Bahçeli "Peyami Safa’da bekanın sırrı, fert ve cemiyet olarak kendi kendisi kalmak şartıyla (yani başkalaşmadan) değişmesidir. Bekamız korunacaktır." dedi

Gelecek, geçmişin üzerinden yükselir, geçmişle beraber yücelir. Cüce kafalar, cesaret ve celadetle harcı karılmış bir milleti idrak edemez.

Türkiye sıkıştığı dar alandan, kıstırıldığı karanlık sokaktan çıkmanın amansız mücadelesini vermektedir. Bu mücadele haklı ve saygındır.

Türklüğe kefen biçen eli ve emeli kanlı güçlerin tezgâh ve oyunları defalarca bozulmuş, buruşturulmuş ve musallat olan bela def edilmiştir.

Millet şanlı mazisini şerefli istikbale taşıma iradesiyle girdiği ölüm-kalım savaşlarından alının akıyla, bileğinin hakkıyla çıkabilmiştir.

15 Temmuz FETÖ kalkışması, asırlardır süren saldırı ve habis senaryoların en vahşi, en acımasız türüdür. Türk milleti işgali engellemiştir.

Yusuf Has Hacip bize öğüt verir: “Düşmanın varsa boş bulunma, düşmana düşman ol, düzgün ol düzgün insana.” Nitekim Türk’e düşmana düşmanız.

15 Temmuz, karanlık bir planın; istismar ve takiyye fanusuna saklanmış hain bir terör örgütünün Türkiye’yi yıkma teşebbüs ve tertibidir.

Peyami Safa der ki: “İnsan saatlerce derdini anlatsa, bunun etkisi bir haykırış, bir çığlık kadar olamaz.” 15 Temmuz Türkiye’nin çığlığıdır.

Ederi bir dolar olan şerefsizler verilen salalarla, tankın önüne sere serpe yatan kahramanlarla durdurulmuş, dağlanmış ve dağıtılmışlardır.

Ayağa kalkan diriliş ruhu, milleti diri diri yakmak ve toprağa yatırmak isteyen hainleri ve arkalarındaki güçleri yerle yeksan etmiştir.

P. Safa yine der ki: “Galip geleceğiz, çünkü harplerde galebe, iman eden taraftadır.” İmanlıyız, iradeliyiz, ihaneti mutlaka imha edeceğiz.

Milli olan sükûnu değil mücadeleyi sever, uyuşukluğu değil uyanıklığı seçer. Milli ruh ve duruş yaşadıkça millet, illeti silip süpürecektir.

Peyami Safa’da bekanın sırrı, fert ve cemiyet olarak kendi kendisi kalmak şartıyla (yani başkalaşmadan) değişmesidir. Bekamız korunacaktır.

15 Temmuz’da asker kamuflajına giren bir avuç hain tepelenmiştir. İstiklalimize göz diken, varlığımıza diş bileyen barbarlar püskürtülmüştür.

15 Temmuz’da 249 vatan evladı şehit, 2 bin 193 vatan evladı gazi olmuştur. Hepsine şükran borçlu olduğumuz unutulmamalıdır.

Milli şuur ayakta değilse, millet ölüm yatağındadır. Bizi geleceğe taşıyacak olan bu şuur, kardeşlik hukuku, iç barış ve huzur ortamıdır.

Milli ruh; bezginlik, baygınlık, durgunluk, teslimiyet ve mağlubiyet tanımaz, kabul etmez. Dayanışma ve kucaklaşmayla her mihnet aşılacaktır.

15 Temmuz’da destan yazan milletimle övünüyorum. Aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize uzun ömürler diliyorum.

Yanılıp yenilip yeni bir darbe girişimini aklından, havsalasından geçiren varsa ölümü göze almış demektir, bunu da özellikle hatırlatıyorum.

Milliyetçi-Ülkücü Hareket konu vatan ve millet olunca fedakârlıkta sınır tanımaz. Ülkücülük en kutlu vasıf, Ülkücü ise en şuurlu varlıktır.

Türk milleti yenilmeyecek, Türk devleti yıkılmayacaktır. Şu tarihi seslenişi birlikte söyleyip, beraber var edelim: Ne Mutlu Türk’üm diyene…

Editör: TE Bilişim