İfadesine göre Nazlı Işıldak, Alçı'ya, "Bank Asya'dan krediyle alarak oturduğunuz yalıda vicdanınız nasıl rahat ediyor?" dedi. Bunun üzerine Alçı, Etiler Şehit Naci Soydan Polis Merkezi Amirliği'ne giderek şikayetçi oldu.

Yurt gazetesinden Mehmet Bozkurt'un haberine göre olay öğlen 12 sıralarında Etiler'deki bir kahve dükkanında gerçekleşti.

Işıldak kahve aldığı sırada arkasında bekleyen kişinin Nagehan Alçı olduğunu görünce Ergenekon ve Balyoz sürecinde televizyon ekranlarında ve yazılarında toplumu yanlış yönlendirdiğini söyledi. Alçı bunun üzerine bir şey söylemeyerek kahvesini alarak dükkandan çıktı.

Daha sonra Işıldak'ın yanına Alçı'nın polis koruması gelerek kimliğini istedi ve neden bunları söylediğini sordu. Işıldak da, vatandaşlık görevi gereği Alçı'yı eleştirdiğini söyledi. Bunun üzerine koruma polisi de Işıldak'ın yanından ayrıldı. Işıldak arkadaşının yanına oturduktan bir süre sonra polisler olay yerine gelerek Işıldak ve arkadaşını polis merkezine götürdü.

Alçı'nın şikayetçi olduğu Işıldak götürüldüğü polis merkezinde olayla ilgili şunları söyledi, "Kahve alırken televizyon ekranlarından tanıdığım Nagehan Alçı Kütahyalı isimli şahsı gördüm. Kendisine, Ergenekon ve Balyoz sürecinde toplumu yanlış yönlendirdiğini, yapmış olduğu konuşmalardan dolayı birçok insanın mağdur olduğunu, gerçek darbecilerin desteklediği Fetullahçı Örgütten olduğunu, bu örgüt yüzünden yüzlerce insanın hayatını kaybettiğini, Bank Asya'dan aldığınız krediyle oturduğunuz yalıda vicdanınız nasıl rahat ediyor?" şeklinde eleştirdiğini söyledi. Işıldak Alçı'ya tehdit ve hakaret içerikli herhangi bir şey demediğini de belirtti.

Işıldak'ın avukatı Ümit Kaplan ise, Alçı'nın göz önünde bir isim olduğunu övgüye olduğu kadar eleştiriye de açık olması gerektiğini söyledi.

Nazlı Işıldak hakkında çıkan haberlerde konunun çarpıtıldığını belirterek şu açıklamayı yaptı, "Ülkesini çok seven ve onun için çalışan bir yurttaş, bir sanatçı ve bir öğretmen olarak milletimize söylenen yalanlara tahammülüm kalmamıştır. Geçmişte olduğu gibi bugün ve gelecekte de ülkemin değerlerinin ve aydınlık Türkiye’nin koruyucusu ve savunucusu olmaya devam edeceğim" dedi.

Nagehan Alçı şikayetçi olduğu Işıldak'la ilgili bir gazeteye yaptığı açıklamada, "Biz bu insanların haksız davalarla, kumpas davalarla mağduriyetlerine kaç yıldır sahip çıkmaya çalışıyoruz. Onlar ise ellerinde güç olsa bizi idam edecekler. Böyle bir şey olabilir mi?" dedi.

MİLLİYET BÖYLE GÖRDÜ

Nagehan Alçı’nın yazarı olduğu Milliyet gazetesi ise olayı birinci sayfadan gördü. Gazete olayla ilgili “Nagehan Alçı’ya çirkin saldırı” başlığını kullanırken şu ifadelere yer verdi:

“Milliyet yazarı Nagehan Alçı dün Etiler’de bir kafede Nazlı Işıldak isimli kadının tacizine ve saldırısına uğradı. Kasada sıra bekleyen Alçı’ya artan dozda hakaret, küfür ve tehditler savuran piyano öğretmeni Işıldak’ın, Alçı’nın şikayeti üzerine karakola götürülerek ifadesi alındı.”

Öte yandan Hükümete yakın Sabah gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı bugünkü yazısında, Cem Küçük’ün evine saldırıyı ve eşi Milliyet yazarı Nagehan Alçı’nın Etiler’de yaşadığı olayı yazdı. 

Kütahyalı’nın yazısının ilgili bölümü şöyle:

“Cem'in evinin silahlarla taranmasının ardından dün de Nagehan Alçı Etiler Starbucks'ta taciz ve saldırıya uğradı ve olay karakolda bitti. Emekli Tuğgeneral Fahri I.'nın kızı olduğunu iddia eden bir kadın Nagehan'ı görünce avaz avaz bağırarak herkesin içinde galiz küfretmeye ve tehdit etmeye başlıyor. Nagehan yanında polis koruması olmasına rağmen olay büyümesin diye olay yerinden sessizce uzaklaşmak istiyor. Öyle olunca bu şahıs barbarlığı daha da artırıyor ve "İki çocuğun gün yüzü görmesin ... kadın" diyerek haysiyetsizliğin dibini buluyor...

3.5 yaşındaki iki masum bebeğe bile kin kusacak derecede delirmiş bu onursuz kadın karşısında Nagehan polis ekiplerini oraya çağırıyor ve kadını karakola götürüp ifadesini alıyorlar. Kadın polislere askeri kimliğini çıkartıp "Ben bir generalin kızıyım, siz kimsiniz" havasında konuşmaya devam ediyor ve tüm polisler de bu durumdan dehşet rahatsız oluyor...

Bu çirkin olayın duyulmasıyla beraber dün Genelkurmayımız da hem Nagehan'a hem de bana hemen üzüntülerini ilettiler. Dahası bu emekli generalin personel kayıtlarına bakınca sadece iki oğlunun olduğunu ve kızının olmadığını, ortada tuhaf bir durum olduğunu söylediler. Ayrıca bu generalin Balyoz mağduru da olmadığını ilettiler. Aynı şekilde nüfus kayıtlarında da generalin bir kızı olmadığı gözüküyordu. Biz de saldırganın iddia ettiği kimliğini Genelkurmay'a ilettik. Şu an soruşturuluyor...

Daha fenası bu barbarlığı ve çirkefliği yapan hanzo kadın bir piyanist, bir klasik batı müziği icracısı. Görüntüde en medeni en uygar en çağdaş olduğunu söyleyip Türk halkının çoğunluğunu küçümseyen bir kesimin temsilcisi. Nagehan'dan o küçümsediği insanların hep yanında olduğu için nefret ediyor. Oysa özünde bunun gibiler tam maganda tam yontulmamış kerestelerdir. Kendilerini bu ülkenin sahibi zannedip bu halkın çoğunluğunu kiracı gören bu zihniyete inat 16 Nisan'da EVET verecek bu millet ve bu barbar zihniyet dersini yine sandıkta alacak…”

Editör: TE Bilişim