SOSYOLOJİ VE GELECEĞİMİZ

 

                    İnsan topluluklarının, toplumsal olayları, bilimsel vede eleştirel olarak inceleyen bilmin adına sosyoloji diyorlar..Genel olarak böyle tanımlanan sosyolojinin birçok alt dalları vardır.Bunlar, din sosyolojisi,aile sosyolojisi,kent sosyolojisi gibi hayatımızın her sahasında detaylı araştırmalar yaparak, insan yaşamına büyük katkılar sağlamaktadırlar

                     Öfkelerimizi, sevinçlerimizi, mutluluk ve mutsuzluklarımızı, idealler ve hayallerimizi ayrıntılı inceleyen sosyolojinin ülkemize girişi Ziya GÖKALP’le olmuştur. Ülkemizde Gökalp’la hayat bulan sosyoloji, bizlere yeni bir kimlik, yeni bir devlet, yeni bir yönetim anlayışı kazandırmakla; bugünkü Türk Milleti varlığının sosyolojik alt yapısını yasal zemine oturtmayı ve böylece de dünyaca tanınmamızı sağlamıştır. Ziya GÖKALP için cumhuriyeti kuranların “fikir babası”denmesini çok yerinde ve isabetli bir söylem olarak değerlendirmek gerekmektedir.

                     Gelişmiş ve kalkınmış ülkelerin, gelişme ve kalkınma süreçlerini incelendiğinde görüyoruz ki, bu toplumların hayatının her sahasına nüfuz etmiş sosyal bilimler ve Sosyologların, ciltler dolusu araştırma ve önerilerine rastlamaktayız. Her konuda örnek aldığımız kalkınmış ülkeleri bu konuda pas geçmemizin ayrıca sosyologlar tarafından araştırılması gerektiğini düşünmekteyim.

                       Günümüzde sosyal bilimlere ve sosyologlara her zamankinden çok ihtiyaç varken, bu yıl sadece 14 sosyologun atanmasını, ülkem adına utanılacak bir durum olarak değerlendiriyor, konunun araştırılmasını genç sosyologlara bırakıyorum.

                         Devletimizin her yıl atadığı yüz binlerce öğretmen, doktor, hâkim, vali, polis ve kaymakamlar kadar önemli olan sosyologların, hayatın içinde, yanımızda ve yöremizde bulunmalarının ne kadar önemli olduğunu anlamak için ne yapmalıyız?

lcıların, cincilerin merdiven altlarında nüsha yazan sahte hocaların elinden insanlığı kurtarmanın yolu, sosyoloji bilimine, sosyolog’a sahip çıkmakla mümkün olacağını ne zaman anlayacağız?

                         Sosyoloji biliminin toplumda sahte hocalar kadar kabul görmesi için illede dini bir çerçeveye oturtulması gerekiyorsa sosyologları,”her şey bir sebeple olur”buyuran Tanrı’nın yeryüzündeki araştırma görevlileri olarak değerlendirip, devlet ve toplum hayatında kutsallaştırmalıyız.

                        Şeyhler, müritler, sahte hocalar, tarikatlar ve üfürükçülerle işini yürüten bir toplumda bu yıl 14 sosyolog’un atanması ile kimsenin ilgileneceğini sanmıyoruz ancak yinede doğruları söylemekten geri durmayacağız. Ülkemizin, milletimizin ve çocuklarımızın geleceği için sosyolojinin hayattaki önemini anlamaya ve anlatmaya devam edeceğiz.

                        Sosyal devlette, demokratik haklara kavuşmuş, özgür bireyler olarak insan gibi yaşamamızın bir yolu vardır: Sosyoloji bilimini ve sosyologları hayatımızın önemli bir parçası saymak, onlardan asla vazgeçmemek gerektiğinin şuurunda olmaktır. Her yıl devlet ve toplum düzenine binlerce sosyologun atanması dileğiyle…