Yeni bir seçimin arifesindeyiz.

Yeni seçim “Yeni Türkiye” doğuracak mı, hep birlikte göreceğiz.

Analar bu doğum konusunda ne diyecek?

Türkiye’de analar kimi desteklerse o kazanır. Bu hep böyle olmuştur.

Erkek milleti, her ne kadar erkek yaratılmışsa da yeri geldiğinde farklı açılımlara (!) dalabiliyor.

Anladınız ne demek istediğimi, bir kısım erkekler.

Çok gerilere gitmeye gerek yok. Gerçi gidilse de çoğumuzun hatırlayacağını sanmıyorum.

Neden?

Çünkü dizi seyretmekten, BBG evi gözetmekten, hurafe dinlemekten, hafızamız 3-5 gün ötesini hatırlamakta zorlanıyor. Kısaca okumuyoruz. Kısaca düşünmüyoruz.

Evet, çok gerilere gitmeye gerek yok.

Sadece yakın geçmişe bakın yeterli.

Milli Nizam Partisiyle başlayan, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi, Fazilet Partisi, Saadet Partisi / Adalet ve Kalkınma Partisi silsilesiyle devam eden ve Türkiye Cumhuriyeti tarihine 4 Başbakan, 2 Cumhurbaşkanıyla damga vuran siyasi görüşün sinerjik öncüleri kimlerdi?

Kadınlar, analar…

Bu nedenledir ki, küresel güçlerdi, paraydı puldu, üst akıldı, alt yakındı, destekleri çok etkili olsa da, kadın faktörünü her aşamada hatırlamak gerekir. Birileri “ne demek istiyorsun, biz zaten unutmadık ki” diyebilir. Olsun ben bir kez daha hatırlatıyorum. Analarımıza, kardeşlerimize ve kadın akrabalarımıza bir kez daha “es selamünaleyküm” diyelim.

Çok uzaklara değil, yakın çevremize bakmamız yeter.

Ben baktığımda önce ümmi olan anamı görüyorum, Meleksima anamı. Milyar doları koysanız önüne kararını değiştiremezsiniz. Sonra eşimi görüyorum, on yıl süreyle Hediye Akdere başkanlığında partide yaptıkları görev süresince öf dediğine şahit olmadım. Bu vesileyle, emektar Hediye hanıma selam olsun. Meral Akşener mi daha erkek, yoksa erkek kılığında dolaşan dönekler mi? Şenol Bal mı daha özverili yoksa nefsi ve kini kendinden büyükler mi? Ufuk Esgin gönül kardeşimiz mi daha yiğit yoksa düşüncesine ihanet eden bıyıklılar mı?

Bırakın seçimi, analar her gün aranmaz mı? Allah’ın tek günü anamı aramadan yatağa girdiğimde huzursuz olurum. Arayalım analarımızı ve vatanımız, milletimiz, devletimiz, bayrağımız, sancağımız, ocağımız, çocuklarımız için olaya el koymalarını isteyelim.

Peki, kim bu analar?

Analar, eli öpülesi analar,

Siyasetçilerle bayramlık fotoğrafları billboardlara asılan analar,

Her canı yananın “yandım anam” diyerek hatırladığı analar,

Doğuran analar,

Hazreti Kuran’da müjdelenen analar,

Ayaklarının altına cennet serilen analar,

Emziren analar,

Büyüten analar,

Saçını süpürge eden analar,

Kahramanlar yetiştiren analar,

Oğlunu peygamber ocağına gönderirken düğün dernek kuran analar,

Şehidine ağıt yakan analar,

Vatan sağ olsun diyerek yüreğine tuz basan analar,

Düşmana sinesini siper eden analar,

Cepheye cephane taşıyan analar,

Kimsesizlerin kimsesi olan analar,

“Başlarım senin anana” hakaretini asla hak etmeyen analar,

Başımızın tacı, cennet bahçesinden gül derleyen gül kokulu analar,

Hani merhum üstat Necip Fazıl Kısakürek, “Sakarya Türküsü” şiirinde der ya… “Eyvah, eyvah, Sakarya’m, sana mı düştü bu yük?

Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük!..”

İşte böyle, İş başa ve yük gerçek baş olan analara düştü. Seçime saatler kala bakalım analar ne yapacak?

Sağlık, saadet ve başarı dileklerimle…