Şimdi başlığı görenler, akademik soytarı olur mu? Bu da nasıl birşey diye soracaktır! Tarif edeceğim, zaten tanıyorsunuz bu tipleri!
Öncelikle Türk Dil Kurumu sözlüğündeki esas manasını açıklayayım. Sözlüğe göre, soytarı kelimesinin 1. anlamı: "Söz ve davranışlarıyla halkı güldürüp eğlendiren kimse, maskara." 2. anlamı ise yaltak, dalkavuk.
Dalkavuk (yaltak) kelimesi de TDK sözlüğünde 2. anlam olarak "Saraylarda devlet büyüklerini nükteli sözlerle eğlendiren kimse." anlamına geliyor.
Ebubekir Sofuoğlu adında hasbelkader bir tarihçi var. Gerçi tarihçi yönünden çok tahrifçi yanı daha meşhur!
Kendisi Akit TV'de geçtiğimiz günlerde bir programda konuştu. Ülke gündemine düşen sözlerini hepiniz gördünüz, duydunuz: üniversitelerden bahsederken, "Sayın Cumhurbaşkanımız da vurguladı, neredeyse, fuhuş evleri.." diyerek, çirkin sözlerine Cumhurbaşkanını da alet etmeye çalıştı. Cumhurbaşkanlığı sözcüleri bu konuda bir açıklama yapacaktır herhalde.
Ebubekir Sofuoğlu denen akademik soytarının bu konuşmasının tamamını bugün Youtube'dan dinledim. Dedim ki bir cümle ile mi linç edilmiş? Yoksa konuşmanın tümünde ne konuşmuş, bir öğreneyim dedim.
Taktik şu; Bir, iki ufak tefek doğruları söylerken, 40 yalanı ve bazı tarihi şahsiyet ve yapılara düşmanlığı da aynı cümle içinde kullanayım ki, buna itiraz edemesin kimse!

Gerçekte kralını memnun etmeye çalışan bu akademik soytarı, Arap seviciliği üzerine kurduğu konuşmasında, Türklere barbar diyen Avrupa'nın, aslında kendisinin barbar olduğu üzerine konuşmaya başlamış. Victor Hugo, Voltaire ve Montesquieu üzerinden bazı küçük ve doğru ayrıntılar vererek savını desteklemiş. Buraya kadar sorun yok.
Ardından günümüzde Fransa ile yaşadığımız ve hep birlikte tepki gösterdiğimiz sorunları, Ermenilere ve ayrılıkçı Kürtlere yani PKK'ya verdiği desteği dile getirirken de, tarihten bazı örneklerle Osmanlı'ya karşı hareketlere Fransa’nın ve Yahudilerin verdiği desteği açıklamış.
Burada asıl kinini kusmak istediği İttihatçılara sözü bağlayıp, vatan fedailerinden oluşan İttihat Terakki'yi Fransa ve Yahudilik sosuna bulayıp izleyiciye servis ediyor. Bunu söylerken minimize ettiği Arap ve Arnavut isyanlarını organize edenlerin Yahudiler olduğunu, Osmanlı'yı yöneten İttihat ve Terakki'yi baskın hale getirenlerin de Fransızlar ile birlikte Yahudiler olduğunu ifade ediyor. Böylece akademik soytarılıkta zirve yapacağını sanırken, herhalde yaranmaya çalıştığı siyasi çevrelerin ve sürekli diline pelesenk ettiği Sayın Cumhurbaşkanının daha bir hafta önce Bakü'de, İttihatçıların en büyük simalarından Enver Paşa'ya övgü ve dualarda bulunduğunu unutuyor.
Böylece vatan fedailerinden oluşan ve birçoğunu Ermenilerin şehit ettiği İttihatçıları ve İttihat Teraakki'yi, Yahudi menşeli ve Fransız destekli zararlı bir yapı gibi gösteriyor.
Ayrıca üniversiteler ve gençlik konusunda eleştirilecek bazı kültürel ve ahlâkî hususları dile getirirken de tüm gençliğe resmen kinini kusmuş! Neredeyse tüm üniversiteleri, yurtlarda ve apart evlerde kalan öğrencileri töhmet altında bırakmış. Bu tamamen terbiyesizlik ve ahlâksızlıktır. Üniversiteleri fuhuş yuvası olarak ifade eden ve bu söyleminde ısrar eden bu şahsa sormak lazım; eğer bu ilim yuvaları fuhuş yuvası ise senin bu tür yuvada işin nedir? Tanımlar mısın?
Daha önce de birçok skandal sözlerle gündeme gelen bu ilimsiz ve ağzı gevşek profesör ve bu zihniyetteki akademisyenlerin üniversitelerden temizlenmesi gerektiği ortadadır. Sakarya Üniversitesi'nin, YÖK'ün ve adlî makamların bu akademik soytarı hakkında gereğini yapacağını umuyorum.