CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin genel merkezinde yaptığı açıklamada , referandumun toplumun en az yüzde ellisinin hayır dediğini ortaya çıkardığını belirtti. Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bir referandumu tamamladık. Öncelikle şunu ifade edeyim sandığa giden bütün vatandaşlarıma içten teşekkürlerimi sunuyorum. Bütün konuşmalarımda evet diyeninde hayır diyeninde başımın üstünde yeri vardır açıklamasını yapmıştım. Bu bağlamda Anayasa Değişikliği konusunda sandığa gidip iradesini beyan eden bütün vatandaşlarıma içten teşekkürlerimi sunuyorum. Eşit olmayan koşullarda bir referandum gerçekleştirdik. Ama bizde koşullar eşit olmamasına karşın demokrasiye sahip çıkmak için elimizden gelen her türlü çabayı gösterdik. Hukuk zemininde kalarak çabayı gösterdik. Eveti savununlar hukukun, hukuk kurallarının dışına çıktılar. Biz özenle hukuk kurallarının içinde çaba harcadık, görüşlerimizi bütün vatandaşlarımızla paylaştık. Anayasalar birer toplumsal uzlaşma belgesidir. Hepimizin anayasası olacak bir grubun, partinin, ailenin, kişinin anayasası değil, 80 milyonun anayasası olacak. Bu referandum bir gerçeği ortaya çıkardı, toplumun en az yüzde 50'si hayır diyor. Bu anayasa değişikliği ve onun oluşturduğu bütün anayasa bir anlamda bir toplumsal uzlaşma belgesi olma niteliğini büyük ölçüde yitirmiş durumdadır. Daha önemlisi bu gerçek önümüzde dururken siyaset kurumuna bir görev düşüyor. Anayasayı bir toplumsal uzlaşma belgesi haline dönüştürmek."

"BUNU ASLA DOĞRU BULMUYORUZ, SONUNA KADAR TAKİP EDECEĞİZ"

Kemal Kılıçdaroğlu Seçim Kanunu'nun 98 ve 101. maddesini hatırlatarak seçim ortasında YSK tarafından alınan kararın yasaya aykırı olduğunu ifade etti. Kemal Kılıçdaroğlu konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:" Hukuk devleti kavramı çok önemli hukukun üstünlüğü çok önemli parlamentolar yasa yaparlar o yasalara her vatandaş her kurum uymak zorundadır. Eğer yasalara uyulmazsa hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti kavramı büyük ölçüde yara alır. Yüksek Seçim Kurulu'ndan söz etmek isterim. Yüksek Seçim Kurulu üzülerek bahsedeyim bu referandumu tartışmalı hale getirdi. diyeceksiniz ki nasıl, hangi gerekçeyle ? Çok açık ve net hiç bir tartışmaya yer vermeyecek şekilde size ilgili yasayı okuyorum. Seçim Kanunu'nun 98. maddesi aynen şöyle söylüyor,' Üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü bulunmayan zarflar geçersiz sayılır' bunu ben söylemiyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden geçen Seçim Kanunu. Ama Yüksek Seçim Kurulu bir karar aldı zarfları geçerli kabul etti niçin ? Yine aynı şekilde Seçim Kanunu'nun 101. maddesi onu da okuyorum, ' Arkasında sandık kurulu mührü bulunmayan oy pusulaları geçersizdir. ' Yüksek Seçim Kurulu toplandı bunlarda geçerlidir dedi. Yüksek Seçim Kurulu'na şu soruyu sormak isterim, vatandaşlar görevlerini yaptılar, sandığa gittiler oylarını kullandılar, hiç bir itiraz var mı ? Hiç bir itirazımız yok vatandaşın oyuna sonuna kadar saygılıyız. Ama hiç bir kurum kendisini parlamentonun üstünde göremez. Öyle bir yetkisi de yoktur. Yasa maddesi böyle bu yasa maddelerine dayanarak çıkardığı genelgede böyle. Bunlar geçersizdir diyor. Ama siz oturuyorsunuz iktidar partisinden bir kişinin itirazı üzerine bunları geçerli sayıyorsunuz. Neden ? Kendinizi Parlamentonun üstünde hangi gerekçeyle görüyorsunuz ? Hangi gerekçeyle yapılan bir referandumu tartışmalı hale getiriyorsunuz ? Maç yapılırken maçın ortasında kural değişmez arkadaşlar. Yüksek Seçim Kurulu, zarflar açıldıktan sonra kuralları değiştiriyor. Üstelik yasalara aykırı olarak. Bunu doğru bulmuyoruz, asla kabul etmiyoruz. Milletin kararına saygılıyız ama milletin kararına Yüksek Seçim Kurulu gölge düşürmüştür. Hukuksal açıdan da kamu vicdanı açısından da referandumun meşruiyetini tartışmalı hale getirdiler. Kurumlar yasalara uygun olarak hareket etmek zorunda, yapılan bir yanlış referandumu tartışmalı hale getiriyor. Bunu asla doğru bulmuyoruz, sonuna kadar takip edeceğiz. "

Kaynak: dha