MHP nin vekil sayısının iyice düşmesi, Meclis Başkan vekilliğini bile kaybetmesi, Ülkücülere kapıya yakın en ücra köşede yer verilmesine yol açan son 1 Kasım seçimlerindeki başarısız sonuçların ardından, Milliyetçi Ülkücü Hareket'teki "Değişim" isteği iyiden iyiye alevlenmiş,bununla beraber camiamızda farklı düşüncelere sahip ÜLKÜCÜLERİN ortaya çıkmasına sebep olmuştur.

Bu düşünce farklılığı dışa karşı değil, Cennetmekan Başbuğ'umuzun tabiriyle "öz kardeşler" olan Ülkücüler arasında, daha iyiye, daha güzele ve daha güçlüye ulaşabilmek için tercih edilecek lider ve teşkilatlarına dairdir.

Partimiz MHP'dir, her ülkücü kardeşimizdir, herkes gönlünde yatan Asena'yı ya da Bozkurt'u desteklemekte ve lider görmek istemekte serbesttir. Genel Merkezimize düşen de biran evvel 547 imzanın temsil ettiği ÜLKÜCÜ iradenin isteğini yerine getirip kongre yapmaktır.

Hangi Türk Toy'dan kaçmış ki mevcut MHP yönetimi kaçsın ? Ya da demokratik düzende delegesini, üyesini hiçe saymak hangi mantığın eseri olabilir ?

Meydan kongredir.

Teşkilatları görevden alıp, zaman kazanarak yeni delegelerle kongreye gitme gibi Bizans oyunlarına hiç gerek yoktur.

Milliyetçi Ülkücü Hareket artık titreyip kendine gelmeli, önce siyasi oluşumu olan MHP'yi, sonra da Batı Türk Devleti'nin son temsilcisi olan Türkiye Cumhuriyeti Devletini TÜRK gibi yönetmelidir.

Yani takip eden değil takip edilen, politika üreten, Millette karşılığı olan, Milletin her dem yanında olan, Vatan toprağına ve vatan evlatlarına sahip çıkan bir yönetim tarzı sergilenmelidir.

Mübarek ezan-ı Muhammedi'nin yankılandığı, ay yıldızlı şanlı bayrağın nazlı nazlı dalgalandığı Türk'e has bu turkuaz semalarla çevrili kutsal vatan toprağı bizden iç çekişmeler değil bir olmamızı, iri olmamızı, diri olmamızı beklemektedir.

Milliyetçi Ülkücü Hareket "DEĞİŞİM" diye haykırmaktadır.

Bu sese kulak tıkayıp, bu Milletin isteğini yok saymakla bir arpa boyu yol alınamaz.

Milliyetçi Ülkücü Hareket'i birleştirecek yegane unsur Kongredir. O Kongreden çıkacak Genel Başkan, kongre öncesi düşüncemiz ne olursa olsun HEPİMİZİN Genel Başkanı olacaktır.

Kutsal Vatan Toprağının güçlü bir Milliyetçi Ülkücü Hareket'e oldukça ihtiyacı olduğu bu kara günlerde, sürecin uzatılıp kongrenin geciktirilmesi kimin ekmeğine yağ sürer ?

Farkında mısınız ?

Kasım ayında Türkiye'nin ilk başkanının yemin törenini izlemek istemiyorsak, o kongrenin bir an evvel toplanabilmesi için var gücümüzle çalışmak zorundayız.

Sonra çok geç olabilir...

Benden hatırlatması...