Siyasetin kurgulanmış ve planlanmış olması.

Gerekli görülenleri halka dizayn ettirme ve onaylama merci olduğunu görünce insan, politik olmanın anlamsızlığı ve boş bir mücadele içerisinde olduğumu yolun sonun da kabullenmek hiçte zor olmuyormuş!

Vitrinimizde ki siyasetçilerin, inandığımız ve özlemini duyduğumuz olguların mücadelesini vermeleri için onlara amansızca destek verirken, onlar sistemin istediği şekle evirilerek, sağladıkları kontrolsüz güç ile kuvvetli deliller olmasına rağmen politik körlük içerisinde gerçeklerle buluşmamızı geciktirdiğini çok geç anlayabiliyoruz!

Sahip olduğumuz en son yanılgı olan bizi en hızlı şekilde gerçeğe gitmemize vesile Meral Akşener’i bir grip aşısı gibi vücuda hastalıktan önce yüklenen en son mikrop olarak değerlendiriyorum!

İktidar olmaya yola çıkanların görevlerini yapmadıklarına kızmak yerine,politik bilincimizi özgür kılabilseydik, bu aldanışlar tekrar tekrar yaşanmazdı!

Politik bağımlılık bir beklenti prangası, insanın hürriyet ve şahsiyetini, adil düşünme yetisini kaybettiren bir afyondur!

Kızdığımız Erk’in en tepesindekinden, en yan unsurları kadar sorumlu olan karşı çıkışların bir sacayağı olmasını kabullenmenin zor olduğunu biliyorum!

Esas kızmamamız gerekenlerin bize en çok iyi gösterilen, sevdirilen, uğrunda bedel ödetilen yapılar olduğunu anlamak için, takılan maskeleri iyi analiz etmek gerekiyor!

Türkiye gibi sözde demokrasi ile yönetilen ülkelerde adalet ve ileri demokrasilerin en büyük engeli sözde muhalif yapılardır! Yalan kostümleri her zaman güzel yüzlü, melek algılı şeytanlara giydirildiğini son siyasi tecrübelerim de yaşayarak gördüm.

Sayın Cumhurbaşkanımıza, bana göre yapmış olduğu siyasi hatalardan dolayı artık kızamaz haldeyim. İktidarı hakkıyla eleştiremeyen, söyleyecek bir lafı olmayan, kendi menfaatini devletin ve milletin menfaatinden önde tutan ve hatta iktidar hırsı ve politikası dahi olmayan basiretsiz bir muhalefet olduğu sürece söylenecek pek bir sözde bulunmuyor.

Görev adamları ile inanç adamlarının çok farkı yoktur!

Özgürlük hiyerarşide değil, inisiyatif alabilen yapılardan çıkacağını gördüğüm için kurtuluşu milli menfaatler doğrultusunda eleştirebilen ve fikir üreten sivil toplum örgütlenmelerinden geçtiğine inancımı daha da pekiştirmiş bulunmaktayım.