Yürümek beni çok yormaya başladı. Ama yol değil insanlar. Sadece sokak olsa, sokakta giden toplu taşıma araçlarıyla gitmekte işkenceye dönüyor.

Sizlerde yaşıyorsunuzdur.

Geçen gün öyle bir olay yaşadım ki pes dedirtecek nitelikteydi.

Yarenlik Alanına girerken karşımdan genç bir kadın (kızım olacak yaşta) ve yanında beş, altı yaşlarında bir kız çocukla geliyordu.

Tam yanlarından geçerken biraz yana kayarak gideyim dedim. Kadın hiç istifini bozmadı bile, hafif durakladım. Ne oldu dersiniz?

Bizim köyün tabiri ile anlatayım; iki elini zımzık yapıp tam bağrımın ortasına öyle vurdu ve beni savurup geçti gitti. (iki elini yumruk yapıp göğsümün ortasına vurdu)

Arkasına bile dönüp bakmadan çekti gitti. Arkasından seslenmeme aldırış bile etmedi.

O an içimden geçenlere hâkim olmasam gidip kadını dövebilirdim. İlk kez birinin saçını başını yolup dövmek istedim.

Neden bu kadar sinirlendim bilmiyorum. Düşünüce, toplumun yozlaşmasının bendeki birikimi olduğuna kendimi ikna ettim.

Az da olsa saygılı gençlere rastlamak benim içinde sevinç, yüzümde gülümseme oluveriyor.

***

Aileler çocuklarına saygıyı, büyüklere hürmeti, toplumdaki sorumluluklarını öğretmekten vazgeçmiş olmalılar. Kaldırımlar bunun açık ispatı.

Daracık yeri geliyor yarım metre kaldırımlarda meydanlar bizim dercesine yürümenin dışında, kol kola
saadet yaşayanlar, karşıdan geleni veya arkadan geçmek isteyene de küfreder gibi bakış atmaktan veya söylenmekten geri kalmayanlarla karşılaşmak olağan oldu sanki.

Büyük kentlerde olduğu gibi, herkes kendi sağından yürüyüp yol hepimizin dese bu kadar karmaşa da olmayacak aslında.

Aile içinde saygı ve görenek kurallarını belletmekten aileler vazgeçmişler mi?

Bu görev en çokta kadınlara annelere düşmez mi?

Bunu aileler yapmıyorsa trafik ekipleri uyarı ile bir sosyal sorumluluk gibi eğitim vermeleri gerekecek gibi. Ortak kullanım alanlarında kendi özel alanları gibi görmeyi kendilerinin hakkı saymak nereden çıktı anlamakta güçlük çekiyorum.

Kentimizde ortak kullanımda tek bir yerde demir yolu üst geçidinde yürüyen merdiven var. Bir keresinde yol verin gençler geçeyim dediğimde, abla yürüyen merdivende yürünür mü? Diye de dersimi verdiler…

Bunun dışında toplu taşıtlarda ihtiyacı olanlara yer versinler diye beklemiyoruz artık.

Şimdilerde toplu taşıma araçlarında ayak, ayaküstüne atıp, karşı koltuğa ayak uzatanlara geçeyim dediğinde suratımıza tokat atar gibi bakıyorlar.

Bize büyüklerin yanında ayak ayaküstüne atılmaz denirdi, saygıyı öğretirlerdi. Şimdiki gençler bunlara gülüp geçiyor.

Ortak yaşamdan haberleri olmayan kişiler yüzünden yürüyemiyoruz. Her yer benim deyip diledikleri gibi hareket ediyorlar.

Özellikle küçük kentlerde yaşıyorsanız tam bir karmaşanın yanı sıra ortak kullanmayı da sallayan yok.

Yol benim, otobüs benim, park benim istediğim gibi yaşarım mantığını güdenin sayısı oldukça fazla.

Yolda yürümek bir akrobasi gerektiriyor.

Çocuğun yaşındaki gençler senden yol bekliyor. Bir de bize saygılı olun diye azar bile işitiyoruz. Mecburen de vermek zorunda kalıyorsun. Yoksa ezip geçiyorlar.

Sakatlanmak olasılığı oldukça yüksek.

Bir özrü ise asla beklemiyoruz. Yol, kaldırım onların kendi odası sanki.

Bu ve diğer bizim güzel geleneklerimiz acil şekilde DEVLET ELİYLE ele alınıp okullarda zorunlu ve uygulamalı ders olarak eğitim öğretim kapsamına alınması gerekiyorrr.

Kalın Sağlıcakla__Kendimize gelelim __Meyrem’ce