15 Temmuz akşamı sokaklara akan darbecilerin, topuna tüfeğine bedenini siper eden toplumun, bilinçaltına bir yolculuk yapmamız gerekiyor...

 

Ne oldu?...

 

Sadece Cumhurbaşkanının çağrısı mı toplumun hareketlenmesine, darbecilere direnmesine sebep oldu?...

 

Şüphesiz ki bu çağrının önemli bir etkisi oldu, lakin toplumun bilinçaltında yatan büyük bir eziklik ve utanç duygusunun dışa vurumunu da gözardı edemeyiz...

 

Neydi bu eziklik ve utanç duygusu?...

 

Halk, 1960 darbecilerinin düzmece suçlamalarla dar ağacına çektiği önderlerini, darbecilerin elinden kurtarmak için sokaklara çıkmadı, tanka topa teslim oldu, darbecilerin demokrasiyi katline göz yumdu, korktu, pıstı...

 

Halk, 1980 darbecilerinin, memleketin yüz binlerce gencini zindanlarda çürütmesine, gencecik fidanları dar ağacında sallandırmalarına sessizce seyirci oldu, darbecilerin hazırladığı darbe anayasasına %95 oranında evet diyerek, olanı biteni tasdik etti.  Halk, Darbecilerin kardeş kanını akıtmak için, darbe öncesi yapmış olduğu bir çok manipülesiyonu, operasyonu görmediği gibi, akan kanı durdurdular diye birde darbecileri kutsadı...

 

Halk, 28 Şubat darbecilerinin yazdığı senaryonun figüranı oldu, tankların gölgesine sığınarak ışık yakıp söndürdü, tencere tava kaşıkladı, sormadı bu Aczimendilerin arkasında kim var, bu irticayı görüntüleri kim sahneletiyor, Ali Kalkancılar, Fadime Şahinler kimin piyonudur. Halk, Seçilmiş iktidarı TSK içindeki bir çetenin derdest edip iktidardan uzaklaştırmasını alkışladı, destek verdi... 

 

Halkın kısaca ifade etmeğe çalıştığım bilinçaltında ki bagajı, 15 Temmuz akşamı döküldü...

 

Demokrasisine sahip çıkarken bir manada günah çıkardı, kan ve can verdi...

 

Meydanlar, etnik siyasi kimliklerini bir tarafa bırakarak, dünkü karşıtlıklarını, kızgınlıklarını unutarak; Hepimizden büyük Türkiye var ve biz hep birlikte Türkiyeyiz, demokrasimizi ve özgürlüğümüzü kimseye yedirmeyiz dedi...

 

Başta, şehit ve gazilerimiz olmak üzere, sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan, CHP ve MHP genel başkanları, TSK komuta kademesi ve mensupları, medyamız ve tüm halkımız büyük bir sınav verdi...

 

Şimdi, utanç ve eziklik duygusunu atmış bir halk, yaralarının sarılmasını ve devlet organizasyonunun yeniden inşasını, yönetenlerinin birlik içinde yerine getirmesini talep ediyor...

 

Sayın Cumhurbaşkanı dikkatli bir dil kullanıyor, yapıcı adımlar atıyor, bunun kalıcı olması halkın talebidir...

 

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz gecesi başta olmak üzere, Taksim mitingindeki yapıcı uslubuyla yaraların sarılması için titizlikle gayret gösteriyor...

 

Sayın Devlet Bahçeli, 15 Temmuz akşamı önemli bir direncin adresi oldu ve aynı ölçüde devam ediyor...

 

Bilinmelidir ki, bu bahar iklimini, kara kışa, doluya, fırtınaya kurban eden kim olursa olsun, kendisiyle beraber halkımızın ve devletimizin de mahvına sebep olacaktır...

 

Ez cümle;

 

Bu güne kadar muhalif yazılarını her türlü baskı ve tehdite rağmen sürdürmüş biri olarak bu bahar ikliminin ne kadar önemli olduğunun idraki içindeyim ve buna uygun davranacağım...

 

Gürcan Dağdaş