Geçtiğimiz günlerde yayınlanmaya başlayan Türk Telekom'un 'Sen yeter ki hayal et' sloganı ile çekilen reklam filminde Ümmiye Koçak, rol gereği yönetmen koltuğuna oturdu. Filmin yayınlanması ile birlikte şöhretin zirvesine tırmanan Koçak, eşi ve çocukları ile birlikte halen merkez Toroslar İlçesi'ne bağlı Arpaçsakar Mahallesi'nde mütevazı yaşamını sürdürüyor. Evde çocukları ile ilgilenen, zaman zaman bahçeye giderek, limon, portakal ve badem toplayan Koçak, aylar önce gelen bir telefonla projenin içinde yer aldığını söyledi.

'İLK REKLAM ÇEKİMİM'

Rol aldığı ve şöhretini zirveye taşıyan filmi hakkında bilgi veren Koçak, "Bir telefon geldi, bir reklam filmi projesi olduğunu söylediler. Ne filmi olduğunu sorduğumda, onlar da bana 'Telekom için' dediler. Ben de kabul edeceğimi söyledim. Tekliften sonra gittim, görüştük. Bir anda kendimi kocaman bir ailenin içinde buldum. Çok güzel bir proje oldu. Birlikte Madrid'e gittik ama ben orada şunu öğrendim, televizyonda izlediğimiz küçücük görüntünün çok kolay olduğunu sanırdım. Hiç de öyle değilmiş. 100 kişiden fazla insan orada görev yapan vardı. Hepsinin de ayrı ayrı görevi vardı. Ben bunların hepsini de bilmiyorum. Onlar bana nerede ne, nasıl yapılır öğrettiler. Bu benim de ilk reklam çekimimdi" dedi.

'BEN ANAYIM O EVLAT'

Yönetmen koltuğunda Ronaldo ile aralarında geçenleri de anlatan Koçak, "Onunla aramızda güzel şeyler geçti, ama ne o benim dediğimi ne de ben onun dediğini anladım. Sadece gülüştük ve sıkı sıkı sarıldık, ana-oğlu olduk. Eğer yeni bir teklif gelirse yeniden seve seve oynarım. Neden oynamayayım ki, çünkü çok hoşuma gitti. Çünkü bu isteğim bir şeydi, güzel bir şeydi. Çünkü biz buyuz, özümüz de budur. Biz Türk toplumu olarak, köylüsü şehirlisi insanız. Bunu da kucaklıyoruz. Herkesi kucaklıyoruz zaten ben de onu yaptım. Ben anayım o da evlattı" diye konuştu.

'TİYATROYU DEVAM ETTİRMEK İSTİYORUM'

Bundan sonra hayata geçireceği projelere değinen Koçak şöyle devam etti:
"Bundan sonra çektiğimiz Yün Bebek filminin bir televizyon kanalında yayınlanmasını istiyorum. Bu filmi köyde 3 metre karda kadınlarla birlikte çektik. Çünkü daha çok kitleye ulaşmasını istiyorum. Ayrıca Yün Bebek filminin 2'ncisini de çekmek istiyorum. Bundan sonra tek isteğim, tiyatro ile daha çok kitleye ulaşmaktır. Çünkü belediyelerin bizi bir proje kapsamında davet etmelerini istiyoruz. Bunu bütün belediyeler yapabilir. Çünkü bunu biz oynuyoruz. Buradaki amacımız daha çok kitleye ulaşmaktır. Bütün belediyelere sesleniyorum, bizi davet edin. Ben bu tiyatroyu devam ettirmek istiyorum."

'ROL MODEL OLMAK HAYALİMDİ'

Özellikle eğitim kurumlarından sürekli davet aldığını vurgulayan Koçak bu konuda şöyle dedi:

"Üniversitelerden çok davet alıyorum. Gençlere yaşadıklarımı anlatıyorum. Rol model olmak benim hayalimdi, gençler bir şeyler öğrensinler. Yeni yazdığım bir oyunum var. O da diğer oyunlarım gibi eğitimle ilgili. Bu kez kadınlar, annelerle ilgili değil, fakat toplum olarak her konuda bilinçlenmeliyiz diye gittim. Bu da çiftçilikle, köy yaşantısı ile bir oyun. Bu oyunumun da çok ses getireceğini düşünüyorum. Çünkü bu konun da üstüne üstüne gidilmesi lazım. Biz çiftçiyiz ama hayvancılık olsun, bir meyve, sebze yetiştirirken maalesef komşumuza soruyoruz. Bunları yapmamalıyız, ürünlerimizi iyi yetiştirmeliyiz. Her konuda olduğu gibi çiftçiliği de bilinçli yapmalıyız. Oyunu onun için yazdım, çok beğenileceğini düşünüyorum."

'ŞÖHRET HAYALLERİN PEŞİNDE KOŞMANIN ÜRÜNÜ'

Yıllar sonra gelen şöhretini çok çalışmaya borçlu olduğunu dile getiren Koçak, Sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu yaştan sonra gelen şöhret, çalışmaya, mücadeleye, bıkmadan, usanmadan, hedefe ulaşmak, hayallerime koşmanın ürünüdür. Çalışınca karşılığını alıyorsun. Ben de çok çalıştım, başardım. Herkese tavsiye ederim. Herkes önce kendini tanısın, sonra başkalarına tanıtabilsin. Kendini tanımazsa başkasına kendini anlatamaz. Hayal kursun, ne istediğini bilsin, ağır ağır adımlarla ilerlesin. Koşarak elde edilen başarı kesinlikle kalıcı olmaz. Annem hep der ki, 'Acele eden ecele gider.' Çünkü ağır ağır git ki kalıcı ol. Ben bunu yaptım şimdi de meyvesini aldım. Bu gerçekten çok güzel bir mutluluktur."

ÜMMİYE KOÇAK KİMDİR?

1957 yılında Adana'da Çelemli Köyü'nde doğan Ümmiye Koçak, okumayı çok istemesine rağmen 10 kardeş oldukları için ilkokuldan sonra okula gönderilmedi. Ümmiye Koçak, ilkokulu bitirdikten sonra okuduğu kitaplarla kendisini geliştirdi. İlk okuduğu kitap Maksim Gorki'nin 'Ana' adlı kitabı oldu. Evlendikten sonra Mersin'in Arslanköy'üne taşınan Koçak, köy kadınlarının yaşadıklarını tüm dünyaya göstermek için, 2001 yılında Arslanköy Kadınlar Tiyatro Topluluğu'nu kurdu. Topluluğun sahneye ilk koyduğu oyun Remzi Özçelik'in 'Taş Bademleri' adlı oyunu oldu. Grup, daha sonra kendi hikayelerinden oluşan bir oyun derleyerek 'Kadının Feryadı' adlı oyunu sahneye taşıdı. Koçak, "Hasret Çiçekleri" adlı oyunuyla 2006 yılında Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali'nde sahne aldı.

Koçak, daha sonra tarlalarda çalışarak kazandığı paraları biriktirerek kadına karşı şiddet sorununu anlatan 'Yün Bebek' filminin senaryosunu yazıp yönetti. 49'ncu Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde galası yapılan filmi Koçak'a New York Avrasya Film Festivali'nde 'Sinemada en iyi Avrasyalı Kadın Sanatçı' ödülünü kazandırdı. Koçak, bugüne kadar 15 tiyatro oyunu yazdı. Arslanköy Kadınlar Tiyatro Topluluğu ile yaklaşık 10 bin kez sahneye çıkan Koçak'ın oyunlarını Türkiye'nin dört bir yanında 30 bine yakın kişi izledi.

Kaynak: dha