MHP DE ZİHNİYET VE MERAL AKŞENER HAREKETİ

Soğuk savaş döneminde yapılandırılan, Türk siyaseti, dönemin hassasiyetleri gözetilerek vatan, millet bayrak sembolleri etrafında şekillenmiştir. Dolayışı ile iktidar olma, ülkeyi yönetme, geleceği kurma gibi önemli ayrıntılar pas geçilmiştir. MHP bu hassasiyetlerin ekseninden sıyrılıp, çağımızın gerek ve gerçeklerine uygun bir siyaset dili, uygun bir anlayışı geliştirememiştir. Bu anlamda Alpaslan Türkeş’in başlattığı doktrine Türk Milliyetçiliği de derin mahfillerin gadrine uğramıştır. Bir kısır döngü içerisinde hareket kendini tekrar etmiştir.

Zaman-zaman iktidar olma yoluna girilmişse de, yapı içerisinde yuvalanan derin hassasiyetli görevli elamanlar tarafından, bir şekilde hedefinden saptırılmış, hedef başka taraflara evirilmiştir.

Nitekim 16 Mayıs 2016 akşamı bir televizyon programında MHP sözcüsü bu durumu adeta belgelemiştir. Yıllardır hareketimize yakıştıramadığımız, söylemekten arlanıp utandığımız bir hakikati sözcü şöyle ifade etmiştir. MHP’nin iktidar olma düşüncesi yoktur. Türkiye yi lider ülke yapacak hangi parti olursa olsun onu destekleriz. Bu açıklama şu andaki MHP nin siyasette nasıl bir yol izlediğini açıkça ortaya koymaktadır. MHP bu Zihniyet ’in işgali altındadır. Türk Milliyetçiliğini iktidar kılmak uğruna canlarından mallarından vaz geçen Ülkücüler, bu Zihniyet ve hareket tarafından dışlanmış, aşağılanmış, itibarsızlaştırılmak istenmiştir. Dolayışı ile tabandan gelen dip dalga çiğ gibi büyümüş bu kahpe zihniyete isyan bayrağını açmıştır. MHP de genel başkanlık yarışının altında, bu soğuk savaş dönemi Zihniyeti ile mücadele olarak anlaşılması gerektiğini düşünüyoruz. Adaylardan bir kısminin mevcut durumu koruma, yapının devamı için yola çıktıklarını da müşahede ediyoruz.

Yaklaşık 900 küsur delegenin noter huzurunda değişim için imza vermesi ve her türlü engellemeye rağmen kurultay için toplanılması, Türk Milleti ve Ülkücü hareket için ne kadar önemli olduğunu söylemeye gerek yoktur sanıyorum.

Darağaçlarının gölgesinde onca acı, çile ve gözyaşı ile yoğrulmuş Ülkücü hareket bu hastalıklı zihniyetten kurtulma ve kurtarma hareketini başlatmıştır. Toplum katmanlarında hiçbir karşılığı olmayan bu derin yapıları ve menfaat çetelerini darma-duman edecek fitneyi fesadı yakıp yok edecek isyan ateşi tutuşturulmuştur. Cep telefonunu satan, mahalle bakkalından borç para alan, kredi çekip kurultay alanına gelen kararlı MHP delegesinin kararlılığının önüne geçmek, başka tarafa kanalıze etmek artık mümkün görünmemektedir.

Sayın Meral AKŞENER hanımefendiye sorduk: ”Genel başkanlık adaylığınız bir şekilde engellenir, önünüz kesilirse yeni bir parti kuracak mısınız? Hayır, ben Türk Milliyetçisiyim, Ülkücü bir dünya görüşüne mensubum. Mücadelemi bu yapıda sizlerle beraber sürdüreceğim. Pergelin bir ayağı Ülkücü dünya görüşü üzerinde olacak, diğer ayağını açacağız, bütün bir Milleti kucaklayacak Turan’a uzanacağız. Toplum ve Millet katmanlarının tamamını kucaklayacak, SEVGİ VE BİLGİ iklimini oluşturacağız. Peki, efendim siz kindar mısınız? Sorusuna: ”ben anneyim ”şeklinde cevaplar vermiştir.

Meral AKŞENER hareketi, bu anlayışla yola çıkmış, Millet katmanlarında ciddi bir karşılık bulmuştur. Bu hareketin en belirgin özelliğini, Ülkücü hareketin sivilleşmesi, geleceğin daha demokratik, daha özgürlükçü ve daha idealist bir yapıya evrilmesi olarak değerlendirmekteyiz.

Manifestosunu Türk Milliyetçilerinin ve Ülkücü kadroların hazırlayacağı, çağımızın gerek ve gerçeklerine uygun bir anlayışı iktidar kılacak bir hareket, Sayın AKŞENERLE yoluna devam etmektedir. Vesayet altında bir siyasete, derin yapılardan beslenen hastalıklı Zihniyete artık DUR deme zamanı gelmedi mi?