Zor günlerden geçtiğimiz doğrudur.

Sıkılıyorsunuz, daralıyorsunuz, endişeleniyorsunuz.

Hırpalamayın kendinizi, üzmeyin. Dik durun ve ümitvar olun.

Bakın size ne anlatacağım :

Türk Milleti ilk yazılı kaynaklara girdiğinde tarihler MÖ 2250 ler civarındaydı.

Başlangıçtan bugüne bütün Türk Devletleri sadece kendi milletlerini yönetmek için değil dünyaya hükmetmek için, nizam-ı alem için kuruldular.

Göktürklerde iyi bir kağan olmanın şartlarından biri Yarlığ idi. Yani Tanrının bağışlaması. Uygurlarda “Ay Tengride Kut (İktidar) Bolmış gibi o zaman inanılan Manihaizm’i çağrıştıran adları vardı Kağanların.

Bu büyük millet İslamiyetle şereflenince “Son Peygamberin Ordusu” ünvanına layık görüldü.

Binlerce yıllık tarihimizde öylesine anlı şanlı devletler, öylesine anlı şanlı zaferler var ki saymakla bitmez : Hunlar, Gök Türkler, Uygurlar, Kırgızlar, Karahanlılar, Selçuklular, Osmanlılar, Batı Türk Devletinin son temsilcisi, zincirin son halkası Türkiye Cumhuriyeti…

Vergiye bağlanan Çin Devleti, Avrupa’yı baştan başa istila edip etnik yapısını değiştiren Başbuğ Attila, Dandanakanlar; Mohaçlar, Kutlu Fetih, Büyük Taarruz neler neler…

Ve de nice nice kara günler :

Çin esareti altında geçen yıllar, Başbuğ Attila ölünce kaybedilen uçsuz bucaksız topraklar, üç kıtaya hükmederken Anadolu’ya sıkışıp kalan Osmanlılar…

Tarihinde sevinç ve acı girift olan, aynı potada eriyip şekle girmiş olan bir milletiz biz.

Çok uzağa gitmeyelim daha yüz yıl evvel hayatımızda öyle dönüm noktaları var ki :

Düşünün son 26 mayınını Çanakkale Boğazına döken Nusret Mayın gemisi bir yakalansa, ya da Kurmay Yarbay Mustafa Kemal görevli olmadığı halde içgüdüsüyle gittiği Conkbayırında cephanesi bittiği için düşmandan kaçan askerlere, süngü taktırıp yere yatırmasa bugün çok farklı bir dünyada yaşıyor olacaktık.

Ya da bütün imkansızlıklarına rağmen Kurtuluş Savaşı mucizevi bir şekilde, adeta modern zaman destanı yazılarak kazanılmasa “Öz vatanında garipsin, öz vatanında parya” mısraı ete kemiğe bürünecekti.

Dolayısıyla günler geçer, acılar ve sevinçler birbirini kovalar  ama Büyük Türk Milleti , Allah’ın izniyle sonsuza kadar Gök kubbenin altında  bağımsız olarak varlığını sürdürür.

İş ki millet emaneti teslim edeceği emanetçilerini dikkatli seçsin.

Kötü Kağan devleti zayıflatır ama devletin gerçek sahibi millet bunu hissettiği anda gereğini yapar…

Buna hiç şüpheniz olmasın…