Biz nerede hata yaptık sorusunu bu aralar çok yerlerden duyar olduk.

Bunlardan en önemlisi, Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Görmez’ in bu soruyu bir iftar programında sormasıdır kanaatimce.

Muhterem dalga mı geçiyorsun, adam mı seçiyorsun? Ahlaki ve uhrevi konularda nerede hata yaptığımızı bilmesi gereken birinci kişi sizsiniz. Üstelik hataları düzeltme veya azaltma sorumluluğu olan kişi de sizsiniz. En azından her Cuma günü merkezden gönderdiğiniz hutbelerle milleti aydınlatma, kötülükleri defetme, iyilikleri artırma imkânı da sizin elinizde.

Nerede hata yaptığımızı sağır sultan biliyor da, siz mi bilmiyorsunuz? Bal gibi biliyorsunuz…

Sayın Görmez, hiç tartışmasız bizim dini konulardaki bilgimizi sizinkiyle kıyaslamak bile abestir. Hatta bunun bu satırlarda yer alması da abestir. Ama ne yapalım, duyduğumuz rahatsızlığı dile getirmezsek haksızlık karşısında dilsiz kalmış oluruz.

Şimdi ben nerede hata yapıldığından birkaçını, sizinkiyle kıyaslanmayacak dini bilgimle yazayım da, isteyen istediği şekilde yorumlasın.

Malum İslam’da büyük günahlar vardır. Bu büyük günahlardan bazılarını büyük ve nüfuzlu adamlar işledi ama siz Diyanet İşleri Başkanlığı olarak avamın da anlayacağı dilde açıklama yapmadınız…

Örneğin;

1- Allah'a şirk koşanlara, “bre vekil haddini bil” hatırlatması yapmadınız.

2- Allah’ın ayetleriyle Bakara-Makara diye dalga geçenlere ses çıkarmadınız.

3- Hırsızlık yapan, yandan, yöreden ise hoş görülebilir teamülü oluşurken isyan etmediniz.

4- Devletin el koyduğu paraları faiziyle birlikte geri alanlara gönül koymadınız.

5- Helal ve haramla ilgili fetvalar ortalıkta gırla dolaşırken gerekli uyarıları yapmadınız.

6- Dünyaya aşırı muhabbetle bağlananlara doğru yolun bu olmadığını hatırlatmadınız.

7- Dinimizin haram kıldığı israf gırtlağa kadar çıkarken görmediniz.

8- Kasa-Masa ikilisini hep bana mantığıyla işletenlere yazıktır günahtır demediniz.

9- İslam’ın şartlarını bihakkın yerine getirmesine karşın siyaseten farklı noktada olanlar dışladığında görmezden geldiniz.

10- Tartışmasız hâkim olan Allah’tır (c.c). Kula kulluk katsayısı artarken dur demediniz.

11- Yaratılanlardan güçlülere-etkililere-yetkililere ram olmanın neredeyse farz sayılmasını gözler görmezken, kulaklar duymazken “Allah Var Şerik Yok” diyerek had bildirmediniz.

Kusura bakmayın Sayın Görmez, sizi dinlerken bilginizi takdir etmekle birlikte ben bu yaşıma kadar Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu kadar çok tartışıldığını hatırlamıyorum. Hele bir zırhlı Mercedes uğruna yaşanan tartışmalar… Yaratanın zırhı bütün zırhlardan daha

güçlüdür bilirsiniz. Kaldı ki bugüne kadar ülkemizde bir Diyanet İşleri Başkanının fiilen rahatsız edildiği vaki değildir. İnşallah bundan sonra da olmaz.

Dinimizin, diyanetimizin temsil edildiği makam, kimsesizlerin kimsesi, yorgunun nefesi, halden düşmüşün takati, uçurumun kenarındakinin imdadı, vesveseye kapılmışın kurtuluş kapısı, yeise düşmüş gönüllerin açarı ve çaresizlerin çaresi olacak ki insanımız yarınlara güvenle bakabilsin.

Sağlık saadet ve başarı dileklerimle.

Yavuz KOCA