22. Aralık 2017 saat: 21.00 de Halk Tv’de Uğur Dündar’ın konuğu İYİ Parti Gen. Başkanı Sn. Meral Akşener idi.

Meral hanım, kağıda küreğe bakmadan bütün sorulara içten ve samimi bir şekilde “ıh, mıh, uf” demeden cevap verdi.

Cevap vermekle de kalmadı, konuşmasıyla, açık yürekliliğiyle, ülkenin meselelerine hazır ve çözüm yollarını da hazırlamış olduğunu ortaya koydu.

Ülkenin çok gerildiğini, kardeşliğe ve barışa acilen ihtiyaç olduğunu ve bu hoş olmayan siyaset dilinin derhal terk edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Devlet adamlarının, karşısındakileri emrindeki devlet gücüne güvenerek, “Sen bittin” demeleri çok sakıncalı ve tehlikelidir. Birileri de kalkıp, “Buyur birader derse” ne olacak, ne yapılacak?

Türk diplomasisini “Monşerler” diye küçültmek devletin aklına ve hafızasına “hakaret” anlamı taşır ki bu milletle saygısızlıktır.

Eğer bugün, BMGK’unda ABD, İsrail ve Trump’a karşı 128 ret oyu alındıysa bu, eski hariciyecilerimize yeniden görev verilmesi ve onların tecrübe ve gayretleriyle olmuştur.

Ordunun yıpratılması, devletin mahrem bilgilerine ulaşılması asla kabul edilemez. Askeri okulların kapatılması, devletin ve milletin geleceğinin birilerine peşkeş çekilmesi anlamına gelir ki çok ama çok yanlıştır.

Türkiye’nin önceliği işsizliktir. En önemlisi de okumuş, üniversite bitirmiş gençlerin ana-babalarından harçlık alarak yaşamaları ve hayallerini kaybetmeleridir. Türk gençleri hayal kurmaktan korkmaktadır, hayal kurma duygularını kaybetmişlerdir.

Soru çalmak, rüşvet almak-vermek, adalet ve hukuksuzluk ülkenin kanayan yarasıdır. Bunları önlemenin yolu; adaleti siyasetten uzak tutarak olması gereken yere getirdiğiniz zaman; adalet bu elleri sizin haberiniz olmadan kırar zaten.

Geçmişte başörtülü hanımlar tedirgin ve kaygılı idiler; şimdi de başı açık olanlar kaygılı ve tedirgin. Biz kadının üzerindeki bu endişeyi çekeceğiz ve kadın üzerinden siyasete “DUR” diyeceğiz. Bütün siyasilere de tavsiyem; kadının üzerinden kirli ellerinizi çekin.

Toplumda güven eksikliği had safhada. Biz güveni getireceğiz. Güven olmayan yerde yatırım da olmaz, baca da tütmez, üretim de gerçekleşmez.

Beyin göçünün dışarıya değil içeriye olması gerekir. Milli Eğitimde üç çeşit öğretmen mi olur? Bu ne demek eğitimde kalitenin sıfırlanmasıdır. Onun için öğretmenlere gereken değeri ve önemi vereceğiz. Adalet ve eğitim siyasetin dışında ve özgür olacak ki, kaliteli ve donanımlı vatandaşlar yetişsin, adaletin de kestiği parmak acımasın.

Gri bölgedeki adara Yunanistan’ın el koyması ve kuzu çevirerek de kabadayılık taslaması kabul edilemez. Bu türlü oldu bittilere Türkiye asla göz yumamaz.

Her türlü terör ile mücadeleye tam gaz ve tam yetki ile devam edilecek. Son gelişmeleri görünce Sn. Erdoğan’ın da FETÖ ile samimi mücadele ettiğine şüphe ile bakmaya başladım. Terörü ülkenin gündeminden kesinlikle kaldıracağız.

Bankasya’yı dualarla açıp, memurların maaşlarını oradan almalarını teşvik edip sonrada bu insanları FETÖCÜ diye damgalayıp işinden-gücünden-onurundan edeceksin. Bu asla kabul edilemez.

Çalınanları geri alırsak, emekli aylıkları da asgari ücret de günün şartlarına göre rahat rahat ödenir. Biz bunu da yapacağız Allah’ın izniyle.

Ben mv adayı olmayacağım. Ben cumhurbaşkanı adayı olacağım. Ben çeşitli ayak oyunlarıyla öbür partilerden vekil transferine gitmeyeceğim. Ben milletimin 100 bin imzası ile cumhurbaşkanı adayı olacağım. Zaten 100 bin imzayı bulamayan birinin de buralarda ne işi var?

Eğer Sn. Erdoğan’ı birazcık tanıyorsam; 2018’in 15 temmuzunda milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimini yapar. Asla mahalli idareler seçiminden sonra genel seçimleri yapmaz.

Sn. Davutoğlu’nun başbakan yardımcılığı teklifine “EVET” deseydim. Rahat bir yaşantım olurdu. Fakat rahat bir şanım olmazdı. Sn. T. Türkeş bu teklifi kabul etti.

Biz MHP’nin veya bir başka partinin alternatifi değiliz. Biz millet için yola çıkmış, herkes kendini nasıl tanımlıyorsa öyle olması gerek. Biz devlet-millet için ve bu milletin refahı için yola çıktık.

Çok şantaj ve tehdit alıyorum. Bana hep “seni tutuklarlar, partini seçime sokmazlar” diyorlar.

Adama ”Buyur birader derler.” Bende diyorum ki, “Buyur birader.”

Kendine güveni tam, donanımlı, sıkmadan, sıkılmadan hoş bir sohbetti. Sn. Dündar da sözünü kesmeden, araya girmeden mükemmel bir program yaptı. Bana göre konuşmanın satırbaşları da bu idi.