YURT Gazetesi-Röportaj: Ülkü ÇOBAN/Ergenekon sürecinde tutuklanmayı beklediğinin altını çizen Şık, “Her gün bekliyorduk. Tıpkı şu an beklediğim gibi” dedi ve Cemaat dosyasında şüpheli olarak adının geçtiğini söyledi.

*Ergenekon’un tanığı iken sanığı oldunuz ve cezaevine girdiniz, “Ergenekon’u Anlama Kılavuzu” isimli kitabı yazmıştınız ve soruşturmadaki gizliliği ihlal ettiğiniz söylenmişti. Bugün tekrar baktığınızda Ergenekon anlaşılabildi mi?

Net olarak hayır. Türkiye'nin kanlı ve kirli geçmişinin soruşturulacağı illüzyonuna insanları inandırdılar. Adını doğru koyalım, Türkiye'de bir kontrgerilla gerçeği var ama Ergenekon o kontrgerilla değil. Ergenekon bence bir örgüte de işaret etmiyor. Ergenekon bir zihniyete, ırkçı, ulusalcı, faşizan, farklılıklara hiçbir saygısı olmayan kötü bir siyasal anlayışa tekabül ediyor. İlk iki yıl boyunca benim de desteklediğim bir soruşturma süreciydi, birçok insanı kandırmanın en önemli aracı da Hrant Dink suikastıydı. Hrant Dink bir devlet mutabakatı ile öldürülmüştür. Hrant Abi Ermeni'ydi, sosyalistti ve gazeteciydi. Zaten bu özellikleri barındırıyorsanız öldürülürsünüz.

*Siz Ergenekon sürecini yaşarken ve süreci incelerken cemaatle karşılaştınız değil mi?

Yani cemaati daha önceden elbette biliyorduk. Benim bu kumpas sürecinde kuşkularımı arttıran en önemli gelişmelerden birisi Hanefi Avcı'nın tutuklanması ve bazı üst düzey emniyetçilerin benzer davalarla tasfiye edilmesiydi. Ergenekon sürecinde cemaatin emniyetteki, polis teşkilatındaki ve yargıdaki payı nedir sorusu üzerinde birtakım insanlarla görüşmeye başladık ve dolayısıyla da işe dâhil olduk.

AKP bir darbe olacağını biliyordu

*AKP-Cemaat ilişkisini ve sonradan ortaya çıkan düşmanlığı nasıl değerlendirirsiniz?

15 Temmuz kalkışması oldu, her şeyden önce 248 insanın canını yitirdiği gerçeği var. Türkiye tarihinin en kanlı kalkışmasıydı. Faillerinden birinin cemaat olduğu söyleniyor ki bence yanlış değil ama kanımca cemaat tek başına değildi. Siyasal aidiyetlerinin ne olduğunu bilmediğimiz ama Cemaat mensubu da olmayan diğer faillerin bizden gizlendiğini düşünüyorum. Darbe kalkışmasından sonra Türkiye daha karanlık bir sürece girdi. Darbe engellendi ama cunta iktidara geldi

*AKP bu darbe girişimine hazırlıklı mıydı?

İlk günden beri "Bu AKP'nin kendini güçlü kılmak için planladığı bir senaryoydu" diyen muhalif bir grup var. Ben bunu reddediyorum, yaşananların bir senaryo olmadığını düşünenlerdenim ama kafam karışık. AKP bir darbe olacağını biliyordu, bir takım hazırlıklar yapıldığını bence tespit etmişti, sadece zamanlamasını bekliyordu ve bu 15 Temmuz gecesi oldu. Buradan yola çıkarak o gece ve sonrasında yaşanan her şeyin bir kurgu olduğunu düşünmüyorum. Hazırlıklı oldukları da ortaya çıkmadı, sadece sürpriz yaşamadılar. Bence onlar için en büyük sürpriz şu oldu: 15 Temmuz kalkışmasını Cemaat'in yapacağını düşünüyorlardı ama ilk haber alındığı saatten itibaren ortaya çıktı ki cemaat tek başına değildi.

*Kimler vardı?

Onu bilmiyorum, savcılık makamı ve hükümet bunun yanıtını verecek ama bence yalnız değillerdi; bir darbeciler koalisyonu vardı. MİT'e gelen ihbar sonrasında Genelkurmay'da yapılan toplantıyla bu konunu deşifre edildi. Darbeciler koalisyonunun hükümetten ve hükümete yardımcı olan bir takım kişiler vasıtasıyla parçalandığını düşünüyorum. Belki ana omurga Gülen Cemaati'ne mensup askerlerdi ama Gülen Cemaati TSK içindeki en örgütlü yapı olmasına rağmen tek başına darbe yapabilecek bir güç değil. Kendileri zaten büyük bir nefret öznesi ve ordu içerisinde kendileri gibi düşünmeyen insanlar da tıpkı kendileri gibi silah sahibi. Bu ağır bir iç savaşa tekabül eder.

Erdoğan ve yakın çevresi tutuklanacaktı

*Bahsettiğiniz koalisyon parçalanmasaydı ne olacaktı?

Kesinlikle darbe oldurdu ve hatta değil 9'da planladıkları gibi 03'te çıksalardı o darbe yine olurdu. Sivillerin darbeyi engellediği bir siyasetçi ajitasyonundan ibaret. Ortak paydaları Tayyip Erdoğan nefreti olan farklı siyasal anlayışlara mensup subayların emir komuta zinciri içinde kalkışmak istediği bir darbe girişimiydi 15 Temmuz. Planlandığı gibi gitseydi Erdoğan ve yakın çevresinden bir grup tutuklanacak, AKP içinden koparılacak bir gövdeye, darbe sonrasındaki tutum alışlarına bakarak MHP ve belki CHP de eklenerek, Cemaatin de dâhil olduğu yeni bir iktidar bloğu yaratılacaktı.

15 Temmuz’da ne pazarlıklar yapıldı?

*Cumhurbaşkanı Erdoğan darbe gecesi neden halka çağrı yaptı?

Kimin kazanacağı belli olduktan sonra, daha doğrusu darbeciler koalisyonu parçalandıktan sonra biz Erdoğan'ı gördük. 14.45'te bir binbaşı gidiyor ve darbeyi MİT'e ihbarda bulunuyor. Yaklaşık 7 saat sonra Ankara'da uçaklar uçmaya başladı ve köprüde biz tankları gördük. Bu 7 saat içerisinde kim, kimlerle ne pazarlıklar yaptı, ne tür anlaşmalar yapıldı, ne vaat edildi?  İşte onları bildiğimizde bu darbenin bir senaryo olup olmadığını ve gerçek faillerin kimler olduğunu bileceğiz. 248 insan öldü, onların adına öğrenmek istiyorum. Gerçek sorumlu kimse onların yargılanması için istiyorum.

Tutuklanacağım zamanı bekliyorum

*Ergenekon sanığı olarak tutuklandığınızda şaşırdınız mı?

Hayır.

*Bekliyor muydunuz?

Evet, kitabı çalışırken arkadaşlarıma ve eşime "Bunlar bizi de tutuklayabilirler böyle giderse" diyordum, ne zaman ki ODATV soruşturmasına adım karıştı, 14 Şubat'ta arkadaşlar alındılar çok kısa bir süre sonra adım dosyaya girdi ve hiç şüphem kalmadı. Her gün bekliyorduk. Tıpkı şu an beklediğim gibi...

*Şu anda da bekliyor musunuz?

Evet tabii ki. Uzun zamandır.

*Bekleyişiniz Cumhuriyet Gazetesi'ndeki tutuklamalarla mı başladı? Öncesinde mi başladı?

 

Hayır, öncesinde başladı.

*Peki şimdi neden bekliyorsunuz?

Hem kolay hem de zor bir soru, şu anki sihirli sözcük FETÖ. Yakın geçmişte Ergenekon'du, ondan önce başka bir şeydi. Beni Cemaatçi olmakla suçlamak biraz zor bir iş ama bir yandan da kolay. Öyle bir tezgâh yaparlar ki kimse bunu tartışmayabilir.

Cemaat dosyasında şüpheli olarak adım var

*Cemaatçi olmakla suçlanacağınızı mı düşünüyorsunuz?

Düşünüyorum ve biliyorum. 15 Temmuz kalkışmasından önce Cemaat'le ilgili açılmış bir ana dava dosyasında şüpheli olarak adım var, onu biliyorum. Bir yıldan uzun bir zamandır var olan bir dosya... Bir tane gizli tanık ifadesinden yola çıkarak hazırlanmış. Kim olduğunu bilmiyorum dosyaya bakarsanız gazeteciymiş. O tür ifadeler ya birileri tarafından dikte ettiriliyor ya da hazır metinler önlerine konuluyor, dosyaya gerçekte var olan ya da olmayan bir gizli tanık monte ediliyor. İfadeyle birlikte ve hedef alınan kimse, o sürecin yeni mağduru oluyor.

*Biraz beni aydınlatmanız gerekiyor, hangi konuyla ilgili dosya bu?

Şöyle aydınlatayım; yolsuzluk soruşturmalarının ve Suriye'deki savaşta Türkiye Hükümeti'nin ve AKP'nin suçlarını kanıtlayan, MİT'e ait TIR'lar ile yapılan silah sevkiyatını merkeze alan, bunun bir cemaat kumpası olduğundan hareketle bir ana dava dosyası haline getirip aklınıza gelen bir dolu ismi o dosyaya boca etmişler.

"Başına gelen en hafif şey tutuklanmak olacak"

*Geçen Enis Berberoğlu'nun hâkim karşısına çıktığı MİT TIR'ları meselesinden bahsetmiyorsunuz sanırım.

O başka bir şey. 7 Haziran seçimi öncesindeki süreçten bahsediyorum. Bir ana cemaat, paralel devlet yapılanması dosyası şüphelilerinden biri de benim. Bunun haberi bana geldi, tutuklanacaksın diye; hatta "Başına gelen en hafif şey tutuklanmak olacak" dendi.

Yargı mensupları utanmıyor mu?

*Cumhuriyet Gazetesi'nin tutuklu gazetecilerinin akıbetleri ne olacak? Bir öngörüde bulunabiliyor musunuz?

En zor soru bu herhalde, bir kere ortada çok pespaye bir soruşturma var, suçlama konusu edilemeyecek ya da herhangi bir suç içeremeyecek her türlü şey suçmuş gibi bir soruşturma dosyası düzenlenmiş. En temel iki iddia var, vakıf yönetiminin belirlenmesinde usulsüzlük yapıldığı ki o başlık başka bir davanın konusu, terör mahkemesinin alanına giren bir şey değil. Bir cemaat müdahalesi gibi kurgulayıp, aynı anda hem FETÖ, hem PKK, hem DHKP-C üyesi olmakla suçlanıyor gerçekten. 5 yaşındaki çocuğa anlatsanız güler, çok fantastik bir şey bu... Delil diye sunulanların hepsi gazetede yayımlanmış haberler, yazılar, bazı arkadaşlarımızın sosyal medya hesaplarında yazdıkları... Böyle şey olabilir mi? Gerçekten utanmıyor mu o soruşturmayı yürüten yargı mensupları? Soruşturmayı arkadaşlarımıza FETÖ'cüdür iddiasında bulunan ama FETÖ sanığı olmuş bir savcı yürütüyor. Onu görevlendiren İrfan Fidan, kardeşi Fatsa'da FETÖ'nün öğretmen imamı olduğu iddiasıyla açığa alınan birisi.

Editör: TE Bilişim