Bir rüzgâr esmeye başlamıştı Beylerbeyi sırtlarından. Gittikçe şiddetini arttıran bu rüzgâr  Marmara, Ege ve Akdeniz derken tüm yurdu etkisi altına almaya başladı. 
Artık sıradan bir rüzgâr değil tahrip  gücü yüksek bir kasırgaydı esen...

Türk siyasi hayatının en dinamik yapısı ülkücü hareketin siyasi temsilcisi MHP nin dibe vurduğu 1Kasım 2015 seçimlerinden sonraki günlerde bir arayışın , MHP nasıl ayağa kalkar sorularına cevap arandığı dönemde esmeye başlayan siyasi bir rüzgârın kasırgaya dönüşümüydü bu ....

Onbeş yılın ezik umutsuzlarının  yüzlerinde  sert ve serin   dokunuşlarla beyinlerinde umut kıvılcımları oluşturan bu  kasırga ,umutları  tükenmiş beyinlerde şok dalgalarıyla yeniden bir uyanışın ışığı oldu . 
Bir sonun başlangıcı ,bir tükenmişliği şarj ederek dinamik enerliye çeviren dev bir güç kaynağı olmuştu bu kasırga. 

Esatirin Alamut sakinlerine  dönüşen geniş halk yığınları  bu kasırganın umut depolayan güç kaynağıyla hareketlenip  kendilerini idare eden siyasal yapının kaderleri olmadığını dillendirmeye başladılar
Artık karanlıklar aydınlanıyordu. 

Karanlıkları aydınlatan , umutsuzlara umut aşılayan, kimsesizlerin kimi olmaya talip bu siyasi kasırganın adı MERAL AKŞENER'di 

Yılgın toplum , yılmayan, yıldırılamayan, dimdik duran, hesap soran, eğilmeyen, taviz vermeyen, meydan okuyan  halkının  meşru hukuki, siyasi ve ekonomik yaşam   Koşullarının ilâhi bir kader olmadığının altını  kırmızı çizgilerle çizen  demir yumruklu kadife eldivenli vucut dilinde herkesin kendisinden birşeyler bulduğu ,samimi  ,sıcak ,sakin  ama gerektiğinde çelik bir yay gibi gerilen  bu kadın siyasi aktöre öylesine bir sarıldılar ki o artık kiminin MERAL ABLASI, kiminin bacısı, kiminin anası, kimsesizlerin kimi idi. 

Dünya siyasi tarihine kara mizah olarak eşsiz örnekler sunulabileck garip ayak oyunları , bu rüzgârın kasırgaya dönüşümünün ileride iktidarlarını derinden sarsabileceğini ölçtüren siyasi iktidarın kasırgayı nasıl durdururuz hesabıyla  1 Kasım 2015  seçimlerinde siyaseten çöken MHP Genel Merkezine omuz vermesi ve MHP Genel Merkezininde hezimet sonrası parti içi muhalefetin olağanüstü kurultay için yeterli imzayı toplamaları sonrası kongre yaptırmamak için sığınacak güvenli bir liman aramaları Bahçeli-AKP ittifakını kolaylaştırdı. 

Polis ve yargı baskıları , valilerin idarenin engellemeleri, hukuk rezaletleri , tüzük kongresinin engellenmesi ve nizami olarak yapıldıktan sonra kongre divan başkanının dahi görüşleri alınmadan yürütmenin durdurulması(!)  ve halâ geçen 10 aya rağmen dosyanın sümen altında olması daha önce de yazdığımız " Ver Meral'i al Başkanlığı"  operasyonudur

Bu süreçte karşılıklı diyetler ödenerek" dondurulan bir   Başkanlık sistemini  derin dondurucudan çıkaran Devlet Bey"  TBMM de,  daha bir yıl önce en galiz küfür ve hakaretleri birbirlerine sallayan AKP ve Bahçeli MHP si elele verip "tek adam diktatoryası, kontrolsüz, yürütmenin yargı ve yasamayı esir aldığı güçler birliği sayılabilecek bir anayasa değişikliği tasarısını referanduma getirdiler. 
Böylece Meral hanımı devlet eliyle linç operasyonu karşılığının diyetini Devlet bey AKPye fazlasıyla ödemiş oluyordu. 


16 Nisanda referandumda bence çok dengeli bir oran çıkacak ve küçük yüzdeler kazananı belirleyecektir%51e %49 gibi veya yalnız yarım puanlık bir fark. 
HAYIR çıkarsa AKP ve Tayyip bey her geçen gün erozyona uğrayarak küçülür. Devlet bey tüm zorbalığına rağmen MHP nin başında kalamaz!
Türk siyaseti yeniden şekillenir ve MERAL AKŞENER gelecek 10 yılın yıldızı olur

Ve bu sürecin en kısa sürede Meral Akşener'i Başbakanlığa taşıyacağını söylemek için kâhin olmaya gerek yok! 
MHP Genel Başkanı olarak mı yoksa Ülkücü çekirdek kadrolu bir merkez parti  ile mi bu Başbakanlık gerçekleşir .? 
Bu sorunun cevabını analitik değerlendirmeler sonucu gelecek yazımızda inceleyeceğiz.

Peki ya küçük bir farkla refarandumdan EVET çıkarsa ne olur? 
Cevabı bekletmeden hemen verelim;
 2019 yılında yapılacak partili Cumhurbaşkanı seçimi sonucu MERAL AKŞENER partili Cumhurbaşkanı,  yani gevelemeyelim  BAŞKAN olur. 
Türkiyede mevcut iktidarakarşı olan ,Sayın Cumhurbaşkanına tavır alan tüm kesimlerin zımni olarak gönüllerindeki tek Cumhurbaşkanı adayı Meral hanımdır! 
 Başta Ülkücüler olmak üzere Merkezinden Merkez sağa,  Ulusalcısından Merkez sola ,hattâ sosyalistlerden,ayakları yere basan muhafazakâr islâmcılara kadar  her kesimin bu günkü kaostan ışığa ancak MERAL AKŞENER ile  çıkılabileceğine dair zımni bir konsensüs içinde oldukları bilinen bir gerçektir ve bu şartlar oluşunca İlk Başkan MERAL AKŞENER olur.

Peki Meral Akşener Başkan olursa tekrar parlementer rejime geçmek için bir girişimi mi olur yoksa Başkanlık rejimini kuvvetler ayrılığı esasına oturtan yargı kontrollü, TBMM ne gerçek bir denetim yetkileri veren bir yapıyı mı aralar bu sorunun cevabını da gelecek yazımıza bırakalım

Netice olarak şöyle veya böyle önümüzdeki dönem her halü kârda Meral Akşener'li yıllar olacaktır.  
Demiştik ya, kader bağlayınca.....