Pandemi yine gündemin ilk maddesi oldu. Vaka sayıları artıyor ve bununla birlikte kaybettiğimiz canlar da. Herkesin çevresinde en az bir iki aile bu lanet hastalıkla boğuşuyor. İnsanımız ne ekonomi konuluyor, ne de başka bir şey. Varsa yoksa pandemi!

Siyasiler ne mi yapıyor?

Sanki COVID 19 sadece Sağlık Bakanı'nın ilgilenmesi gereken bir durummuş gibi, Sağlık Bakanımız ve Bilim Kurulu Üyeleri ciddi mücadele veriyorlar. Onlar mücadele verdikçe, diğer Bakanlıkların yaz başında aldığı kararlarla, Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu' na karşı bir mücadele verdiklerini görmüş olduk. Alınan her karar fiyaskoydu. Hele-hele, Türkiye'nin dört bir yanından insanları getirip Ayasofya'yı ibadete açmak, en başı çeken oldu. Cumhurbaşkanı'nın maskesiz görüntüleri de, verilen sağlık mücadelesini, fikri mücadele anlamında yok etti.

Millet başka bir dert!

Arkadaş, size bu hastalık öldürüyor deniyor ama "biz ölümden korkmayan tunç yürekli Türkleriz" der gibi, maskesiz, sosyal mesafeden bihaber bir görüntü içerisindesiniz. Düğünlere gidiyor, şapır şupur öpüşüyor ve halay çekiyorsunuz. "Kaybettiğimiz canlar, başka bir milletten miydi?" sorusu geliyor akıllara. Biraz silkelenin ve kendinize gelin artık.

TFF ayrı bir komedi!

Neymiş efendim, Ekim ayında seyirciyle müsabaka oynatılacakmış. Nihat Bey TFF'yi Limak Holding zannetti galiba. Karar verecek ve o karar uygulanacak. Gerçi kendi şirketinde de kararları kendisi veremiyordu da, devletin bir kurumunda hiç veremeyeceğini lütfen birisi izah etsin kendisine. Daha kaç defa ortaya attığınız konuyla ilgili refüze edileceksiniz Sayın Başkan? Siz orayı babanızın çiftliği mi zannettiniz? Siz orada, o çiftliğin ne emredilirse yapmak zorunda olan bir kâhyasısınız. Babasının çiftliği gibi kullanan partililer, istediklerini yapıyorlar zaten. Dün mezun olan çocuklarını, yüksek maaşlara TFF bünyesinde işe yerleştiriyorlar. Özel seyahatlerinde bile, TFF bütçesinden bilet alıyorlar! Vesaire vesaire...

Eğitim ne olur?

Yüz yüze eğitim bir şekilde başlar. Başlaması da lazım. Çocuk, okulda eğitilir ve öğrenim açısından en doğru yöntem de, yüz yüze eğitimdir. Eğitim ve öğretim disiplin ister. Bu da ancak okulda olur. Yüz yüze eğitimin başlaması ve sağlıkla ilerlemesi ancak bir şekilde olur diye düşünüyorum; şehirler arası seyahat yasakları ve en az 15 gün işyerlerinin geçici kapatılması gerekir. Bu sürede oluşacak maddi kaybın devlet tarafından karşılanması gerekir. Yurtdışı seyahat yasaklarının gelmesi gerekir. Ülkemize gelen turistlere, kapıda ateş ölçerek veya ellerindeki test kağıtlarına bakarak güvenlik sağlanmaz. Ülkemize gelmeden bir gün önce virüsü kapmış olabilir ve hiç bir test o virüsü göstermez. Ülkemizde virüs kendisini gösterirse, tedavisi yapılmadan ülkelerine kabul edilmiyorlar. Bunu bile kabul etmişiz anlayacağınız. Yani; neresinden tutsanız elinizde kalır. Turizm Bakanı'nın meslek aşkı ve maddi kaygısı nedeniyle bir çuval incir berbat edildi.

Hülasa 2020-2021 pandemi sezonunu açtık. Ağustos Böceği ve Karınca hikayesinde olduğu gibi, sırf yazın keyfini sürme adına yapılan hatalar, bakalım başımıza nasıl bir çorap örecek?