Bugün 3 Mayıs, Türk milliyetçileri için önemli bir gün. 76 yıl önce bugün Nihal Atsız, Alparslan Türkeş ve toplam 24 kişi Türkçülük -ırkçılık suçlaması ile yargılanmıştı.

Bu dava Türk milliyetçiliğini kozasından çıkararak toplumun gündemine taşısa da asıl üzerinde durulması gereken, bir ülkenin kendi milliyetini yargılamasıdır. Hani ikide bir diyorlar ya şu etnik guruba haksızlık yapıldı, bu etnik gurup dışlandı, Türklük yegâne ölçü haline getirildi, asimilasyon yapıldı, işte bu dava tek başına o iddiaların tamamını çürütmeye kâfidir. Dünya tarihinde kendi milliyetini yargılayan başka bir ülke, başka bir yönetim yoktur. Rusya'da Rusluğu, Almanya'da Almanlılığı yargılamak mümkün müdür? Burada Türkçülüğü yargılamak mümkün olmuştur.

Kendi Türklüğünü yargılamış bir ülkeyi, Türkçülük yaparak bizi asimile ettiler diye kodlayıp, etnik taleplerin gerekçesi yapmak mümkün değildir. Bunu bilelim.

***

3 Mayıs vesilesi ile -milliyetçilik- davasına gönül verenler sosyal medyada, basında, şurada burada duygularını paylaşıyor. Ben de rahmetli Türkeş'in adlandırması ile bu günü milliyetçiler günü olarak kutluyor, milli şef döneminin despotizmine karşı seslerini yükselten atsız, Türkeş ve arkadaşlarını rahmetle anıyorum. Ama aslolan onları anlamaktır, bu 24 kişi aynı zamanda dönemin dikta yönetimini eleştiren, milli menfaatler söz konusu olunca gözünü budaktan sakınmayan insanlardı. Onun içinde kalıcı oldular, eserleri, hizmetleri, mücadeleleri ile adlarını tarihe ve milyonların gönlüne yazdırdılar. İnançlarını siyaset pazarında mezada çıkarmadılar, ilkeli yaşayıp, ilkeli öldüler. Ders alınacaksa 3 Mayıs'tan alınacak derslerden biri budur. Türk milliyetçiliğini kimseye çiğnetmeyeceksiniz...

***

3 Mayıs'ı kutlayanlar arasında düne kadar Türk milliyetçileri ile kavgalı olan çevreler de vardı. İskender Öksüz hoca Karar Gazetesinde yayınlanan yazısında güzel bir ironi yaparak, bu ülkedeki Maocular için Çin Teali Cemiyeti tabirini kullanmış. Ben en çok Çin Teali Cemiyeti üyelerinin Türkçülük gününü kutlamasına şaşırdım. Doğu Türkistan'da Türkler katledilirken bunu alkışlayıp, sonra da 3 Mayıs'ı kutlamak ilkesizliğin en uç şekli olsa gerek. Doğruyu görene, geçmişte yanlış yaptığını düşünene diyeceğim yok. Bu kapı her zaman açık olmalıdır. İnsanları geçmişlerine sabitleyip, hep oradan yargılamak doğru değil. Ancak Türkçülük, kuru bir kutlama ile olmaz. Dünyanın neresinde olursa olsun, hangi yönetim altında bulunursa bulunsun soydaşlarımıza yapılan zulmün karşısında durmayı gerektirir. Doğu Türkistan'daki Çin zulmünü kınayamıyorsanız kutlamanız takiyeden öteye gitmez. On binlerce insan zulüm görürken, toplama kamplarına sürülüp ağır işkencelerden geçirilirken Çin yönetimini savunmak, Türkü Maoculuğa feda etmektir. İskender Hoca, Çin Teali Cemiyeti derken işte bunu kastediyor olmalı. Keşke bu kutlamada o samimiyeti görebilseydik.

76 yıl önce sesini yükseltenler bugün milyonlar oldular. Ama o 24 kişi kadar etkili değiller. Bu da onların mücadelesinden çıkarılacak başka bir derstir.