Bağcı'nın 54 sayfalık savunması 7 saat sürdü. Bağcı, kendisini rektörlüğe örgütün getirdiği iddialarını kabul etmezken, örgüt adına üniversite içinde atama da yapmadığını söyledi.

Denizli Kongre ve Fuar Merkezi'nde kurulan 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı. Duruşma salonuna sanıkların birinci derece yakınları alındı. Dün başlayan ve kimlik tespiti ile iddianamenin okunduğu duruşmanın bugünkü ikinci duruşmasında ilk savunmayı 15 Temmuz darbe girişiminde Pamukkale Üniversitesi Rektörü olan tutuksuz sanık Prof. Dr. Hüseyin Bağcı yaptı. Bağcı, 54 sayfalık savunmasını flaş disk içinde mahkemeye heyetine verdikten sonra savunmasına başladı. Üzerine atılı suçlamaların hiçbirini kabul etmeyen Bağcı, savunmasında kendisini rektörlüğe örgütün getirdiği iddialarını kabul etmedi, örgüt adına da rektör yardımcılıklarına ve dekanlıklara atamalar yapmadığını söyledi.

'DANIŞMAN GENEL SEKRETER OLMAK İSTEDİ'
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin belediye başkanlığı döneminde ve şimdiki Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan'ın danışmanlığını yapan Ç.S.'nin 2011 yılında rektör seçildikten sonra yanına ziyarete geldiğini anlatan Bağcı, "Ç.S. belediye ile üniversite arasındaki sorunlarını bildiğini, çözebileceğini, basın kuruluşlarıyla iyi diyalog içinde olduğunu, kendi ajansı ve haber kuruluşlarıyla istediği şekilde çalıştığını söyleyip, sorunların çözülmesi için genel sekreter olmak istediğini söyledi. Ben de arkamdan iş çevrileceğini düşünerek kabul etmedim ve odadan çıkardım. Bir daha görüşmedim. Ben kabul etmeyince hakkımda 4 yıl süren iftira ve karalama kampanyası başlattı" dedi.

'ÖRGÜT TARAFINDAN SEÇİLMEDİM, MUHALİFLER SEÇTİ'
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevi yaptığını, bu görevden de alındıktan sonra Denizli'ye dönüp Pamukkale Üniversitesi Rektörlüğü için yeniden hazırlıklara başladığını belirten Bağcı, "2010 yılından itibaren her kesimden ve gruptan kimselerle pazarlık yapmaksızın görüşmeler yaptım. Gizli saklım olmadan Polisevi'nde, Çamlık gibi yerlerde toplantılar yaptım. Prof. Dr. Hasan Erdoğan ve Prof. Dr. Ceyhun Karpuz'un da bulunduğu konsensüs ekibi ile görüştüm. Sonuçta sosyal demokrat, milliyetçi ve muhafazakar oyları aldım. 4 oy farkla birinci oldum. Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından mevzuata uygun olarak atandım. Seçim sürecinden anlaşılıyor ki, örgüt tarafından değil, mevcut yönetime muhaliflerin oylarıyla seçildim" diye konuştu.

RAKİP PROFESÖRE ÖRGÜTÇÜ İMASI
2015 seçimlerinde de Prof. Dr. B.T. ve şimdiki rektör Hüseyin Bağ'ı geride bırakarak rektör seçildiğini savunmasında anlatan Bağcı, "2007, 2011 ve 2015 seçimlerinde Prof. B.T.  ile rakip adaylardık. B.T. 2007 yılına göre 2015'te oylarını 7 kat artırmış. Gizli toplantılarda 'Hüseyin Bağcı'ya oy vermeyelim. Bizi mağdur etti' diyenlerin oylarını kime verdiği anlaşılmaktadır. 3 Ağustos 2016 tarihinde görevden alınmam üzerine 2015 seçimlerinde ikinci sıradaki Bülent Topuz'un değil, 3'üncü Sıradaki Hüseyin Bağ'ın rektör vekili atanması sanırım bu sebeptendir" dedi.

'İL İMAMIYLA GÖRÜŞME İDDİALARI GERÇEK DIŞI'
FETÖ'nün Denizli İmamı Mehmet Boz ile görüştükleri iddialarını kesinlikle kabul etmediğini belirten Bağcı, "Gerçek dışı. Telefonlarım dinlenmesine ve takip edilmeme rağmen bir görüşme tespiti yok. Kendisini birkaç toplantıda gördüm. Mehmet Boz'un Denizli protokolünde olduğunu söylediler. Bakan ve bürokratlarla yan yana oturuyordu. Bu adamı kim protokole almıştır? Bu konu niye sorgulanmıyor? Bu adam Bakan Nihat Zeybekci, bürokratlar ve milletvekilleri ile açılışlara katılabiliyordu. Bu yaklaşımla, protokolde yer alan devlet görevlilerinin de bu kişiyle irtibatlı olduğunu mu düşünmeliyiz?" şeklinde konuştu.

'YÖK İLE SİYASET ARASINDA SIKIŞTIM'
Göreve geldiğinde PAÜ Genel Sekreteri'nin Arzu Sarıca olduğunu, ancak uyumlu çalışamadıkları için kendi isteğiyle başka bir yerde görevlendirildiğini savunmasında söyleyen Bağcı, "Prof. Dr. Kenan Çoyan önerildi. Onu tanıyanlarla istişareler yaptım. Atanmasının uygun olacağı yönünde görüş bildirildi. Kendisini Tıp Fakültesi'nin Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı'na ataması yapıldı ve vekaleten genel sekreter olarak görevlendirildi. YÖK ile siyaset arasında sıkışıp kaldığım için atamasını yaptım. Çoyan'ı 15 Temmuz sonrası görevden aldım. Prof. Dr. Cevat Akşit beni arayıp, bunu yapmamam gerektiğini, Yatağan'daki İslami Bilimler Enstitüsü'nün kuruluşunun akamete uğrayacağını söyledi. Ak Parti İl Başkanı Necip Filiz cep telefonuma 'Kenan Çoyan ile ilgili hiçbir sıkıntı yoktur' diye mesaj attı. Valilik, Ak Parti İl Başkanı Necip Filiz, Ak Parti Denizli Milletvekili Şahin Tin, Pamukkale ve Merkezefendi belediyelerinin başkanları, Prof. Cavit Akşit, oğulları Mahmut ve Mehmet Akşit'in referansları neticesinde geçici olarak görevlendirdim" diye konuştu.

'DARBE GECESİ KÖPRÜDEYDİM'
15 Temmuz darbe gecesi kendisine ulaşılamadığı cümlesi kullanılarak, darbe gecesi ortadan kayboldu imajı yaratılmaya çalışıldığını belirten Bağcı, "Ben o gece Denizli Milletvekilimiz Dr. Sema Ramazanoğlu, kardeşim ve yeğenimle İstanbul Kandilli'de akşam yemeğindeydim. Saat 06.26'da FSM köprüsüne gelerek halkla birlikte darbeye karşı durduk. Bu konudaki fotoğrafları mahkemenize sunuyorum. 16 Temmuz'da da Denizli'ye dönüp Üniversite Senatosunu topladım. Darbe karşıtı senato bildirisi hazırladık. Belki de darbe gecesi köprüde tanklara karşı duran ilk rektör bendim" dedi.

'ŞİMDİKİ REKTÖR BAĞ'IN İMAM HATİP DİPLOMASINA 'CI' EKLEYİP, ATAMAMI ENGELLEDİLER'
İddianameye konu olan kadrolaşma şikayetlerinin 2 kişiden oluşan bir sendika görevlisi ve Pamukkale Üniversitesi'nin şu anki rektörü Hüseyin Bağ tarafından verilen dilekçelerden ibaret olduğuna söyleyen Bağcı, "2007 yılındaki rektör seçimlerinde birinci olmuştum. Prof. Dr. Fazıl Necdet Ardıç ise ikinci olmuştu. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e şimdiki rektör Hüseyin Bağ'ın imam hatip lisesi mezuniyet diplomasında evrakta sahtecilik yaparak göndermişler. Bağ soyadının yanına 'cı' eklenerek benimmiş gibi Sezer'e gönderilmiş. Böyle evrakta sahtecilikle rektörlük atamam engellendi" dedi. ByLock kullanmadığını, evinde ve makam odasında yapılan aramalarda suç unsuru bulunmadığını belirten Bağcı, suç işlemediğini, pişman olacak herhangi bir şey yapmadığını söyleyip, mahkeme heyetinden beraatini istedi. Bağcı'nın savunmasına verilen aranın ardından yarın devam edilecek.

Kaynak: dha