Çok idealist ve iddialılardı.

Türkiye’yi 2023’e kalkınmış, lig atlamış, dolar zengini olmuş, dünya ekonomisinde ilk 10’a girmiş bir ülke vaat etmişlerdi.

Hortumları keseceklerini, israfı ve haracı önleyeceklerini söylemişlerdi.

Hukuk bağımsız, irade hür, bağımsızlık simge olacaktı.

Sn. Erdoğan ve ekibi, bu iddia ve ideallerini (3Y) ile ifade etmişlerdi.

Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar.

Sn. Erdoğan bu ideallerini ve (3Y) formülünü: 2005 yılında yaptığı bir konuşmada şöyle açıklamıştı:

1-“YOLSUZLUK; artık bankalar daha disiplinli oldu. Önüne gelen artık banka kuramıyor. TMSF bütün gayretiyle saldırıyor. Tasına tarağına, tavuğuna, kaşığına, bardağına kadar girmiş vaziyetteler. Ancak minareyi çalan kılıfını hazırlamış. Siz ancak bulduğunuza el koyuyorsunuz. TMFS hazineden 40 katrilyon çekmişti. Artık çekmiyor; hazineye para öder duruma geldiler. Bütün bunlar milletin sırtından atılan yüklerdir.”

Ne kadar güzel değil mi? Bugün hazinenin durumu nedir? Yolsuzluk söylentileri, erken seçim olasılığını zorlamakta: 128 milyarın mantıklı bir hesabı verilememekte. Mafya liderinin açıkladığı: hükümet-mafya ilişkileri iddiaları ve alınan 10 bin dolar açıklamaları izaha muhtaç.

2-YOKSULLUK; Sn. Erdoğan, çay ve simit hesabı yaparak, göreve geldiklerinde 218 milyon olan asgari ücreti 350 milyona (O günkü para kuru) çıkarttıklarını vurgulayarak; bu bizdendir, değildir diye insanlarımızı ayırmaya kimsenin hakkı yoktur. Suistimallere olanak vermeyin. Demişti.

Gelinen noktayı ve uygulamayı Tanrı aşkına söyleyin. AKP’li iseniz iş var, olanak var, 3-4-5 yerden ballı maaş almak var. Değilseniz açlığa, işsizliğe layıksınız.

Askıda ekmek, askıda meyve-sebze, “Haftaya marul da gelecek” ucuzluk ve halk ekmek kuyrukları. Pardon, “Bu kuyruklar, Varlık kuyrukları Bay Kemal” şaşkınlığı.

Geçinemeyen emekli, asgari ücretle ayı çıkarmaya çalışan, ücretli. Pazar artıklarından sağlam meyve-sebze toplamaya çalışan bir kitle.

3-YASAKLAR; Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk iktidara geldiklerinde Türkiye’nin bir yasaklar ülkesi olduğuna vurgu yaparak: “Sağlıklı bir doğum 9 ay 10 günde oluyor. Erken olursa ölümle sonuçlanabiliyor.

Biz bu konudaki görevimizi biliyoruz. Bir ağacı kurtaralım derken ormanı kaybetmeyelim; ormanı kurtaralım. Duygusallığa gerek yok bazı şeyler konuşulmaz yapılır, yaşanır. Yaşamadan konuşanlar bu işin istismarını yapanlardır. Bu ülke bunun bedelini çok ödedi. Biz bedel ödetmek istemiyoruz.

Toplumsal gerilimlere neden olmadan, azami toplumsal mutabakat adımlarının atılması bizim görevimizdir.” İfadelerini kullanmıştı.(Biraz laf salatasıydı ama)

Uygulamaya bakalım. “Biz yüzde elliyi evde zor tutuyoruz” a geldik. Yani bizi, beni eleştirirseniz yandınız.

Beni ve bizi eleştirenler haindir, dış güçlerin taşeronudur, kandilin temsilcisi, PKK ve Fetö’nün sözcüsü ve ağzıdır.

Evet! AKP’nin söylediği ve deklere ettiği (3Y) ile uygulanan (3Y) taban tabana zıt değilse nedir?

Ve AKP’nin (3Y) si böyle uygulamalarla ne yazık ki çökmüştür.

Esen kalınız.