Bugün bizim GÖKTÜRKLER dediğimiz devletin asıl adı TÜRK DEVLETİ’dir.

Doğudan batıya 10.000 km uzunluğunda yaklaşık 22 milyon kilometrekarelik bir yüz ölçümüne hükmeden Göktürkler’de Tanrının kut verdiğine inanılan kişi KURULTAY da seçilip Kağan olur, başa geçerek devleti yönetirdi. Sahip olunan coğrafi alan Kağan’ın serbestçe kullanabileceği bir arazi değil, korumakla ve kollamakla yükümlü olduğu ata yadigarıydı. VATAN ve DEVLET hükümdardan önce gelmekteydi.

Kağan tek başına kanun (töre) yapamaz, töreleri uygular, kendisi de uyardı. Töreler değişik şartlar altında etkinliklerini sürdürebilmek için değiştirilebilirdi ancak kesinlikle değişmeyecek hükümleri vardı :

1-Könilik (Adalet)

2-Uzluk (İyilik, ferahlık)

3-Tüzlük (Eşitlik)

4-Kişilik (İnsanlık)

Göktürk’leri diğer devletlerden ayıran en büyük özellik KAMU HUKUKU nun olmasıydı. Millet şahsi hukukla donatılmış, koruma altına alınmıştı. Milletin görevi Kağan’a bakmak, onu doyurmak değildi, bilakis Kağan millete bakıp gözetmek, doyurmak, BOYLARI BİR ARADA TUTMAK ve düşmanlara karşı korumaktan sorumluydu.

BAŞARILI BİR YÖNETİM SERGİLEDİĞİ SÜRECE KAĞAN TAHTTA OTURURDU. ANCAK SİYASİ VE EKONOMİK SIKINTILAR YAŞATAN KAĞAN, TÖREYE GÖRE KURULTAY KARARIYLA TAHTTAN İNDİRİLİRDİ.

Örneğin Göktürk Kağanı Kapgan’ın yerine geçen oğlu İnal, hükümdarlık görev ve sorumluluklarını yerine getirememiş, iç karışıklıkları önleyemediği gerekçesi ile tahttan indirilmiş, yerine Bilge ve Kültigin kardeşler yönetime geçmiştir.

Bir diğer örnekte ise 631-633 yılları arasında Batı Göktürk devleti’ni yöneten Se Yabgu Kağan devletin birliğini sağlamakta başarısız olunca KURULTAY kararıyla tahttan indirilmiştir.

GÖKTÜRKLER’DE KADININ YERİ

Göktürkler’de Kağanın eşi devlet yönetiminde söz sahibiydi. Orhun Kitabelerinde devlet işini kilen KATUN (Hatun) lardan söz edilir. Kağan’ın eşi Hatun tıpkı Kağan gibi töre ile bu makama oturur, Kağan ile birlikte ülkeyi yönetirdi.

Emirnameler “KAĞAN ve HATUN’un buyruğudur” cümlesiyle başlardı.

ŞİMDİ SORUYORUM…

1-Göktürkler’de başarısız yöneticiler KURULTAY kararıyla görevden alınırken, Milliyetçi Ülkücü Hareket’te neden KURULTAY toplamaktan kaçılmaktadır ?

2-Göktürkler’de ADALET anlayışı olmazsa olmaz iken, Milliyetçi Ülkücü Hareket’te neden dayanaksız kapatmalar, görevden almalar yapılmaktadır ?

3-Göktürkler’de KAĞAN’ın görevi millete bakıp onları gözetmek, korumak kollamak iken, Milliyetçi Ülkücü Hareket’te neden Hareket’in gerçek sahipleri horlanmakta, değer verilmemekte ve seslerine kulak tıkanmaktadır ?

VE

4-Göktürkler’de kadınlar el üstünde tutulup, ülke yönetiminde söz sahibiyken, buyruklarda bile isimleri geçerken, Milliyetçi Ülkücü Hareket’e “ANNE ELİ” değmesi neden engellenmeye çalışılmaktadır ?

Soruları ben sordum, cevapları vicdanlarınız versin.

Yoksa GÖKTÜRKLER bizden daha mı az TÜRK’tü ?