Türkiye; Rusya, Almanya, Fransa, Ukrayna’dan buğday, İngiltere ve Hırvatistan’dan arpa, Gürcistan’dan saman, ABD, Yunanistan, Türkmenistan ve Hindistan’dan pamuk, Arjantin’den soya, ABD, Arjantin ve Brezilya’dan mısır, ABD Vietnam, İtalya ve Tayland’dan çeltik ve pirinç, Etiyopya, Bangladeş, Mısır ve Çin’den kuru fasulye, Kanada’dan nohut ve yeşil mercimek, ABD, Ukrayna ve Kanada’dan bezelye ithal eder hale geldi.

Türkiye'deki baklagil üreticisinin son yıllarda üretimden neden çekildiği sorusuna yanıt aranan ZMO değerlendirmesinde, bunun sebepleri ise şöyle sıralandı: "Türkiye‘de üretim maliyetlerinin yüksekliği genel bir sorun. Üretimde kullanılan girdilerdeki fiyat yüksekliği bezginliği artırıyor. Bu sadece baklagiller için değil tüm tarım ürünleri için geçerli. Akaryakıt, gübre, ilaç, tohum gibi temel üretim araçlarında dışa bağımlı olan Türkiye‘de girdi fiyatları sürekli artarken çiftçinin ürettiği ürünün fiyatı aynı oranda artmıyor. Üretici para kazanamadığı için de üretimden kaçıyor. Türkiye‘de tarım dışı kalan 4 milyon hektar alan bunun kanıtı niteliğinde.

1980'LERDE BAKLAGİLLERE VERİLEN DESTEK, 1994'TE ÇEKİLDİ

Türkiye'de 1980'li yılların ikinci yarısında uygulanan destekleyici politikalar, baklagillerin üretimine önemli bir ivme kazandırdı. 1990'lı yıllarda uygulanan tam tersi politikalar ise baklagillerin üretimini olumsuz etkiledi. Baklagiller, 1994 yılında destekleme kapsamı dışında bırakılınca üretimin azalması yönünde sonuçlar ortaya çıktı. Alımının tamamen durdurulması ve yerine bir pazarlama politikası oluşturulamaması ile birlikte üretici, pazarlama sorunu yaşadı. Ürettiği ürün elinde kalanlar ekim alanlarını, fiyat garantisi olan ve üretimi daha kolay olan diğer ürünlere kaydırarak baklagillerin üretiminden kaçtı."

TARIMDA UYGULANAN POLİTİKALAR BÜYÜK TEHLİKEYE İŞARET

Baklagillerin üretiminde işçilik maliyetinin diğer alternatif ürünlere göre daha yüksek olduğunun altı çizilen değerlendirmede, bu durumun üreticiyi zorladığına dikkat çekilerek, şöyle denildi: "Hasat, çoğunlukla işçiler tarafından elle toplanarak yapılıyor. Alternatif ürünlerde bu maliyet kısmen daha düşük. Üretim maliyetinin artması, verim düşüklüğü nedeniyle Türkiye‘deki üreticiler dünya fiyatları ile yarışamıyor. Üretici tercihini makinalı hasat yapılan ürünlerden yana kullanıyor. Tarımda uygulanan yanlış politika ve yüksek maliyetler nedeniyle daha az zahmetli, maliyeti düşük, insan işgücüne daha az gereksinim duyulan ürünlere yöneliş var. Bu durum baklagillerin üretimi açısından gelecekte de büyük bir tehlikeye işaret.

DEVLET VE TOHUMCULAR BAKLAGİLE İLGİSİZ

Kaliteli ve verimli tohum kullanımı yok denecek kadar düşük. Devlet ve tohumculuk firmaları baklagillerin üretimine ilgisiz. Bu yüzden kaliteli ve verimli tohum bulmak zor. Çok düşük miktarlar karşısında da üretici kendi yetiştirdiği üründen tohumluk ayırıyor. Bu da verim düşüklüğüne neden oluyor. Baklagil üretiminin iklim koşullarına büyük ölçüde bağlı olması sorun oluşturuyor. Son yıllarda çok tekrarlanan kuraklık en çok baklagillerin üretimini olumsuz yönde etkiliyor. Türkiye'de iklimsel verilere ilişkin öngörüler kısa süreleri kapsadığından, üreticilere gelecekte yapılacak yönlendirmeler söz konusu olmuyor."

TÜRKİYE SORUNLARLA BOĞUŞURKEN KANADA VE ABD UÇTU

Türkiye'nin, baklagillerin üretiminde sorunlar ve darboğazlarla uğraşırken; Kanada, ABD ve Avustralya'nın, 1990'lı yıllardan sonra baklagillerin üretimine büyük önem verdiği vurgulanan ZMO değerlendirmesinde, "Bu ürünlerde araştırma çalışmalarına büyük kaynaklar aktararak altyapı oluşturdu. Elde edilen bulguları üretime aktarıp üretim ve ihracatlarını arttırdı. Türkiye‘de kuru tarım alanlarında daha çok eski toprak işleme teknikleri uygulanmakta, sulu koşullarda ise bölgeden bölgeye, hatta çiftçiden çiftçiye değişen uygulamalar yapılmakta. Böylece, toprak işleme, ekim zamanı ve sıklığı, sulama, gübreleme, hastalıklarla savaşım ve hasat–harman gibi yetiştirme tekniği uygulamalarında yetersiz kalıyor. Bu nedenle birim alan verimi düşerken, üretim maliyeti artıyor" görüşüne yer verildi.

BAKLİYAT ÜRETİMİNİN ARTMASI İÇİN NELER YAPILMALI

Bakliyat üretiminin arttırılması için yapılması gerekenlere de yer verilen ZMO değerlendirmesinde, şu öneriler dile getirildi:

"Öncelikle mazot, gübre, ilaç, tohum gibi girdilerin fiyatları kontrol altında bulundurulmalıdır. Hastalık ve zararlılara dayanıklı, makineli hasada uygun, kaliteli, yüksek verimli, yerli tüketicilerin ve dış pazarın isteğine uygun yeni çeşitlerin geliştirilmesi için çalışmalar yapılmalıdır. Yerel çeşitlerin sürdürülmesi ve geliştirilmesi sağlanmalıdır. Bakliyat ekim alanlarının genişletilmesi için 'Nadas Alanlarının Daraltılması Projesi' yeniden başlatılmalıdır.                                                                              

Editör: TE Bilişim