İç politika getirisi veya ham hayalden ibaret dış politika fantezisi bir yana bırakılıp, kapris ve komplekse düşmeden icrası için ısrarlı ve kararlı olmak gereken bir metin. Suriye'yi kana bulayan, şehirleri viraneye, ahaliyi göçmene çevire iç savaşın sona ermesine açılacak yolun başına getiren Türk-Rus Zirvesinde varılan mutabakat metni;
Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu, Suriye Arap Cumhuriyeti'ndeki ateşkes rejiminin uygulanmasının garantörleri olarak (bundan sonra taraflar olarak anılacaktır),

Suriye Arap Cumhuriyeti'nde Gerginliği Azaltma Bölgeleri Oluşturulmasına İlişkin 4 Mayıs 2017 tarihli Muhtıra ve İdlip Gerginliği Azaltma Bölgesindeki Durumun İstikrarlaştırılmasına İlişkin 17 Eylül 2018 tarihli Muhtıra'yı hatırda tutarak,

Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne olan kuvvetli taahhütlerini yineleyerek,

Terörizmin tüm tezahürleriyle mücadele ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından terörist olarak tanımlanan tüm grupların ortadan kaldırılması yönündeki kararlılıklarını yinelerken, sivillerin ve sivil altyapının hedef alınmasının hiçbir şekilde mazur görülemeyeceğini kabul ederek,

Suriye ihtilafının askeri çözümünün olamayacağının ve ihtilafın yalnızca Suriyelilerin öncülüğünde ve sahipliğinde, Birleşmiş Milletler'in kolaylaştırıcılığında, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararıyla uyumlu siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceğinin altını çizerek,

İnsani krizin daha da kötüleşmesinin önlenmesinin, sivillerin korunmasının, ihtiyaç sahibi tüm Suriyelilere önkoşulsuz ve ayrım gözetmeksizin koruma ve insani yardım sağlanmasının, keza ülke içinden yerinden edilmelerin önlenmesi ile mültecilerin ve ülke içinde yerinden edilen kişilerin güvenli ve gönüllü olarak Suriye'deki asıl ikamet yerlerine geri dönüşlerinin kolaylaştırılmasının önemini vurgulayarak,

Aşağıdaki hususlarda mutabık kalmışlardır:

1-İdlip gerginliği azaltma bölgesindeki temas hattı boyunca tüm askeri faaliyetler 6 Mart 2020 tarihinde saat 00:01'den itibaren durdurulacaktır.

2-M4 karayolunun kuzeyinde 6 km ve güneyinde 6 km derinliğinde bir güvenli koridor tesis edilecektir. Güvenli koridorun işleyişine dair ayrıntılı esas ve usuller, Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu Savunma Bakanlıkları arasında 7 gün içinde kararlaştırılacaktır.

3-Türk-Rus ortak devriyeleri, 15 Mart 2020 tarihinde M4 karayolunun Trumba'dan (Serakib'in 2 km batısı) Ain-Al-Havr'a kadar olan kesimi boyunca başlatılacaktır.

Tarafların anlaştıkları mutabakat iki yanlı bir hukuk metnidir. Anlaşmanın çerçevesini ve yükümlülüklerini belirler. Buna göre çıkarımlarım;

1-Zalim Esed rejimi artık yok artık.Egemenliği, bağımsızlığı birliği ve toprak bütünlüğü esas olan Suriye Arap Cumhuriyeti var,
2-Askeri çözüm yok, BM gözetiminde Suriye'lilerin öncülüğü ve sahipliğinde diplomatik yolla barışçı çözüm var.
3-Şam için hayati önemde olan M4 Karayolunun 6 kmlik alt ve üstü Rusların kontrolüne geçecek. Biz Fırat'ın doğusunda olduğu gibi sadece kırsal gezi mahiyetinde devriye ortağı olacağız.

Sonuç; Purtin bizi istediği noktaya getirdi, bundan Esad'da memnun olmalı. İdlip için vatan toprağı savunması masalı okuyanlar boşa düştüler. İdlip egemenliğini kuvvetlice teyit ettiğimiz Suriye toprağı artık. Ateşkes olması elbette iyi bir sonuç, hiç değilse anlamsız savaş sona erer ve askerlerimiz şehit olmazlar. İyi de bugüne dek olan bitene ne demek icap eder? Ya da biz bu işten ne kazandık, al bayrağa sarılı tabutlarla gelen genç fidanlarımız dışında! Neyse ki barış daima iyidir..İnşallah cihatçı teröristler ateşkesi ve barışı bozmazlar. Şimdi bundan sonra cihatçıları koruyabilmekte imkansız. Zira Şam ve Rusya çıkın buradan terk edin deme mevzii kazanmış durumda. Suriye sorunu İdlip'de başladı orada çözülecek. Bizim de ham hayaller yerine saha gerçekliğine önem verip selefi lejyonerleri desteklemekten vazgeçmemiz gerek.Çözüme çığır açan mutabakata uymak, devletimizin ve milletimizin hayrına olacaktır.