Türk Milliyetçileri Ankara'da muhteşem bir buluşmaya imza attılar. On binler Balgat yönetiminin kararını tanımadığını, referandumda hayır diyeceğini haykırdı.

Platform adına konuşmayı MHP Kayseri Milletvekili sn. Yusuf Hallacoğlu yaptı.

Hallacoğlu, niçin Hayır denilmesi gerektiğini , evet çıkması halinde ne ve neler olabileceğini  tek tek anlattı.

MHP tabanı ve merkez sağda büyük bir rahatsızlık olduğunu söylemeye gerek yok.

Ankara'ya akan on binler,gözü Ankara'da olan milyonlar bu rahatsızlığın bir ifadesi. Lider kültünün bu kadar baskın olduğu bir hareketin tabanı  eğer bugün isyan noktasına gelmişse rahatsızlığın ne kadar büyük olduğu anlaşılır.

Balgat yönetimi , artık bu kitleleri temsil etmiyor. Başkanlık sistemine destek vererek iktidar partisi ile arasındaki ideolojik mesafeyi ortadan kaldırdı. Verilen destek sadece -başkanlık sistemini- kapsamıyor,iktidarın bugüne kadar yapmış  olduğu icraatları da ibra etmiş oluyor. Bundan sonra da -bu kadroyla-ayrı bir tüzel kişilik ve ayrı bir  siyaset projesinin  partisi olarak milletten oy istemesi mümkün değil.

Hepimiz toplum içindeyiz,sistem değişimine şüphe ve tereddütle bakan milyonlar var. CHP ve Atatürkçü kesimler sisteme dünden karşı. Lakin bu kitlenin oyları ile referandumda hayır çıkarabilmek mümkün değil.

Solun da,Atatürkçülerin de etki alanı sınırlı. Toplumsal karşılıkları sistem değişimini engellemeye yeterli değil.

Buna mutlaka dindarların,muhafazakarların oylarını da eklemek lazım. Bunun yolu da bu toplumsal kesimlerin hassasiyetlerini dikkate alan bir dil kullanmaktır. Atatürk'le başlayıp Atatürk'le biten bir söylem hayır'a değil evet'e hizmet eder. Atatürk elbette bu ülkenin bir değeridir. Ama bu ülkenin hafızasında onun adını kullanarak siyaset yapanlara karşı geçmişin tortularından kaynaklanan ciddi bir kuşku vardır.

Erdoğan kürsüye çıkınca ayetler, hadisler okuyor.

Siz kürsüye çıkınca Atatürk'ün sözleriyle konuşuyorsanız,kaybedersiniz.  Bir tarafta Allah'ın sözü, bir tarafta bir faninin sözü,sizce toplum hangisinden  etkilenir?

Toplumsal hassasiyetlerin rotasını anlamanın en emin yollarından biri reytingi yüksek  film ve dizileri takip etmektir.

Şu sıralar dindarların,milliyetçilerin en çok izlediği dizi Osmanlı'nın kuruluşunu anlatan Ertuğrul isimli dizi. Niçin biliyor musunuz? Türk'le İslam meczettiği,bu milletin hem dini, hem milli yanına hitap ettiği için.

Yeni bir siyaset dili için Ertuğrul dizisi bir kılavuz olabilir.

Ayrıca Türk toplumu ikinci adamlara değil, Liderlere bakar.

Fikirleri,düşünceleri liderin tutum ve davranışlarıyla tartar.

Ülkücüler hayır diyor platformunun bir lideri yok. Lidersiz bir hareketin bu ülke sosyolojisinde karşılığı yoktur.

Toplumları fikirler kadar, liderler motive eder. MHP tabanındaki bu ayrışmanın,savrulmanın nedeni -lider sorunu- değil mi?

Lider adaylarından biri öne çıkmasın diye,  hepsini birden geriye itmek,kitleler için gerekli olan moral motivasyonu eksik bırakır. Kitleler fikirlerden çok Liderlere inanır.Onların peşinden gider.

Türkiye'nin geleceği  kimin lider olacağından daha önemlidir.

Yarın hayır çıktığında zaten siyaset biteceği için, kimin lider olduğunun veya olacağının önemi kalmayacaktır.

Bu referandum sadece CHP ile bir kısım MHP tabanı ile kotarılamaz.

Milliyetçi,muhafazakar,mütedeyyin kitlelerden oy alacak bir politik dil ve liderliğe şiddetle ihtiyaç vardır.

Ülkesini,milletini nefsinden önde tutan, bunu gerçekleştirebilecek olanın önünü açmalıdır.

Aksi takdirde hep beraber  sistemi değiştirmek isteyenlere hizmet etmiş oluruz...