Nisan 2021’de Marmara Denizi’nde belirginleşen deniz salyası (müsilaj) sorununa karşı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından ‘Marmara Denizi Bütünleşik Stratejik Eylem Planı’ geliştirildi. 2021-2024 yıllarını kapsayan bu plan, müsilaja kalıcı çözümler bulunması amacıyla hazırlandı.

Planın sona ermesine yakın, eylem planının hedeflerine ulaşıp ulaşmadığı konusunda hidrobiyolog Levent Artüz ve limnolog Dr. Erol Kesici değerlendirmelerde bulundu. Artüz ve Kesici, Marmara Denizi’nin kirlilik sebeplerinin ortadan kaldırılmadığını ve denizin durumunun daha da kötüleştiğini belirtti.

Levent Artüz, “Hala yüksek oranda azot ve fosfat miktarına rastlıyoruz” diyerek, eylem planındaki maddelerin ne kadarının hayata geçirildiğini sorguladı. Artüz, planın temel ihtiyaçları karşılamaktan uzak olduğunu ve Ergene Nehri’nin kirletici unsurlarının Marmara Denizi’ne deşarj edilmesinin devam ettiğini vurguladı.

FETÖ operasyonunda 19 kişi gözaltına alındı FETÖ operasyonunda 19 kişi gözaltına alındı

Dr. Erol Kesici ise dört yıllık süre zarfında denizlerin dip kısımlarında yapılan araştırmalarda hala yüksek oranda azot ve fosfat bulunduğunu, bu durumun denizdeki canlılık faaliyetlerini ve biyoçeşitliliği olumsuz etkilediğini ifade etti.

Sonuç olarak, Marmara Denizi’nin ekosistemi iyileşmedi ve denizin direncinde bir artış gözlemlenmedi. Aksine, deniz analarının aşırı çoğalması ve müsilajı oluşturan mavi-yeşil alglerin yoğunluğu, denizin büyük bir atık çukuruna dönüşmekte olduğunu gösteriyor. Eylem planının Marmara Denizi’nin durumunda bir iyileşme sağlamadığı ve kirlilikle mücadelede yetersiz kaldığı belirtiliyor.

Marmara Denizi’nde müsilajla mücadele için oluşturulan eylem planının, denizdeki kirliliği önlemede yetersiz kaldığı görülüyor. Hidrobiyolog Levent Artüz’e göre, gerçek anlamda eylem olmadan, en iyi planlar bile uygulanmadığı sürece işe yaramayacaktır. 2021’den bu yana, müsilajın bakteriler tarafından yavaşça parçalanmasına rağmen, Marmara Denizi’ndeki çözünmüş oksijen seviyesinin düşük olması nedeniyle kirlilik devam etmektedir. Araştırmalar, istavrit balıklarının büyük bir bölümünün avlanabilir boyuta ulaşamadığını ve bu durumun balık stokları üzerinde ciddi etkileri olacağını göstermektedir.

Dr. Erol Kesici, denizdeki kirliliğin devam ettiğini ve Marmara Denizi’nin eylem planında yer alan dip çamurlarının temizlenmesi gibi hedeflerin gerçekleştirilmediğini belirtiyor. Kirlilik nedeniyle denizanalarının istilasına uğrayan Marmara Denizi’nde, atık su arıtma tesislerinin ileri biyolojik arıtma ve membran arıtma sistemlerine dönüştürülmesi hedefine de ulaşılamamıştır. Artüz ve Kesici, denizlerin “alıcı ortam” olarak görülmesinin değişmesi gerektiğini ve bu yaklaşımla yapılan planların başarısız olacağını vurgulamaktadırlar. Kirliliğe neden olan faktörlerin ortadan kaldırılması ve daha etkili yaptırımların uygulanması gerektiği konusunda hemfikirler.

Kaynak: haberdenizde- murat üstün