Ulusların yaşam biçimlerinin, dil ve kültürlerinin, ekonomilerinin kısacası herşeylerinin gelişimi eğitimle olur.

Eğitime yapılan yatırım, uzun vadelidir ama, bir ulusun geleceğine yapılan en kalıcı, en gerçek yatırımdır.

Çocuklara miras yoluyla konut, arsa bırakmak için ömür tüketmek yerine; onlara kendi ayakları üstünde durabilecekleri, yeni buluşlar yapabilecekleri eğitim modelleri kamusal güçler tarafından teşvik edilmeli.

Eğitimin en önemli ilk ayağı, devlet politikasında vazgeçilmeyen kamusal öncelik olmasıdır.

Fen bilimleri eğitimine yapılacak ciddi yatırımlar, geleceğin hem deha çocuklarını ülkeye kazandıracak, hem de onların gelecekte üretim biçimine yapacakları katkılarıyla ülkenin kalkınmasında ciddi katkılar sağlayacaktır.

-Ülkenin geneline yayılan, mantar gibi inşa edilen, eğitim kalitesi yetersiz yeni üniversitelerin kurdelasını keserek açmış olmaktan sözetmiyorum.

-Dışında üniversite yazan her bina üniversite değildir…O Bir İnşaat harcamasıdır.

Hem modern tarımsal endüstri hem de çağın lideri bilişim endüstrilerine yönelik  milli firmalarla organize bağları olan, kamusal mega eğitim projelerinden bahsediyorum.

-Herkes üniversite mezunu olsun da demiyorum.

-Sitelerde yeni yaşam alanları yaratmak adına kentsel dönüşümcü inşaatçıların sağladığı rantlar da demiyorum.

-Kupon arsaları AVM’lere pazarlamak da demiyorum.

-Köprü-metro-yol  gibi metropollerdeki arsaları kolayca ranta çeviren, uluslararası kredilerle dev firmalara pazarlayarak devlet garantili yaratılan tüketim projelerinden de bahsetmiyorum.

Bölge bölge kurulacak mega eğitim kentleriyle  varolan endüstrinin gelişimi ve gelecek ekonomik modellerin oluşturulması için, yeterli araç gereçleri sağlanan sistemleri  içeren projelerden bahsediyorum.

7 yaşındaki çocuğuna akıllı telefon satın almakla övünen babalar değil, çocuklarının icatlarıyla övünecek baba modellerine geçmeliyiz.

Devlet aileleri konut, otomobil, cep telefonu satın aldırarak, sürekli tükettirerek borçlandıracağına, aileleri çocuklarının eğitimine yönelik teşvik etmeli.

Göstermelik değil, gerçek eğitim verilerek yetişen çocuklar, gelecekte ülkenin en büyük projelerine imza atacaklardır.

Oysa ki; Türkiye devlet politikası çocuklarına neyi teşvik ediyor, AVM’lerdeki tüketim biçimine bakın, bunu net olarak anlarsınız !

1980’lerden beri eğitime müthiş yatırım yapan, bir dönem sert krizler de yaşayan, ama sabredip yolundan dönmeyen,  eğitime yaptığı yatırımların neticesinde bu günün dev markalarına sahip devlete örnek :  Güney Kore…