Sabahattin Önkibar'ın yeni çıkan "Devlet Bahçeli ve Ülkücüler Hakkında Her Şey" adlı kitabında "Bahçeli ve cumhurbaşkanlığı" bölümünde yer alan kısım şu şekilde.

Bahçeli ve cumhurbaşkanlığı

Kırılmaya sebep olan olaylarından biri Sadi Somuncuoğlu’nun cumhurbaşkanlığına aday olmak istemesiydi.

Süleyman Demirel’in görev süresi dolunca önce onun ikinci kere adaylığı ve Anayasa değişikliği konusu gündeme geldi... Cumhurbaşkanı adayı olmak isteyen Mesut Yılmaz buna karşı çıkınca Demirel formülü gündemden çıktı.

Peşi sıra Bülent Ecevit Prof. Mehmet Haberal’ı teklif etti.

Haberal bazı özel sebeplerle aday olamadı.

Aday arayışı günlerinde gazeteciler Devlet Bahçeli’ye so­rar:

“Siz aday olur musunuz?”

Bahçeli’nin cevabı Ülkücüleri yaralayacak niteliktedir:

“Efendim, biz haddimizi biliriz.”

Evet, MHP’nin lideri kendini cumhurbaşkanlığına layık görmüyor ve bunu bütün Türkiye’ye ilan ediyordu.

Yukarıda söz ettim, Bahçeli başbakan olması teklifine de “Biz haddimizi biliriz,” demişti!

Bu cevap Bahçeli’nin hem kendine güvensizliğini, hem temsil ettiği fikri ve camiayı anlamamasını, hem de gizli mis­yonunu ortaya koyar nitelikteydi.

Meclis’in ikinci partisinin lideri ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli âcizliğini açıkça haykırıyordu.

İlginçtir, kendini cumhurbaşkanlığına yakıştıramayan Bahçeli, o makama hâkimlikten gelen Ahmet Necdet Sezer’i layık gördü.

Sadi Somuncuoğlu devrede

İşte tam o süreçte ilginç bir gelişme yaşandı.

Doğru Yol ile Fazilet Partisi’nin kurmayları MHP’li Sadi Somuncuoğlu’na gidip, aday olması halinde partilerinin tam kadro kendisine oy vereceğini iletti.

Somuncuoğlu bu teklif ve kesin destek bilgisini alır almaz Devlet Bahçeli’ye gitti:

“Sayın Genel Başkanım müjdem var.”

“Buyurun Sadi Bey.”

“Şartlar MHP’ye inşallah bir cumhurbaşkanlığı bahşedecek.”

“Nasıl?”

“Efendim Sayın Tansu Çiller ile Sayın Recai Kutan haber gönderdiler. MHP aday çıkarsın firesiz destek olalım diye. Malumunuz böyle bir destek MHP’li aday için yetiyor... Lüt­fen aday olunuz.”

“Sayın Somuncuoğlu ben haddimi bilirim dedim ve aday olmayacağımı açıkladım.”

“Herhalde şaka yaptınız. Had bilmek ne demek? Aday­lıkta ismi geçenlerin sizden çok eksiği var, fazlası yok. Siz MHP gibi bir partinin önderisiniz.”

“Yok yok, ben haddimi bilirim Sadi Bey!”

“Yapmayın efendim!””

“Dedim ya kararlıyım, aday olmam!”

“Tarih bizi affetmez”

“Sayın Genel Başkan o zaman DYP ile Fazilet Partisi’ne başka bir isim önerin.”49

“Hayır...”

“Anlayamadım...”

“Sayın Somuncuoğlu, MHP olarak bizim cumhurbaşkanı adayımız olmayacak!”

“Sayın Genel Başkan yapmayın ne olur... Bu tarihin MHP’ye verdiği büyük imkân ve fırsat.”

“Hayır, MHP’nin adayı olmayacak.”

“Tarih hiçbirimizi affetmez, zira Atatürk’ten sonra ilk defa gerçek bir Türk Milliyetçisi devletin başına geçecek. Lütfen iyi düşünün!”

“Hayır böyle bir şey olmayacak.”

“Pardon, bizim bilmediğimiz bir şey mi var?

“Hayır hiçbir şey yok. Ben olmasını istemiyorum, o ka­dar.”

“Efendim ne olur bir kere daha düşünün. Bu konu mille­timiz, devletimiz ve fikrimiz için hayati!”

“Sadi Bey mevzuyu kapatalım. Biz cumhurbaşkanlığına aday çıkartmayacağız.”

Sadi Somuncuoğlu büyük bir şaşkınlık ve üzüntüyle oda­dan çıkar, ancak DYP ile Fazilet Partisi’nin MHP’li adayı destekleyeceği bilgisi kulislere sızınca pek çok MHP’li vekil Somuncuoğlu’na yoğun bir biçimde “Sadi Ağabey aday ol” baskısı yapmaya başlar.

“Odamdan derhal çıkın!”

Somuncuoğlu, Devlet Bahçeli’ye ertesi gün tekrar gider:

“Efendim partili milletvekili arkadaşlarımızın yoğun bas­kısı altındayım... ‘Görev ve sorumluluktan kaçarsanız tarihi vebal’ olur diyorlar... Siz aday olmuyorsanız izninizle ben cumhurbaşkanlığına aday olmak istiyorum.”

“Sadi Bey böyle bir şey yapamazsın... İzin vermem!”

“Sayın Bahçeli, parti olarak bir isme söz mü verdiniz? Eğer öyleyse, olmam.”

“Hayır hiç kimseye söz vermedik ama ben MHP’den cumhurbaşkanı adayı olsun istemiyorum.”

“Hangi gerekçelerle?”

“İstemiyorum... Size gerekçe sunmak zorunda değilim.”

“MHP kontrolümden çıkar diye mi düşünüyorsunuz?”

“Size istemiyorum dedim... Görüşmemiz bitmiştir. Çıka­bilirsiniz!”

“Sayın genel başkan ben aday olacağım.”

“Olmayacaksınız... Buna izin vermem... Çıkın dışarı.”

Enginyurt, Bahçeli’nin huzurunda

Sadi Somuncuoğlu odadan çıkıp yine istişareler yapar ve adaylık dilekçesini vermek için TBMM’nin yolunu tutar.

Ve Meclis bahçesinde MHP’li üç milletvekili karşısına di­kilir.

Şefkat Çetin, ikna etmeye çalışır.

Cemal Enginyurt ise fiziki müdahalede bulunur ki, o gö­rüntüler televizyonlar tarafından yayınlanır.

İşte o baskı ve abluka sonucu Sadi Somuncuoğlu cum­hurbaşkanlığına adaylık dilekçesini veremez.

Akabinde Bülent Ecevit’in apansız önerdiği Ahmet Nec­det Sezer, başta Bahçeli’nin güdümündeki MHP olmak üze­re diğer bütün partilerin desteğiyle aday olup cumhurbaş­kanı seçilir.

Sadi Somuncuoğlu’na fiili müdahalede bulunan Cemal Enginyurt ise daha sonra dokunulmazlığı kalkınca 20 ay ha­pis cezası alır ve cezaevinde sekiz ay hapis yatar.

Cemal Enginyurt’u o süreçte Ankara Yıldız’da açtığı lokan­tada sık sık görür ve Devlet Bahçeli hakkındaki çok çok ağır serzenişlerini dinlerdim ki, bir gün şöyle bir anekdot aktardı:

“Bahçeli’nin emrini yerine getirmeye çalışırken malum Sadi Somuncuoğlu olayı yaşandı ve hapse düştük. Arayan soran olmadı... Hapis sonrası ziyaretine gittiğim Bahçeli’ye, ‘Efendim ben emekli olamadım. Gelirim yok ve geçinemiyo­rum. Bana bir iş bulabilir misiniz?’ dedim.”

Aralarındaki konuşma şöyle devam eder...

“Almanya’da temizlikçilik yap”

Bahçeli: “Çok zor Cemal Bey işsizlik var.”

Enginyurt: “Efendim o kadar zor durumdayım ki konu­mum olmasa Almanya’da bulunan akrabamın yanında fab­rikada temizlikçilik bile yapabilirim.”

Bahçeli: “Öyle bir imkân varsa kaçırmayın Sayın Engin­yurt... Biliyorsun orada maaş euro’yla... Hemen gidin!”

İşte Devlet Bahçeli’nin vefa anlayışı budur...

Üzüldüğüm husus ise aslında pırıl pırıl bir Karadeniz de­likanlısı ve inançlı dürüst bir kişilik olan Cemal Enginyurt’un bu olayın sonrasında yani bugünlerde hâlâ Bahçeli’ye destek olmasıdır ki sebebi şahsi siyasi hesaplarıdır...

Evet fotoğraf net...

Devlet Bahçeli’nin misyonu, yani görevli olduğu, iktidar ortağı bulunduğu süreçte ortaya çıkmıştır.

Gerek koalisyon dönemi teslimiyeti, gerekse Sadi Somuncuoğlu’nun adaylığına engel olması onun her bakımdan sor­gulanmasını zorunlu kılıyor.

Sabahattin Önkibar

“DEVLET BAHÇELİ VE ÜLKÜCÜLER HAKKINDA HER ŞEY”

Sayfa 47-52

Editör: TE Bilişim