Sözcü yazarı Aytunç Erkinç’in Mavi Vatan’ın isim babası ve emekli Tümamiral Cihat Yaycı ile röportaj gerçekleştirdi.

Röportajda Cihat Yaycı 4 binlik Türk yurdu Kerkük için, “Irak’ta Türk söz konusu olduğunda herkesin gözü kapalı, kulağı sağır halde” ifadelerini kullandı.

Röportajın tamamı şu şekilde:

Emekli Tümamiral Cihat Yaycı, 25 Kasım'da Barzani'nin Kerkük'e yerleşeceği uyarısını yaptı. İktidara ve muhalefete seslendi: Türkiye, Türk yurdu Kerkük'ün sinsice işgaline engel olmalı. Eğer sesimizi çıkarmazsak yarın artık çok geç olur.

Kerkük sadece Kerkük değil!

Irak ekonomisi, ülkenin toplam gelirinin yüzde 95'inden fazlasını oluşturan ham petrol ihracatına dayanmakta.

Bağdat'ın 238 kilometre kuzeyinde yer alan petrol zengini Kerkük kenti; Kürt, Sünni ve Şii Araplar ile Türkmenleri içinde barındırıyor. Yani… Kerkük sadece Kerkük değil!

İki büyük Kerkük petrol sahası Avana ve Bay Hasan'dan günde 250 bin varil petrol ihracatı Barzani'nin kontrolünde…

2020'nin başlarında, Kerkük ayda sadece 1.1 milyon varil ihraç ederken, 2021 Şubat ayında Türkiye'nin Ceyhan Limanı üzerinden ihraç edilmesiyle neredeyse 4 milyona ulaştı!

Yani… Kerkük sadece Kerkük değil.

Peki… Irak merkezi hükümetiyle yapılan anlaşma sonrası Kerkük'ün güvenliğinin KDP'ye yani Barzani'ye bağlı peşmergelere verilmesi konusunda ne iktidardan ne de muhalefetten etkili bir ses duydunuz mu? Hayır! Çünkü… İç siyaset tarihimizin en anlamlı kentini görmemizi engelliyor. Bu konuda uyarılarda bulunan isim müstafi Tümamiral Cihat Yaycı.

Yaycı bölgede ne olduğunu anlattı: “Kerkük'te peşmerge varlığı 2014 IŞİD'in saldırılarıyla birlikte, Irak ordusunun çekilmesinden sonra kente giriş yaptı. Dönemin Kerkük Valisi Kürt kökenli Necmettin Kerim'in politikalarıyla birlikte kente PKK'nın da girişi sağlandı. Bu aşamada kentte yaşayan Irak Türk'ü nüfusunun güvenlik açısından kaygıları daha da arttı. Özellikle, Türklerin önde gelenlerine suikast yapılıyor, kaçırılıp fidye isteniyor. Ya da iş adamlarına baskı yapılarak ticaret yapmaları engelleniyor. Böylece de Kerkük'ten göç etmeleri sağlandı! Ayrıca, Erbil hükümetinin 25 Eylül 2017'de yapmaya çalıştığı bağımsızlık referandumuna Kerkük'ü de dahil etti.”

“Yasal hakkımız var”

Cihat Yaycı, peşmerge güçlerinin, Türkmenler ve Arapların ortak hareketiyle 16 Ekim 2017'de Kerkük'ten çekilmek zorunda kaldığını söyledi ve şu uyarıları yaptı: “Irak'ta yapılan seçimlerden sonra peşmergenin Kerkük'te sözde güvenliği sağlamak üzere görevlendirilmesi kabul edilemez. Peşmerge güçleri Kerkük'te Türkmen ve Araplardan intikam almak üzere kente döneceklerdir. Peşmergelerin güvenlik gücü olarak konuşlandırılması bölgede ve Kerkük'te yeni gerilimlere ve istikrarsızlıklara yol açacaktır. Bu tip hatalı uygulamaların, Irak'taki iç güvenlik sorunlarının artmasına neden olacağı da bir gerçektir.”

Kerkük konusunda Türkiye'nin yasal hakkı ne? Cihat Yaycı çok net konuştu: “Kerkük, Misak-ı Milli'nin gözbebeği, Atatürk'ün emaneti. Lozan Antlaşması'na göre Türkiye Cumhuriyeti bölgede meşru hak sahibi tek devlet. Lozan Antlaşması 16. Madde çerçevesinde Kıbrıs meselesinde nasıl söz sahibiysek, Kerkük ve Musul'da da öyleyiz. Yetkililere bu hukuki gücümüzü hatırlatıyorum. Türkiye Cumhuriyeti soydaşlarının sesini duyurmalı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi derhal göreve davet edilmelidir.”

“Kılıfla Kerkük'e girecekler”

Kerkük'le ilgili bu durum nasıl ortaya çıktı? Yaycı, “Türkmen şehri Kerkük'te güvenliği sağlaması için 20 Ekim 2021'de Irak Merkezi Hükümeti Başbakanı Kazımi ile Irak'ın Kuzeyi Bölgesel Yönetimi arasında bir protokol imzalanarak peşmergenin görevlendirildiğini tespit ettik” dedi ve kamuoyu oluşturmak için çalışmaya başladıklarını kaydetti.

Soru şu: Peşmergelerin güvenlik gücü olarak konuşlandırılması neden önemli? Cihat Yaycı şu bilgileri verdi:

“Bölgede ve Kerkük'te yeni gerilimlere ve istikrarsızlıklara yol açacak. 2017'ye kadar Kerkük'te peşmerge cinayetlerinin, baskılarının, seçim hilelerinin yaşandığını ve Türkmenlerin tasfiye edilmeye çalışıldığını hatırlatmak isterim. Irak Başbakanı Mustafa Kazımi, peşmergenin 20. Tugay Komutanlığı'nın Irak ordusuna ilhak edilmesi emriyle süreç başladı. Bu kılıfla peşmerge Kerkük'e Irak ordusunun bir parçası gibi girecek. Baskı ve hile ile Türkmenler ancak 2-3 Türkmen milletvekili çıkarabiliyorken, Kerkük'te son seçimlerde Türkmen seçmeninin sandığa gitmemesinden yararlanan Barzani durumu fırsat bilerek Kerkük'e güvenlik gücü görünümünde peşmerge yerleştirme planını 25 Kasım 2021'de hayata geçiriyor.”

“Türk geleceği için tehlike”

Türkiye ne yapmalı? Bu sorunun yanıtını da Yaycı Paşa şöyle verdi: “25 Kasım'da Kerkük'e girecek olan Peşmerge, Kerkük'teki Türk varlığı, Türk tarihi ve Türk geleceği için hayati bir tehlikedir. Kadim Türk şehri olan Kerkük ele geçirilmek üzere… Bölgede Araplardan sonra ikinci en büyük nüfus, Kerkük'te ise asli unsur olan Türkmenler yıllardır sistematik şekilde yıldırma politikalarıyla hem Kerkük'ten hem de bölgeden temizlenmek istenmekte. Irak'ta Türk söz konusu olduğunda insan hakları beyannameleri gözü kapalı, kulağı sağır hale gelmiştir. Irak'ın kuzeyinde Barzani yönetimi tarafından gerçekleştirilen suni çatışmalarla IŞİD/DAEŞ tehdidi ve güvenlik zafiyeti algısı yaratılarak peşmerge güvenlik gücüne ihtiyaç olduğu düşüncesi yayılmakta. Türkiye bu konuya ivedilikle eğilmeli ve somut adımlar atarak Türk yurdu Kerkük'ün sinsice ve sessiz sedasız peşmerge işgaline engel olmalıdır. Türkmen şehirlerinde güvenliğin Irak Hükümeti'ne bağlı Türkmenlerden oluşacak birliklerle sağlanması tek çözümdür. Türkmenlerin Saddam'ın Araplaştırmasına, peşmergenin Kürtleştirmesine, IŞİD bahanesiyle Türkmeneli'nin işgal edilmesine sesimizi çıkarmazsak artık yarın çok geç olur.”

Editör: TE Bilişim