Cumhuriyet yazarı Barış PehlivanAkşener ile Saray Görüştü mü?” başlığıyla dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

Yazının ilgili kısmı şu şekilde:

Pazar akşamı Halk TV’de ilk kez anlattım. 104 imzalı bildiride ilk sırada yer alan emekli Amiral Ergun Mengi, İYİ Parti’de görev yapıyordu. Partinin kendi belgelerinde Mengi için “Uluslararası Siyasi Kuruluşlar ve Jeo-Stratejik Analizlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı” yazıyordu. Haliyle İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in açıklama için “zevzeklik” demesi daha karmaşık görünüyordu.

Programdan sonra İYİ Parti’nin çok önemli bir ismiyle konuştum. Belli ki Akşener’in “zevzeklik” açıklaması, parti içinde de kriz yaratmıştı. Kritik isim, bana Akşener’in yanlış anlaşıldığını söyledi. Ona göre Akşener “zevzeklik” diyerek yükselen tansiyonu yatıştırmaya çalışıyordu. Olayların daha vahim noktalara gitmesini engellemek istiyordu.

Daha da ilginci…

İddia o ki: Akşener, pazar günü Cumhurbaşkanlığı ile bir telefon görüşmesi yapmıştı. O görüşmeye kadar gündemde 104 amiralin sabaha karşı gözaltına alınması masadaydı. Görüşmede sağduyulu davranılmasını isteyen Akşener’in girişimleriyle “sadece bildirinin öncüleri” denilerek gözaltı sayısı azalmıştı. Akşener’in muradı gözaltı olmamasıydı ama gücü buna yetmişti. Partinin kritik isminin tezine göre Akşener, hem açıklamalarla hem yaptığı görüşmelerle yangını söndürmeye çalışıyordu.

Bunları not aldım. Ama aynı gece (pazar) enteresan bir şey oldu. Yargı kulislerine göre, amirallerin bulunduğu şehirlerdeki savcılar, gece yarısı adliyeye çağrıldı. Bu tabii ki “operasyon geliyor” demekti. Acaba kaç kişi olacaktı? Sabah 10 gözaltı ve 4 arama kararını görünce “belki de kritik isim haklıdır, Akşener’in etkisidir” dedim.

Dün Akşener’in Özel Kalem Müdürü Esma Bekar ile de konuştum. Kendisi “Bizim Cumhurbaşkanlığı ile böyle bir görüşmemiz olmadı” dedi. Konuştuğum kritik isim ise verdiği bilgi konusunda ısrarcıydı.

Hangisi doğru bilmiyorum. Bir gerçek var ki ne karar verirse versin yargı feci şekilde politikleşti.

Editör: TE Bilişim