MERAL AKŞENER PROBLEMATİĞİ

Bursa’dan dönüşte sosyal medyada şu yorumu yazmıştım:

Bursa'da Bir Genel Başkan Adayı
“Malum.. MHP’nin geçtiği sureci biliyoruz. Akşener’i ilk defa yakından dinledim. Bursa'daki heyecanı temaşa edeyim istedim. Meral Akşener beklenen lider mi? Yoksa ülkücünün umut deryasında kabaran dalgasında geçici bir köpük mü? Elbette pek çok kanaat vaki… Ama bu kanaatlerin arasında bariz çaresizlik ve özlem psikozunun anomali dışa vurumu da var. Zafer çiğliklari arasında boğulan hesaplaşma nidaları kimseyi aldatmasın. Ülkücü hareket yeni bir kırılmanın tam göbeğindedir.”

Meral Akşener’i göz göze, aynı ortamda hiç dinlememiştim. Bilecik, Söğüt ve ardına Bursa… Bursa Atatürk Kapalı Spor Salonunda Meral Akşener ekibinin iyi bir organizasyon yaptığı belliydi; oluşan hava da bunu yansıttı. Akşener’in Bursa içtimaında öncelikli mesajını kendimce yorumluyorum: “Bursa MHP il ve ilçe eski-yeni yöneticileri Meral Akşener’i destekliyor; ve her yerde desteğimiz artıyor ey ahali (MHP GM’si) bilginiz ola!..” ikazını verdiler. Sırasıyla saydılar, İnegöl.. Gemlik ilh… Birkaç isim gözüme çarptı; vekil olamayan MHP adayları da salondaydı; Durmuş Yılmaz, Şenol Bal, Necati Özensoy gibi…

Sn Akşener’in Bursa’da ne konuştuğunu yazmayacağım. Haddi zatında ne söylediği ve stratejisi belli; Bilecik, Bursa, Eskişehir fark etmiyor... Kontrollü bir gerilim stratejisi dâhilinde; iktidar, başbakanlık, Ülkücü Hareketin değişmesi gereken makûs talihi ve çağcıl Haymê Ana figüründe sempatisiyle gönüllere hoş, bir kadın genel başkan adayı.

Pekâlâ, bu taktik tutmuş mudur? Meral Akşener’in faaliyetlerinde görünen hava, ortaya çıkan enerji(!) san ki Meral Hanımı bir adım önde gösterir cinsten. Denk geldiğimiz tanıdıklar arasında geçmiş ve bugün mesaisi MHP olanlar, Ülkücü Hareketle dertlenenler gibi, MHP’ye sonradan duhul etmiş-edecek bir kitle arasında Bayrak İsim olmuş bile… Yani ezcümle kabul edelim etmeyelim, olur olmaz ama Meral Akşener MHP Genel Başkan Adayıdır.

Şimdi şu garabet süreçte tanıdığım bildiğim bazı ilgili kişilere soruyorum. Mesela; adaylardan ihraç edilenler olur mu? Kongre toplanır mı? Ve benzeri sualler… Cevaplardan ziyade tuhafıma giden durum n’oluyor biliyor musunuz? Bu şahıslar diğer verilen cevapları beğenmemek, kabul etmemekten öte, o şahısları yargılıyor; küçük görüyor ve yok farz ediyor. Ülkücünün Ülkücüye reva gördüğü muamele, kafasında beslediği girift hal içler acısıdır.

Herkesin bir hesabı var. S. Servet Sazak’ın yanında olanlar, Akşener’in yahut Oğan’ın yanındakiler, herkes.. evet kamu cümle bir hesap içinde. Biliyorum; bazı Ülkücüler, Meral Akşener’i asla MHP Gen Bşk’lığına uygun görmezler. Sebepler ise: “Harekete Kadın Genel Başkan Olmaz!”, “Akşener Bop Projesidir.” Vs… Böyle düşünenleri zinhar desteklemem ve bu abuk sabuk savları kabullenmem. Türk Töresi ve İslam telakkisinde mevzu karşı çıkışlarıı kim nereye oturtur? Hanımefendi Peygamber olmuyor; cemaat reisi değil; bir partinin genel başkan adayı oluyor. Muhafazakârlığın bed tevili ve aklın körelmesi, tutuculuğun dik alası bu çeşit söylemleri bir taraf bırakalım. Sn Akşener’in yanında heyecan ve samimiyetle mücadele veren Ülkücüler bulunmaktadır. Mesela görüş ve düşüncelere son derece önem verdiğim “Ağabeyim” Müsavat Dervişoğlu gibi… Sanırım hiç kimse Sn Dervişoğlu’na “Ülkücü değildir.”, “Paralelin adamı…” yaftasını vuramaz. Eleştirirsiniz, görüşlerine katılmazsınız… Eyvallah; fakat Ülkücülüğünü sorgulamazsınız.

Meral Akşener okuması şudur: Hayatın her zerresini algı ve kabulleriyle Ülkücülük mihengine vuranlar, onun başka oluşum ve siyasi zeminlerden geldiğini biliyor ve adaylık kabulünde zorlanıyor. MHP’de bulunması, vekillik vb sıfatlara evet.. ama LİDERLİK SIFATINA HAYIR! Hiçbir ideolojik töz-kuram ve kurumsal yapı böyle çıkışları kolay hazmedemez. Dün Mehmet Fatih Doğrucan ile oturup biraz muhabbet ettiğimiz esnada yanımızda bulunan bir hanımefendi “İşte Meral Akşener budur; hepimizi birleştiriyor; Sivas, Yalova, Antalya… Buradayız.” Cümlesini serdederken, kanımca BİRLİĞİ değil ÇIKIŞ BULAMAMA handikabının mecburiyetini göremiyordu. Meral Akşener Ülkücüler için asla BİRLİK ilkesinin sübuta ermiş hali olamayacaktır; çünkü geçmişten bugüne taşıdığı rol, Ülkücü Birliğin tesisinde yeterli ağırlığı taşımaz.

Sn. Meral Akşener’in adaylığına kendimizce destekliyorum. Hareketin zindeliği, fikri sağlaması ve kendini çek-kontrol etmesi adına böyle hamle ve hatta taleplerden korkmamalı, ket vurulmamalıdır. Bugün Devlet Bahçeli ve etrafında bulunanların en vahim hatası HAREKET’e KET VURMA TAARRUZUDUR. Onlar, Ülkücülerin eleştiri ve endişelerine kulaklarını tıkayarak şu anki AÇMAZIN BAŞ AKTÖRÜ olarak addedileceklerdir. Mantıklarına göre delegeler, partililer ancak BAHÇELİST yapı istediğinde konuşmalı, talepkar olmalı ve kadere rıza göstermelidir. Muhalif görünenlerin koltuk derdi taşıdıklarını iddia edenler, neden koltuklarına yapışmışçasına duruyorlar? Celal Adan, Semih Yalçın gibi MHP idarecilerinin sövgü ve hakaret dolu ağızlarında edep, hak, hukuk ve samimiyet nerelere gitmiştir?

Meral Akşener, sağcı kafanın Ülkücülüğü (düzen içinde) normalleştirmesi ve yeni bir iktidar hamlesi denemesinin atbaşı pozisyonunda beni temsil etmeyecektir; çünkü ben bir Türkçü ve Ülkücü İdealist olarak, ALAŞIMA TABİ MHP’nin özgül ağırlığını kaybederek SU KAVAĞI gibi büyüyeceğini görüyorum. Böyle büyüme istediği kadar tahakküm edici ve emperyal sonuç doğursun; asla TÜRK ÜLKÜCÜLÜĞÜNÜN BAŞARISI OLAMAZ! Meral Akşener ile birlikte hareket eden Ülküdaşlarımı seviyor, saygı duyuyor; ancak Ülkücülüğün 3.EVRE KRİZ AŞAMASINA GİRDİĞİ şu dönemde harbi cevap olmadığını-olamayacağını tekrar hatırlatmak istiyorum.

Kabaran bir dalga var; hava rüzgârlı ve fırtına kopacak. O dalgada köpük olup, sonrasında sönmek istemiyoruz. 3-5 yılın hesapları içinde fani dileklerin güzel sözlerle muştulayacağı hiçbir söz HAKİKAT DAVASINI TEMSİL ETMEYECEKTİR. Açıkça yazalım; AKP, DYP ve bilimum partilerde ömür törpüleyenler HAYATA BOZKURTÇA NAZAR EDEN TOY BİR ÜLKÜCÜNÜN DERDİNİ ASLA ANLAYAMAYACAKTIR!

TANRI TÜRK’Ü KORUSUN!