Sayın Meral Akşener, TBMM Başkanı İsmail Kahraman bir toplantıda kendisine “Meral Kılıçdaroğlu” dediğini duyunca;

…Bir kadının soyadının ancak evlilik vasıtası ile değişeceği açık bir gerçek olmasına rağmen, alçak ve şerefsiz bir yakıştırma yapılmış!” diyerek ciddi bir tepki gösterdi.

Meral Hanım haklıydı. Yaptığı yorumum azı değil fazlası bile vardı. Kahraman’ın söylediği bu sözde sadece ahlaki bir değil, siyasi bir saldırı da bulunuyordu. Belli ki bu sözleri söyleyen, onu aşağılamak ve onuruyla oynamak istemişti.

Doğrusu, TBMM Başkanı’nın susacağı ya da, -kimseyi inandıramasa da- “yanlış anlaşıldı!” diyerek günah çıkaracağı düşünülüyordu ki, verdiği yanıt ilk konuşmasındaki kadar ağır oldu.

Üstelik, yayınladığı mesajla Meral Akşener’i tehdit ediyor.

İsmail Kahraman, TBMM Basın Yayın Başkanlığı aracılığı ile yaptığı açıklamada, Sayın Akşener için söylediklerinin “masum bir benzetme” olduğunu öne sürdükten sonra ağır bir üslup kullanarak Meral Hanım’a saldırıyor;

Akşener’in sözleri, bir bayanın ağzına alamayacağı sözler,” diyor…

Akşener zaten 15 Temmuz öncesi ‘Yurtta Sulh’ sözlerini kullanmıştı,” diyerek, FETÖ’cü kalkışmanın sloganını anımsatıyor ve aba altından sopa gösteriyor…

Zaten, katıldığı televizyon programlarında ‘Yakında Başbakan olacağım’ da demişti,” diyerek aba altında bir değil iki sopasının olduğunu ima ediyor...

BUNDAN SONRA BAKALIM NELER YAPACAKLAR

Meral Akşener, Bahçeli’nin yerine MHP Genel Başkanı olmak için yola çıktığı ilk günden saldırıya uğramaya başlamıştı.

Bahçeli, AKP’ye destek vermesinin karşılığı olarak Cumhurbaşkanı tarafından korumaya alınınca, mahkemeler dahil bütün güç emrine verilmişti.

Kendisine muhalif olan herkesi partiden attı.

Ancak işler istediği gibi gitmedi.

MHP’nin iki saygın ismi olan Meral Akşener ve Ümit Özdağ’ın el ele vermesi, Ülkücü MHP’liler arasında büyük bir heyecan yaratınca Devlet Bahçeli ürkmeye başladı.

Sadece Bahçeli’nin değil, AKP’nin de gözü korktu.

Ve ortak bir hareketle Meral Akşener’in üzerine gitmeye başladılar.

Şu anda yapılan, söylenen her şey, Akşener’i siyasi olarak ‘bitirerek’ diskalifiye etmeye çalışmaktan başka bir şey değil!

Namusuna, onuruna saldırarak, FETÖ’cülükle suçlayarak, iftiralar atarak…

HEPSİNİ YAPTILAR, YAPIYORLAR

Gerçekten de bunların hepsini yaptılar, yapmaya da devam ediyorlar.

Yandaş gazeteleri kullanarak, namusuna çamur atmaya çalıştılar, elbette tutmadı.

Küçük torunu için bile utanmadan yaralayıcı sözler söyleyerek, Akşener’i çıldırtmaya çalıştılar, dayandı.

Önemli kişiler aracılığı ile tehditlerde bulunarak susmasını istediler, ciddiye almadı.

TBMM Başkanı Kahraman’ın söylediği Meral Kılıçdaroğlu sözü de, bu aşağılama, hakaret, iftira zincirinin bir parçası olarak algılanmalıdır.

Ama en önemlisi bundan sonrası!

Bu bağlamda, savunma yapması beklenirken tam tersine Meral Akşener’e hücuma devam eden Kahraman’ın söylediklerini iyi analiz etmek gerekir.

Çünkü bu sözlerde hem bir korku ve hem de önemli bir tehdit var.

Ve korku içinde olanların tehditleri ciddiye alınmalıdır.

AKP’li Meclis Başkanı’nın, Meral Akşener’in 15 Temmuz öncesinde ‘Yurtta Sulh’ sözlerini kullandığını söylemesi,Akşener’in başına bir FETÖ çorabının örülmekte olduğunun göstergesi gibidir.

Kahraman, bir de; “Akşener, yakında başbakan olacağını söylüyor,” diyerek bu konuda da rahatsızlığını dile getiriyor. Belli ki bu sözler sadece Bahçeli’yi değil, AKP’li Cumhurbaşkanını bile ürkütmüş!

MERAL HANIM, DİKKAT ETMELİ!     

Meral Akşener, İçişleri Bakanlığı ve TBMM Başkanvekilliği görevlerinde bulunmuş, söyleyeceği sözü düşünerek söyleyen dikkatli bir siyasetçidir. Ama karşısında öyle güçlü ve onu siyasetten silmek isteyen öyle kararlı insanlar var ki, her an başına bir şey gelebilir.

1- Onun, FETÖ ile ilişkisini iddia edecek savcılar, mahkemeler bulmak işten bile değil. TBMM Başkanı Kahraman’ın sözleri bu bağlamda ürkütücüdür. Dileriz bu açıklama birilerine talimat anlamına gelmez.

2- Telefonlarının dinlenmekte, gittiği her yerde izlenmekte olduğunu bilmek için kahin olmaya gerek yok! Telefon montajlarını ciddiye alan hakimler gördük…

3- Komplocuların gözleri kimi zaman öylesine dönmüş olur ki, ne bileyim, Meral Hanımın cebine esrar bile koyarlar.

4- Bu tip örgütler, evde çalışanlar üzerinden önemli komplolar gerçekleştirirler. Çalışan kişiyi elde etmişlerse- ki en kolay yollardan biri olduğu söylenir- evin içi dışı hakkında bilgi sahibi olurlar, aldıkları görüntüleri montajlayarak yapmadıklarını bırakmazlar.

“EŞKİYANIN NE YAPACAĞI BELLİ OLMAZ!”

Elbette, MHP’nin Bahçeli muhalifleri bunları biliyor ve Meral Hanıma yapılacak her hareketi dikkatle izliyorlardır.

Ancak unutulmamalıdır ki, bazı iftiralar halka çok çekici gelebilir. Bazı iftiraların iştah kabartıcılığı, iftiraya uğrayanın çektiklerini unutturabilir. Çeken çektiğiyle kalırken, iftiracı başka planlar peşinde sırıtarak dolaşır.

Bu nedenle, “Halkım beni anlar!” rahatlığına kapılmamak gerekir.

Bekleyelim bakalım!

1966 yılında, İçişleri Bakanı Faruk Sükan, bir gece meclise polisi sokarak CHP’li milletvekillerinin odalarını didik didikaramıştı. Konu o zaman CHP Genel Başkanı olan İsmet İnönü’ye sorulduğunda;

Eşkiyanın bu gece ne yapacağı belli olmaz!” diyerek tarihe geçen bir söz söylemişti.

Bu söz Meral Akşener’in bugünlerde en çok kullandığı söz olmalı…

Suat Çağlayan

Odatv.com

Editör: TE Bilişim