Adem Peygamberden bu güne kadar yaratılmış, bu günden de kıyametin kopacağı son ana kadar yaratılacak olan insanların tamamının ruhu Cosmos Alem olarak tanımlanan mekân ve zaman ötesi ideler aleminde, kendilerine (bizlere) cemaliyle görünen Rabbi tealâ hazretlerinin huzurunda cem edilmiş birazdan kendilerine sual edilecek ilahi suali bekliyorlar.

Rabbi Teâla Şanehu buyuruyor: “Elestü –bi Rabbiküm”, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?”…

Ruhların tamamı koro halinde… “Kâlu belâ” “Elbette Rabbimizsin, seni Rab tanıdığımıza, iman ettiğimize, sözleşmemizdeki ortak taahhüdümüze, Allah’a iman, kulluk, ibadet ve sorumluluk bilincimize biz de şâhidiz” dediler.

Bu meta fizik ötesi semboller aleminde yapılan “Ahd -i Misak” ın yerine getirilme (ya da getirilmeme) noktasında ki insan oğlunun ilk imtihanı Adem’in oğullarından, Habil ile Kabil arasında vuku bulmuştur.

Bu imtihanın sonunda… Kabil kardeşi Habil’i öldürerek, kendisinden sonra gelecek bütün “ALÇAK OLMAYA GÖNÜLLÜLER” in ilk prototipi olacaktır.

Habil ise mazlum ve masum olması hasebiyle kendisinden sonra gelecek bütün “ ALÇAK GÖNÜLLÜLER ”in ilk örneği, ilk rol modeli olacaktır.

“ALÇAK OLMAYA GÖNÜLLÜLER” ile “ALÇAK GÖNÜLLÜLER” arasında erdem farkı, ahlak farkı, misyon ve vizyon farkı, sevgi farkı, vicdan farkı, merhamet farkı, acıma duygusu farkı vardır.

Biri kendi kesb’iyle “Esfel -i Safilin” bir ruh diğeri de kendi çalışmasıyla diğerkam ruhlu hasbi gönüllü “Ahsen-i Takvim” bir ruhtur.

“ALÇAK OLMAYA GÖNÜLLÜLER”… egosantrik, ben merkez, bencil, kıskanç, hased ve müptezeldir.

“ALÇAK GÖNÜLLÜLER”… ise ene yerine, hüve ve nahnü diyen hasbi gönüllü derviş misali Allah’a yakınlaştırılandır.

Ve bunlar … yerlerin ve göklerin melekütüne bakarlar ve Ya Rabbi sen bunları boşuna yaratmazsın, hayır ise sadece senin elindedir derler.

“ALÇAK OLMAYA GÖNÜLLÜLER"…yaratılış gayesi ve temiz fıtrat’la paradoksal bir tezat arz eden yaşam tarzının delisi ve Masiva’ya aittir,

“ALÇAK GÖNÜLLÜLER” ise Allah’a aittir.

“ALÇAK OLMAYA GÖNÜLLÜLER”… infak, tasadduk ve birr’re göre programlanmış olan yaratılış gayesi ve temiz fıtratı bozmuş,

“ALÇAK GÖNÜLLÜLER”… ise nefsin heva ve hevesleri ile şeytanın igvalarından oluşan bir konsorsiyuma teslim olmayarak Allah’ın İpine Sımsıkı Sarılmıştır.

“ALÇAK OLMAYA GÖNÜLLÜLER”… kalplerin katılaştığı, insanların egolarının esiri olduğu, nefsin bencil tutkularının hükümferma olduğu bir dünya özlemi içerisindedir.

“ALÇAK GÖNÜLLÜLER”… ise kendisini tüm insanlığa karşı sorumlu hisseden insanlığın kurtuluşunu arzulayan yardımlaşmayı, paylaşmayı, diğerkamlığı, ihsan’ı, isar’ı, vera’yı ve tüm insanlara dost ellerimizi uzatmayı emreden yüce gönüllü alperenlerdir.

“ALÇAK OLMAYA GÖNÜLLÜLER”… bütün hesapları sadece bu dünya ile kaim olduğundan dünya meta’ı ve dünyanın insanı aldatan gelip geçici süsü ile avunup durup, mutlu olmuş “Kabil” gönüllüdürler.

“ALÇAK GÖNÜLLÜLER”… ise hesapları hem bu dünya hem de ahiret yurdu ile ilgili olduğundan insan ve insanların mutluluğu ve saadeti ile mutlu olmuş Yunus, Mevlana, Hacı Bektaş Veli gönüllüdürler.

“ALÇAK OLMAYA GÖNÜLLÜLER”… stabil, durağan, statükocu, ben merkez, şeytan kibirli, narsist ve megaloman olmaları hasebiyle dünya hayatı merkezli masiva aşığı hasta ruhlardır.

“ALÇAK GÖNÜLLÜLER”… ise statik, vizyoner, hedef koyan, ülküsü olan coşku dolu, heyecanlı ve kolektif vicdanın sesidirler.

ALÇAK OLMAYA GÖNÜLLÜLER… ruhları karartan, tefekkür ve düşünce iklimini iğdiş eden kör ideolojilerin holiganlarıdır. Kendilerinin lügatlarında hayırlara vesile olmak olmadığından bu münasebetle de her hayra engel olurlar.

“ALÇAK GÖNÜLLÜLER”… ise; ufuk, misyon, vizyon ve mefkure insanı olmaları hasebiyle her hayra ve iyiliğe rehber ve kılavuz “NAZ MAKAMI’NIN AHD -İ’ NE SADIK CİVANMERT, YİĞİT ALPERENLERİ”dirler.

SON SÖZ….. “O İYİ İNSANLAR GÜZEL ATLARA BİNİP GİTTİLER. DÜNYA DEMİRİN TUNCUNA İNSANIN PİÇİNE KALDI.”