BEN ÜLKÜCÜYÜM...

Türk Milleti'nin son Başbuğ'unun izinden yürümeye çalışan, davasına olabildiğince bağlı, devletimizin ve milletimizin istikbalinin milli politikalar, milli duruş ve millet bilincine dayandığına inanan milyonlarca sıradan, basit, fani ülkücüden biriyim ben...

Ülkücü Hareket'i hiçbir zaman politik bir oluşum olarak göremeyenlerdenim.

Hareket'imizin bir yaşam biçimi, bir dünya görüşü, bir ortak kalp atışı olduğuna inanırım.

İş oy vermeye gelince elbetteki oyumu, davamızın siyasi yanı olan Milliyetçi Hareket Partisine veririm. Isterim ki Hareket'imiz güçlensin, kendisini daha iyi ifade edebilsin, mecliste daha fazla vekil ile temsil edilebilsin. "Lidere sadakat şerefimizdir." diyerek büyüdük biz, davaya biat en önemli olmazsa olmazımızdı.

 

Dünyevi menfaatlerin esrikliğine kapılıp davamızdan gidenleri farklı isimlerle niteledik hep : "Satıcı, dönek, dansöz" Bizden ayrılıp hala özgeçmişlerinde "eskiden ülkücüydüm" diye etiket yapanlara gülerek "Bülent Ersoy'dan eskiden erkekti" dedik.

Sonra geldiğimiz noktada bir baktık ki kendisine sadakati şeref bellediklerimiz tabana kulaklarını tıkar, bildiklerini okur oldular.

Biz "İstanbul'da dördüncülük utançtır" dedik, onlar sonuçtan memnun olacaklar ki, listeleri gözden geçirip, nerede yanlış yaptıklarını bulmaya çalışacaklarına, listenin en ağır topunu taca çıkarıp, en istenmeyenini bir sıra öne aldılar.

Dedik ki "Ankara,İstanbul ve İzmir in yaş ortalaması 30,5 ve bu illerin yarısı kadın, Bu illerde 7 Haziranda Seçilen vekillerin yaş ortalaması 57 ve sadece 3 kadın var. Gençlere ve kadınlara hitap etmeyen listeler çakılmaya mahkumdur. " Yine dinletemedik.

 

Bugün zannımca en üzüntülü insan İstanbul İl Başkanımızdır.

Müdahale edemediği aşikâr olan bu listelerle seçime gidecek te, işin sonunda -Allah korusun- gelebilecek bir başarısızlıkta hesap sorulacak ta odur.

 

Zira listeler hazırlanırken fikir sormayı sevmeyenler, gelen başarısızlıkta kelle almaya bayılırlar. Bakın sevgili parti büyüklerim, bakın Milliyetçi Hareket Partisinin kaptan köşkünde oturan abilerim : Siz farkında değilsiniz ama bu partinin sizin tercihlerinizden oldukça rahatsız olan ama buna rağmen Vatanın ve devletin içinde bulunduğu durumdan ötürü "küsmeyi kendilerine yediremeyen" bir tabanı var.

 

Ve bu taban artık coşku istiyor, hareket istiyor, inandığı isimlerle yol yürümek istiyor.

Davaya ve Hareket'e gönül vermiş insanlara " gidecek yerleri olmadığından kocalarından boşanamayan kadınlar gibi " hissettirmeyi bırakın artık. Kişiler gelip geçici Türk İslam Davası bakidir.

 

Lütfen titreyin ve kendinize gelin ki 1 Kasım gibi Türkiye Cumhuriyeti tarihinin belki de en önemli seçimine küskün, inançsız ve heyecansız teşkilatlarla gitmeyelim. Bunun vebali çok ağır olur...