Eğer bir kurbağayı KAYNAYAN bir tencereye atarsanız, zıplayıp kaçarak kurtulur. Ama önce SOĞUK SU dolu bir tencereye koyup yavaş yavaş ısıtarak suyu kaynatırsanız, kurbağanın kendi vücut ısısı da artacağından suyun sıcaklığını fark etmez, suyun sıcaklığı yakıcı seviyeye geldiğinde, kurbağa zıplayıp tencereden dışarı çıkmaya çalışır, ancak artık çok geçtir. Bacak refleksleri çalışmayan, direnci kırılmış, bağışıklık sistemi çökmüş kurbağanın ölümünü veya bir mucizeyi beklemekten başka çaresi yoktur.

Bugün Türkiye, başta ABD - AB - İsrail ve Emperyalizm tarafından altı kısık ateşle yanan BOP Kazanına bodoslama itilmiş, vücut ısısının artarak suyun sıcaklığını fark etmez bir hale gelip direncinin kırılması ve bağışıklık sisteminin çökmesi beklenilmektedir. Emperyalizmin temsilcilerinin bu topraklar üzerinde iki nihai hedefi, iki temel projesi  vardır. Bunlardan birincisi şanı pek yüce olan Allah-u Telanın levh-i mahfuz kaynaklı Kur'an dininin, Dünya - İnsan odaklı, ILIMLI İSLAM - PROTESTAN İSLAM' a dönüştürülme projesi. 

Emperyalizmin bu topraklar üzerinde ki ... "ILIMLI İSLAM - PROTESTAN İSLAM PROJESİ" bi hakkın, tastamam ve eksiksiz olarak tahakkuk ettirildi. Tahakkuk ettirildi ve... bütün yerleşik ahlaki paradigmalar yerle bir oldu. Ahlak ve ahlaksızlık, erdem ve erdemsizlik, namus ve namussuzluk yer değiştirerek namussuzluk, ahlaksızlık, erdemsizlik prim yapmaya dahası yükselen bir değer!... olarak toplum nezdinde fazlasıyla karşılık bulmaya ve artan bir trendle de yükselmeye devam etmektedir.

Levh-i mahfuz orijinli İslam dininin, Protestan - ılımlı İslama dönüşmesiyle birlik de, din Kur'ansal ruhunu, nebevi iklimini kaybetmiş, "La İlahe İllallah" yerini sahte ilahlara bırakmış bu yönde insandan ve dünya metaından putlar yapıp tapmaya, hevamızı ilah edinmeye, şeytanın adımlarını takip etmeye, hurafa, bid'at, menkıbe, sembol ve objelerle, gelenek ve örflerle kuşatılmış bir dizi ritüeller manzumesini  din olarak yaşamaya başlamışız. Kur'an'ı sadece camilerde ve kabirlerin başında ölülere okunması gereken ve  bunun için inzal olunan bir kitap olarak anlamışız.

İnsanların can, mal, akıl, nesil ve din emniyeti kaybolmuş millet "genetik mutasyona" uğramış, genetiği ile oynanmış, hücreleri, kromozomları, DNA'sı değiştirilmiş gibi bir operasyonla profesyonel katillere, canilere dönüştürülerek vahşileştirilmiştir. Muhteşem Yüzyıl, Aşk-ı Memnu, Yaprak Dökümü, Öyle Bir Geçer Zaman ki, Ezel, Kuzey Güney, İffet, Uçurum, Kurtlar Vadisi, Evlilik Programları ve daha pek çok dizilerde şiddet, tecavüz, gayri meşru beraberliklere, aile içi iğrenç, sapkın ilişkiler ve pornografi sınırlarını zorlayan envai türlü çarpıklıklara meşruiyet kazandırılarak, izleyici özendirilmiş ve sonun da bunların tamamı toplum tarafından normal kabul edilir hale gelmiştir.

Bu milletin ahlak, erdem, gerçek doğru ve sahih din noktasında ki yaşadıkları da aynen kurbağanın önce soğuk, sonra kaynar su içerisinde ki serüveni gibi olmuştur. Şöyle... "ÇÜNKÜ MİLLET ÖNCE SOĞUK SUYA ATILMIŞ SÜRECİN ORTALARINDA VUCUT ISISI, SUYUN ISISINA UYUM SAĞLAMIŞ SONRA DİRENCİ KIRILMIŞ, HAREKET KABİLİYETİNİ VE ALGILARINI KAYBETMİŞ SÜRECİN SONUNDA DA YAŞAMINI KAYBETMEK ÜZEREDİR."

ABD patentli BOP'un diğer projesi de Türkiye'nin bölünüp parçalanması projesidir. Bu proje kapsamında milletin yarısı BOP Kazanına bodoslama daldırılmış, vücut ısısının artarak suyun sıcaklığını fark etmez bir hale gelip direncinin kırılması ve bağışıklık sisteminin çökmesi beklenilmiş ve bu noktada, milletin yarısının bağışıklık sistemi çökertilmiş, hareket kabiliyeti ve direnci yok edilerek,  doğru düşünme iradelerine ket vurulmuştur. Türkiye'nin yaşamsal derinliğe haiz meselelerinin öznesi "Ayrılıkçı - Bölücü - Etnik PKK Terörü"dür.

Etnik terörle varılmak istenen son liman Türkiye'nin bölünüp parçalanması ve Doğu - Güney Doğu Anadolu Bölgesinin vatan topraklarından kopartılmasıdır. Daha önce AK Parti bu noktada bölücü örgütün dayattığı yol temizliklerini bir bir yaparak önce Bölgesel Kalkınma Ajanslarını sonra Büyükşehir - Büyükşehir Yasasını çıkartarak iki önemli hamleyi ard arda yasalaştırarak eyalet sisteminin şehir devletlerini fiili olarak oluşturmuştur.

Hatırlayalım yine o dönem… PKK terör Örgütüne legalite kazandırılma çabaları, örgüt elebaşına bir günde, bir gece de, birden bire, ansızın, gökten vahiy almışçasına masumiyet kesbedilmesi, naif bir melek ve tüm insanlığı kurtaracak "Mesih" ilan edilmesi..! TBMM'nin by pass edilerek İmralı'nın muadil bir yasa organının yasal bir temsilcisi gibi üst düzey muhatap kabul edilmesi ve nihayet yüzlerce vatan evladının katledilmesine zemin hazırlayan “ÇÖZÜM SÜRECİ” ya da daha doğru bir ifade ile ”Çözülme – Parçalanma Süreci.”

Nisan referandumunda…”EVET” çıkarsa sırada içeride ki ve yurtdışında ki PKK ve Emperyalizmin siyasi tetikçileri Türkiye’nin 21 Kasım 1988'de imzaladığı … Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı Çekincelerini' (ihtirazî kayıt) kaldırtmaya çalışacaklar; eğer bu konuda istedikleri yapılırsa fiilen özerkliklerini ilân edeceklerdir. Bunun ardından da çok geçmeden ortada tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet kalmayacak; şehitlerimizin kanıyla aldığımız bu mübarek ülke paramparça edilecektir. Sonra bölgesel demokratik özerklik, valilerin seçimle iş başına gelmeleri, öz savunma gücünün kurulması, ana dilde eğitim, geniş kapsamlı genel af ve üniter, tekil devlet yapısının çoklu devlet yapısına yani bir Türk - Kürt Federalizmine dönüştürülmesi.

Daha sonra… Özerk Doğu olacak Özerk Orta Karadeniz olacak, aynı zamanda Demokratik Türkiye Özerk Kürdistan olacak. 

Bu derinlikli BOP Projesinde... Türkiye bir laboratuar, millet de bir denek olarak kullanılmış başta televizyon dizi, yarışma ve programlarıyla insanlar kendi vatanından, milli aidiyetlerinden ve bayrağından utanır hale getirilerek bütün kutsal, değer ve erdemleri değersizleştirilerek, itibarsızlaştırılmıştır. İmralı da ki cani bir gün de, bir gece de, ansızın, birdenbire, gökten vahiy alınmış gibi bir illüzyonla muazzez, müberra, kamil bir mürşit..! Türklerle - Kürtlerin büyük şansı, ortak paydası, kurtarıcı bir "MESİH" olarak takdim edilmiştir..!

Türkiye'nin ana damarlarına arsenik, cıva, antimon ve demir gibi ağır metaller verilerek zehirlenmiş ve yavaş yavaş bağışıklık sistemi, hareket kabiliyeti ve direnci yok edilerek ölmesi (bölünüp - parçalanması) beklenilmektedir. Toplumun yozlaşması, insanların duyarsızlaşması, her türlü namussuzluğu, iğrençliği, sapkınlığı normal kabul etmesi, vatanın bölünüp parçalanması noktasında bu denli dirençsiz olması, bölünme sürecinin... "Haşlanma Sürecinde ki Kurbağa Modeli Üzerinden" yürütülmesinden kaynaklanmaktadır. Gözleri hakkı göremeyen, Kulakları hakkı işitemeyen ve Kalbi hakkı hissedemeyen Sayın Devlet Bahçeli’ye ithaf olunur.…