İçleri ultra lüks döşenmiş, plaza katlarında Ocaklarımız olmadı hiç.

 

İyi ki de olmadı.

Bu yüzdendir başımızın secde haricindeki eğilmezliği...

 

 

Kendimiz kara kış günlerinde paltoyla otururken, toplayabildiğimiz üç beş kuruşu Türk Dünyasındaki kardeşlerimize yollayabilmenin mutluluğuyla ısınır Ocaklarımız...

 

Bulabildiğimiz üç yumurta iki domatesle on ülküdaşımızın karnını tıka basa doyurduğu bereketli sofralarda otururuz biz.

 

Kimseye bir eyvallahımız, diyet borcumuz, göbek bağımız yoktur.

 

Dava aşkı ve gönül bağıdır tek yürek olmamızı sağlayan.

 

Türk Milletinin son Başbuğudur liderimiz.

 

Biz kim miyiz ?

 

Biz, biz, biz Alparaslan Türkeş'in askerleriyiz...