nasıl bir algı operasyonudur farkında mıyız?


Bu vesileyle referandum kampanyasını “muhtarlık ve lokanta” kapatma tartışmalarıyla götürmeye çalışan muhalif liderlerin de bu örneklere göz atmasını temenni ediyorum.
 

Editör: TE Bilişim