Devlet Bey, siz hayatınızı Ülkücü Hareket’e adamış bir insansınız.

Cennetmekan Başbuğumuzdan aldığınız şanlı üç hilalli bayrağı uzun yıllardır şerefinizle taşıyorsunuz. Cenabı Rabbül Alemin, Ankebut suresi 57. ayette “Her can ölümü tadacaktır” buyurmaktadır. Yani herşeyin bir sonu vardır. Ben ve benim gibi düşünen ülkücüler de, bugünün sizin genel başkanlığınızın sonu olması gerektiğine inanıyoruz.

Bunun sebebi sadece seçimlerde alınan %12 değil Devlet Bey. %12 bir sonuç, bizi o sonuca götüren onlarca sebep var.

Ülkücü Hareket’in tabanının sözü hiç dinlenmiyor Devlet Bey. “Ben yaptım oldu” mantığıyla hazırlanan listeler, dayatma mantığıyla önümüze konup oy vermemiz bekleniyor. Bizlerin kerhen oy verdiğimiz isimlere ülkücü olmayanlardan nasıl oy vermelerini bekleyebiliriz ? Buyurun bugün benim yaşadığım İstanbul 1.Bölgede 2 tane vekilimiz var, ikisi de aldıkları görevler icabı seçim bölgesinden çok genel merkezde bulunacak kişiler. Peki koskoca Anadolu yakasında bizim düğünümüzde, cenazemizde, toplantılarımızda, etkinliklerimizde kim yanımızda olacak ?

Milletin milliyetçi vekilleri neden milletin içinde yaşayıp, onun derdiyle ilgilenmiyor Devlet Bey ?

Bakın son iki yıldır, sadece inandıkları davadan vazgeçmedikleri için binlerce Türk Eğitim Sen’li yönetici kıyıma uğruyor ? Bu insanlar analarının beyaz sütü gibi helal olan koltuklarını kaybettikleri gibi, o ilçeden bu ilçeye sürülüyor. Çatımız, babamız, abimiz MHP ve onun saygıdeğer vekilleri bu yiğitler için not alıp kafa sallamaktan başka ne yaptılar ? Hangi vekilimiz bu konudaki protesto gösterilerine katıldı ? Hangisi bunu kendisine dert edip o müdürlerle aynı safta mücadele etti ?

Milletin vekilini milletten ayırdınız Devlet Bey. Vekiller biraz parlarsam üstüm çizilir korkusundan kaplumbağa gibi kabuklarına çekildiler. Milletten uzaklaştılar.

Yaş ortalaması 30,5 olan 3 büyük şehrimizde bizim 7 Haziranda seçilen vekillerimizin yaş ortalamaları 58,5 dedik. Gençlere, kadınlara hitap etmeyen hareketlerde dinamizm eksik olur dedik, 1 Kasım a giderken 7 Haziranın yanlışlarını görüp düzeltirler inşallah dedik. Dediğimizle de kaldık Devlet Bey. Sonuçlar ortadadır.

Devlet Bey siz dürüst bir insansınız, namuslu bir insanısınız. Hareket’i hepimizden fazla sevdiğinize zerre şüphemiz yok. Ancak bugün sizin o sevgiyi bize gösterme gününüzdür. Size bir kurultay yenilgisiyle gitmek yakışmaz (kaldı ki mevcut delege sistemiyle böyle bir gidiş olmaz), Ülkücü Hareket’i kutuplaştırıp karışmasına neden olmak size yakışmaz.

Yeniliğin, değişimin, gençliğin önünü açın Devlet Bey. Partinin ve teşkilatların üzerine dökülmüş ölü toprağını kaldırın. Bırakın Ülkücü Hareket milletle hemhal olsun, yeniden kucaklaşsın, teşkilatlara yeni bir hava gelsin. Yeniden aynı hedefe aynı inançla kenetlenebilelim. Bırakın kendimizi millete yeniden anlatabilelim.

Lütfen Devlet Bey.

AKP kutsal topraklarımızda terörist yürütmüşken, onları muhatap alıp görüştükleri kanıtlanmışken, bizzat Cumhurbaşkanı çıkıp operasyon yapmayın talimatı verdiğini açıklarken, hükümetin basiretsizliğinden yüzlerce şehit vermişken, ülkede bomba üstüne bomba patlarken, ez cümle konjonktür her yönüyle bizden yanayken %12 oy aldık. Aynı yönetim tarzıyla bir sonraki seçimlerde baraj altında kalacağımız aşikarken hala koltukta ısrar etmek size yakışmaz Devlet Bey.

Bırakın delegeleri, il başkanlarını, ilçe başkanlarını, üyelere sorun Devlet Bey. Makam mevki derdinde olmayan, bu partinin gerçek sahiplerine sorun. Bakalım onlar sizinle yola devam etmek istiyorlar mı istemiyorlar mı ?

Sekiz köşeli kasketinizi önünüze alın ve düşünün Devlet Bey.

Düşünün ve lütfen partimiz için en hayırlı kararı verin.

Zaman değişim zamanıdır.

Zaman gelişim zamanıdır.

Zaman Milliyetçi Hareket’in yeniden MİLLET’le buluşma zamanıdır.

Biz “lidere sadakat şerefimizdir” dedik.

Yıllardır size inandık, sizi her yerde savunduk.

Ama artık sıra sizde Devlet Bey.

Lütfen.