Ülkemiz bir uçtan bir uca deprem faylarının üzerinde milyonlarca yıldır sürekli depremlerin yaşandığı bir yer.

1999 depremi bir sürpriz değil bundan sonra gelecek bir deprem afeti de sürpriz olmayacak çünkü bir büyük depremi yaşayacağımızı hepimiz biliyoruz.

Hareketli yaşayan toplumların hafızalarının zayıflığı bir gerçektir, çünkü yerleşik bir toplumun bir yılda yaşadığı gündem konularını hareketli yarı göçer toplumlar bir ayda bazen bir haftada yaşarlar.

1999 Marmara depremi yaklaşık 50 bin insanımızın kaybına ve yaklaşık 100 milyar dolar maddi kaybımıza sebep oldu.

Olması beklenen İstanbul depreminin olacağı varsayılan alanlardaki nüfus yoğunluğunun en az bir veya iki kat fazla olduğu düşünüldüğünde insan kaybı ve maddi kaybın başta ekonomik bağımsızlığımız olmak üzere en önemli beka sorunumuz olarak görülmektedir.

Toplumunuz depremle yerle bir olduktan sonra S400 füzeleriniz, savaş uçaklarınız, donanmanız olsa ne olur? Bütün bu silahlar kim için ve ne için lazım olacak?

Devlet olarak acil Marmara deprem planı yapılması ve plan uygulamasının acilen başlaması gerekmektedir.

1999’da deprem oldu tabii riskli binaların dönüşümü gerekli idi.

Dönüşüm için İstanbul imar yönetmeliğine bir kaç cümle eklenmesi yeterli idi.

Fakat zamanın hükümeti ve belediye yönetimi başka bir yol izlemeyi tercih etti.

Hükümet TOKİ, İBB KİPTAŞ eli ile konut yapmaya ve rant devşirmeye çalıştı.

İstanbul’un yeni yapılaşma yolu ile kuzeye kaydırılması ve kazancının iç edilmesi planlandı, uygulandı.

Fakat tabiî ki 8 bin yıldır göç alan bir şehir olan İstanbul birkaç on yılda yerinden taşımayı düşünmek tam bir ahmaklık idi.

1999’dan sonra nihayet 2013’de Çevre Bakanlığı “Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği”ni çıkardı, yani tam 14 yıl sonra.

Ülkemizde maalesef neden imar yönetmeliği için 14 yıl beklendiğini çok cılız seslerin dışında kimse iktidara sormadı.

Şimdi artık sanki sona geliyoruz.

İstanbul depremi olacak ve ülkemiz için çok önemli bir durum olacak.

Çünkü ülkemizin 1/5 nüfusu ekonomimizin 2/3 ü İstanbul’da. İstanbul aynı zamanda Türkiye’nin en önemli markası.

Siyaset üstü (biraz zor olacak ama) insani düşünmek zorundayız.

Ülkemizi yönetenler, tüm üretimimizi kaynaklarımızı kullananlar, bizi ağır borçlandıranlar, tamam siz sağlam lüks villalarınızda depremde ölmeyeceksiniz.

Ya akrabalarınız ya sevdikleriniz?