Genel yaygın İnancımıza göre şehitler ölmez. Kendimizi kandırmayalım. Bal gibi öldüler. Bir hiç uğruna askerlerimiz ateşin içine atıldı. Üstelik şehit sayısı parça parça verilerek vatandaşın gazı alınmaya çalışılıyor. Belki de ilerleyen saatlerde bu sayının artmasından endişe ediliyor.  İlk gelen bilgilerde 3 askerimiz şehit edilmişti. Daha sonra bu sayı önce 9, sonraki açıklamada 22, gecenin ilerleyen saatlerinde 29 ve sabahın erken saatlerinde son açıklamaya göre ise 33’e yükseldiği anlaşılıyor. 32 askerimizin de yaralı olduğu ifade edildi.

Sırım gibi Suriyeli delikanlılar Türkiye’de ticaret yapsın, deniz kenarında piknik yapsın. Sevgilileri ile parklarda ormanlarda gezsinler, bayramlarda Suriye’ye girip çıksınlar tekrar Türkiye’ye dönsünler, ama benim daha süt kuzusu askerlerimiz gitsin bir hiç uğruna Suriye’de şehit olsunlar. Peşinden de Allah rahmet eylesin. Vatan sağolsun gibi klasik taziye cümleleri ile geçiştirilecek bir durum değildir. Klasik bir cümle ile ateş düştüğü yeri yakıyor. Bu ateş bazen de çevresini yakabilir! Allah o şehit ailelerine sabır ihsan eylesin. Bu da bizim taziyemiz olsun.

Sen daha düne kadar Esed’le can ciğer kuzu sarması olacaksın, hatta ailecek Bodum’da tatil yapacaksın, sonra da ben ona küstüm onunla konuşmam diyeceksin. Eğer Türkiye Suriye merkezi hükümetle belli düzeyde diyalog kurabilseydi durum bu safhaya gelmeyecekti. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın inadı uğruna maalesef Türkiye – Suriye ile savaş durumuna getirilmiştir. Efendim biz iktidar olarak Rusya üzerinden Suriye Merkezi hükümetle ilişkilerimizi devam ettiriyoruz gibi cümlelerle olayın hafife alındığı gün gibi ortada. Öyle veya böyle Suriye de bir meşru bir hükümet var. Üstelik arkasında kara kuvvetlerini İran’ın, hava kuvvetlerini ise Rusya’nın desteklediği bir Suriye var.

Böyle bir orantısız bir güç dengesi karşısında diplomasi kanalları tamamen tüketilmeden cepheye mehmetciği sürmek bana göre bir hata idi. Rusya ve İran ikna edilmeden böyle bir diklenme ile askerimiz oraya gönderilmemeli idi. Üstelik Rusya’nın bölgede hava sahasını kapattığı bir aşamada Türkiye’nin elini ve kolunun bağlandığını görüyoruz. Üstelik açıklamalarda rejim güçlerine 1709 zayiat verildiği yandaş kanalları tarafından ilan ediliyordu. Nereden bileceğiz bu sayının doğru olduğunu. Reuters Ajansı mı verdi. Rus Tas Ajansı mı verdi. Veya Suriye Merkezi Hükümet televizyonları mı açıkladı. Bu açıklamalar Türk Milleti’nin gazını almaya yönelik olmakta ileriye gidemez.

Türk Milleti olarak büyük üzüntü içindeyiz. Sonuçta bu şehitlerimiz bizim evlatlarımız. Biz ne kadar üzgünüz desek te , feryadı figan etsek te şehit ailelerinin ocaklarına düşen ateşi asla tahayyül edemeyiz. Son saldırılar birkaç şehit kelimesi ile de küçümsenecek bir durum değildir. Bunu hem içeride, hem de dışarıda siyasi ve hukuki sonuçları olacaktır.

Türkiye’nin uyguladığı dış politikanın sonucu olarak şahsen darbeyi ABD’den bekliyordum. Ama darbe Sayın Cumhurbaşkanı’mızın kankası Putin’den geldi. Hem de çok ağır geldi. Ancak ABD’yi bu arada unutmamalıyız. Her ne kadar Rusya karşısında Türkiye’nin yanındayız gibi cılız açıklamalara kanmamalıyız. ABD’den silahlı darbe değil de ekonomik darbe geleceğini asla unutmamalıyız. ABD er veya geç Türkiye’ye ekonomik bir darbe vuracağını düşünüyorum. Bekleyip göreceğiz.

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE, VE DİYEBİLENE