Konuyla ilgili açıklama yapan Kocaoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İller Bankası'na 10 soruyla yanıt verdi. Yapılan işlemi "Hülle" olarak tanımlamanın doğru olup olmadığını soran Kocaoğlu, "İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin, planlama çalışmasıyla mağdur olmuş vatandaşların sorununu, Mavişehir'de yaşanan son örnekten hareket ederek, tıpkı Bakanlığın yaptığı planlama gibi bir yöntemle çözmesi mümkün müdür?" dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi Temmuz ayı son toplantısına bu hafta Türkiye ve İzmir gündeminde tartışılan Mavişehir'deki 115 dönümlük spor alanının imara açılması için plan çalışması ve tartışmaları damgasını vurdu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Mavişehir'de bulunan toplam 115 bin metrekare büyüklüğündeki iki spor alanının, önce TOKİ tarafından 2011 yılında özel şahıslara satıldığını, daha sonra yüzde 25'i İller Bankası mülkiyetine geçen arsalara ticari ve konut imar hakkı veren plan çalışması yapılmasına hafta başında tepki göstermişti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İller Bankası ise konuyla ilgili "Bedelsiz alındı, kamu yararı var" açıklaması yaptı. Bu gelişme üzerine Meclis'te bir kez daha konuşan Başkan Kocaoğlu, problemin TOKİ'nin aldığı imar hakkı karşılığında kamuya terk etmesi gereken gayrimenkulü kamuya terk etmeyip satması, sonra da imarını çıkartmak için İller Bankası'nın kullanılması meselesi olduğunu söyledi. Kocaoğlu "İller Bankası'nın görevi imar planı yapmak değildir. İller Bankası belediyelerin bankasıdır. Bu yapılan çok yanlış bir iştir.  'Kamu yararı var' deniliyor. İller Bankası'na üç kuruş para kalacak. 'Efendim Gençlik ve Spor Bakanlığı bunu kamulaştırmak zorunda kalacak' gibi bir mantıkla yapılan böyle bir plan çalışması hiçbir ilkeye, kurala uymaz" dedi. 

BAŞBAKAN YILDIRIM'IN SÖZLERİNİ HATIRLATTI
Konunun çok enteresan ve garip olduğunu belirten Kocaoğlu, "Söz konusu araziye stat da yapılmasıyla ilgili geçmişte yapılan planlama vardı. Dönemin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı olan Başbakan Binali Yıldırım konuyla ilgili basına 'Bizim karışık kuruşuk işlerle işimiz olmaz' demişti. Basın, Yıldırım'ın söz konusu araziye imara sıcak bakmadığını belirterek 'Spor alanına konut alanı karşılığında yapılacak dev stat projesine hükümet kanadından vize çıkmadı' yazmıştı" dedi.

BAKANLIK'IN AÇIKLAMASI KENDİ İÇİNDE ÇELİŞKİLİ
Başkan Kocaoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İller Bankası'nın, Mavişehir'de açık spor alanı olarak ayrılan 115 dönümlük iki arsaya yönelik imar çalışmasıyla ilgili olarak gösterdiği tepkiye yanıt verdiğini söyledi. Bakanlık'ın açıklamasında "Bu parseller İller Bankası'na bağış olarak verilmiştir. Zaten atıl bir alandı. Şimdi parselin yüzde 70'i bedelsiz olarak kamuya terk ediliyor. Kalan 37 bin metrekareyi de imara açıyoruz. İller Bankası'nın buradan elde edeceği gelirin yarısını kentsel dönüşüm özel hebasına aktaracağız. Yani bu işte kamu menfaati var" denildiğini belirten Aziz Kocaoğlu, açıklamanın kendi içinde çelişkiler içerdiğini söyledi.

KOCAOĞLU'NDAN ANKARA'YA 10 SORU
Büyükşehir Belediye Meclisi'ne ve Meclis kanalıyla yetkililer ve İzmirlilerin konuyla ilgili bilgi sahibi olması için bazı sorular hazırladığını belirten Kocaoğlu, konuyla ilgili 10 soru yöneltti. İşte o sorular:
"1- Madem kamu menfaati önemseniyor, öyleyse TOKİ tarafından kamuya terk edilmesi gereken alanlar daha en başında, 2011 yılında neden şahıslara satıldı?
2- İller Bankası'na yapılan bağışın, arsa sahiplerinin parsellerini imara açma çabalarından bugüne kadar bir sonuç alamamalarıyla ilgisi var mıdır yok mudur?
3- Tüm bu yapılanları "hülle" olarak tanımlamak doğru mudur, değil midir?
4- İmarsız bir arazide kamuya bağış yöntemiyle alınacak imar hakkının 'kamu yararı' şeklinde sunulmasıyla, benzer girişimlerin çoğalacağı hiç düşünülmemiş midir?
5- Bu alışverişte devlet kurumlarının kaybedeceği itibar neden göz ardı edilir?
6- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bürokratları, Sayın Bakan Mehmet Özhaseki'nin 'En büyük hırsızlıklar, kötülükler, belalar imardan geliyor' hassasiyetinden habersiz midir ki, bağışla birlikte gelen plan çalışması 'kamu yararı' olarak sunulmaktadır?
7- Pek çok özel şahısın planlamayla değerlendirilemez hale gelen arazisi yıllardır dururken ve bunlara bir çare bulunmazken, kamuda olup satılan ve sonra tekrar kamuya bağış yapılan arazilerin planlanarak sahiplerine ekstra kazanç sağlanması ne derece adildir?
8- Eğer amaç mağduriyetlerin giderilmesiyse, tek tük parsellerin imara açılması yerine ülke genelinde bir mevzuat değişikliği yapılarak planlama yüzünden mülkiyet hakkını kullanamayan tüm kişi ve kuruluşların mağduriyetinin ortadan kaldırılması daha doğru olmaz mı?
9- İmar mevzuatında yapılacak böyle bir değişikliğin, aynı zamanda kamu kurumları üzerindeki kamulaştırma yükünün de ortadan kaldırılması anlamına geleceği neden düşünülmez?
10- İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin, planlama çalışmasıyla mağdur olmuş vatandaşların sorununu, Mavişehir'de yaşanan son örnekten hareket ederek, tıpkı Bakanlığın yaptığı planlama gibi bir yöntemle çözmesi mümkün müdür?"

40-50 SENEDİR KAMULAŞTIRMA BEKLEYEN İNSANLAR KAT VE KAT MAĞDUR
Aziz Kocaoğlu, Türkiye'de milyarlarca, trilyonlarca liralık şahıs gayrimenkulünün plan yapma çalışmaları sırasında planlama ilkelerine uygun olarak hastane yeri, spor alanı, eğitim alanı, belediye hizmet alanı, yeşil alan, ağaçlandırılacak alan, yol, park olarak ayrıldığını söyledi. Kamunun ihtiyacı olan şahıs arazisi üzerine işlenen planlama lejantları gayrimenkul sahiplerinin gayrimenkullerini değerlendirme hakkını ellerinden uzunca bir süre aldığını belirten Kocaoğlu, "Hem merkezi hükümetin hem belediyelerimizin ekonomik durumu malumdur. Bu çok sayıda arazinin, arsaların kamulaştırılarak vatandaşın mağdur edilmemesi, arsanın malın değerini alması maalesef mümkün olmamaktadır. İzmir Büyükşehir Belediyesi 40-50 milyar TL'lik plandan dolayı kamulaştırması gereken gayrimenkuller var. Buna göre Merkezi Hükümetinkini tahmin edin! Mavişehir'de yapılan planlamada bu vatandaşlar mağdursa, 40-50 senedir bekleyen insanlar kat ve kat mağdurdur. Planın yasal mevzuatı yoktur. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin böyle bir uygulama yapması mümkün değildir. Bakanlığın ise buna yetkisi vardır.  2011 de satıldığında bizim imar vermek istemediğimiz, vermediğimiz ve veremediğimiz böyle bir yerde Bakanlık'ın devreye girmesi doğru değildir" dedi. 

İMAR YASASINDA DEĞİŞİKLİK ÖNERİSİ
Tüm devlet kurumlarının üzerinde vatandaşların, gayrimenkul sahibinin gayrimenkulünü değerlendirememe, dondurma yükü olduğuna dikkat çeken Kocaoğlu, sorunun çözümü için öneride bulundu. Kocaoğlu "3194 sayılı imar yasasında bir değişiklik yapılarak, kuralları belirlenerek hem kamunun ihtiyacını karşılayacak, hem de bir kısmına imar verilerek vatandaşın mağduriyetini belli oranda giderecek bir çalışmanın yapılması gerekir. Bu planlama ve vatandaşın mağduriyetinin çözülmesi açısından en acil konulardan bir tanesidir. Bu yükler taşınmaz yüklerdir. Bu uygulama yapılırsa 'Ey kamu kuruluşları, belediyeler, özel idareler paranı bütçene koymadan kamulaştırma yapmaya kalkma. Paranı bul sonra kamulaştır' denilmiş olacak. Bu yıllardan beri süregelen vatandaşın mağduriyetini ortadan kaldırır" dedi.

AK PARTİ GRUBU'NA ÇAĞRI
AK Parti Grubu'na seslenen Kocaoğlu, "AK Parti Meclis Grubu olarak takip ediniz. Milletvekili, bakanlarla birlikte böyle köklü bir çözüme katkı koyunuz, hem de gerçekten çok yanlış bu Mavişehir'deki işi durdunuz" dedi. Kocaoğlu, plan çalışmasına karşı itirazlarını Bakanlık'a bildireceklerini, kabul edilmezse dava açacaklarını belirterek, "Bu yenilir yutulur bir iş değildir. Kamu satıyor. Sonra bedava alıyor. Biz Hükümet'i eleştirmek için iş yapmıyoruz. Ama öyle konular var ki bunlar geri dönülmez telafi edilemez problemler çıkartıyor. Bu İzmir'in problemidir. Mavişehir'in problemidir. Bunu İzmir'in tek Meclisi'nde konuşmayacağım da, sizle paylaşmayacağım da nerde konuşacağım. Ben CHP Genel Başkanı'yla partili milletvekilleriyle de konuyu konuşacağım. Destekler veya desteklemezler. Bu durumun düzeltilmesi için desteğin verilmesini savunacağım" dedi.

GREVLE İLGİLİ ELEŞTİRİYE YANIT
Öte yandan AK Parti Grup Başkan Vekili Bilal Doğan, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Körfez'de toplu ulaşım yapan şirketi İzdeniz'de toplu sözleşme uyuşmazlığı nedeniyle 12 Temmuz'da başlayan grevle ilgili konuştu. Grev gerçeği ve İzmirlilerin trafikte yaşadığı sıkıntıların bir numaralı sorumlusunun İzmir Büyükşehir Belediyesi olduğunu belirten Doğan "Grev nedeniyle deniz ulaşımında 1 milyon TL'lik zarar olduğu hesaplanmaktadır. Bu tutar işçilerin istediği toplam zam oranını şimdiden geçmiştir. Yanlıştan dönün! Masa başında uzlaşarak sağduyu barış ile sonlandırın. İzmir'de deniz ulaşımından yararlanan yolcu sayısı yeni modern gemiler alınmasına karşın artmamıştır. Yolcu sayısı her geçen yıl düşmektedir. Deniz ulaşımında sınıfta kalınmıştır" dedi.
Kocaoğlu, Ak Partili Doğan'a verdiği yanıtta Türk-İş ile Hükümet arasında 190 bin işçiyi kapsayan toplu sözleşmede ilk yıl yüzde 12,5 ikinci yıl yüzde 7 zam öngörüldüğünü söyledi. Bu sözleşmedeki işçilerin brüt maaşlarının 2 bin TL ile 2 bin 500 TL arasında değiştiğini belirten Kocaoğlu, "Asgari ücretin artması nedeniyle bu zam oranını verdiler. İzdeniz'deki arkadaşlar bunu baz alarak istekte bulunmuşlardır. Bizim istisna olan 3-5 kişi haricinde yaptığımız ödemelerin neti 3 bin 500 TL'nin üzerindedir. Gereken destek verilmiştir. İşçinin nasıl korunduğu, nasıl kollandığı, işçiye nasıl bakıldığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin aynı işkolundaki şirketlerinde çalışan elemanlarının brüt, net, giydirilmiş, giydirilmemiş ücretini, diğer belediyelerin ücretleri, merkezi hükümetten alınan ücretlerle  kıyaslarsanız, anca ondan sonra burada 'grev' diye söze girersiniz" dedi. 

Kaynak: dha