24 Haziran erken seçim öncesi siyaset kahinlerinin kehanetleri ve algı operasyonları bir hayli hız kazandı.

Öyle ki; Ak Parti iktidarı 16 yıldır karşılarında hiçbir muhalefet olmadığı için ülkeyi istediği gibi yönetiyordu. Ancak Türk Siyasi hayatına ‘İYİ PARTİ’ diye bir partinin girişi ile iktidarın kimyası değişti. İlk önce bu partinin kurulmasını engellemek için ellerinden gelen engellemeyi yaptılar. Çeşitli iftiralar attılar. Kurucular hakkında çeşitli iftiralar atılarak algı operasyonu yapmaya çalıştılar.

Okuyucularımızın da yakından takip ettikleri gibi İYİ PARTİ 24 Haziran Erken Genel seçimlerine sokulmak istenmiyordu. Bu tezi tam bir yıldır MHP’li kardeşlerimizin ağzından birçok defa şahsen ben duymuştum. Demekki yukarılarda böyle konuşuluyordu ki tabanda da bu sözler söylenmeye başlamıştı.

Nitekim Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı hangi partilerin seçimlere girebileceğini bir liste halinde Yüksek Seçim Kuruluna bildirmesine rağmen, YSK bir türlü sonuçları açıklamıyordu. YSK’daki oylamada 5 Evet 5 Hayır çıkmıştı. Ve üyelerden birisi izinli ve hayır cephesinde olduğu için oylamayı pazartesi gününe bırakmışlardı. Tam da bu noktada İYİ PARTİ yönetimi bu tuzağı anladıkları ve öğrendikleri anda harekete geçerek CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun büyük özverisi ile 15 Milletvekilini İYİ PARTİ saflarına katarak grup kurmasını sağladı. Bu hamle karşısında iktidar ve YSK şaşkına dönmüştü. Bu hamle Türkiye gündemine bomba gibi düşmüştü. YSK 3 gün sonra açıklayacağını ilan ettiği seçime girecek parti listesini alel acele açıklamak zorunda kaldı. 15 Milletvekili operasyonu olmasıydı İYİ PARTİ seçimlere giremiyecekti. YSK acele ile açıkladığı listede İYİ PARTİ’nin zaten seçime girebileceğini ve böyle bir operasyona gerek olmadığını açıklıyordu. Hatta Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan “YSK eğer aynı gün İYİ PARTİ’nin seçime girebildiğini açıklasaydı 15 Milletvekili transferi yapılmayacaktı” serzenişinde bulundu.

Meral Akşener ben grup kursakta ilk gün söylediğim gibi 100 bin imza ile Cumhurbaşkanı adayı olacağım ve bunda da kararlıyım dedi. Ancak bu defa 100 bin imzanın toplanma şekli zorlaştırıldı. Çeşitli zorluklar çıkarılmaya çalışıldı. (e-Devlet gerçeği varken) neden bu yollar zorlaştırıldı. Ancak Meral Akşener tüm zorlaştırmalara rağmen 100 bin imzayı 6 saatte tamamladı. Ve Cukka ittifakı ikinci bir şoku yaşamış oldu.

Ancak Cukka ittifakının küçük ortağı Devlet Bahçeli boş durur mu? Nostradamus’a rahmet okutacak kehanetlerde bulundu. 100 bin imza için Devlet Bahçeli diyor ki; “ Ben dün akşam düşündüm acaba bu 100 bin imzanın ne kadarı FETÖ’cülerden oluşuyor? 100 bin imzanın verilmesi için Pensilvanya’dan bir talimat gelmiş midir? Devlet Bahçeli oldu tam bir kahin.

100 bin imzayı topladı mı seni ne ilgilendiriyor? FETÖ’ymüş, bilmem neymiş. Kaldı ki imza verenlerin kimlikleri ile imza attıklarına göre her şey ortada. Devletin zinde güçleri var. Eğer suç unsuru varsa arasın bulsun. Devlet bahçeli burada hem aklı sıra kehanette bulunuyor, hem de savcılara ihbarda bulunuyor. Geçmiş olsun Sayın Bahçeli. Sayın Erdoğan’ın tabiri ile “Atı alan Üsküdar’ı geçti”

Devlet Bahçeli’nin kehanetleri bunlarla da bitmiyor. Son günlerde, seçimin yaklaşması nedeniyle yıllardır cezaevinde yatmakta olan Alaattin Çakıcı ve Kürşat Yılmaz’ı hatırladı. Bugüne kadar neden hiç hatırına dahi getirmeyen Bahçeli seçime çeyrek kala bu ülküdaşlarımızı hatırladı dersiniz? Son kehaneti de af teklifi direkten dönünce “Efendim ya seçimlere bir hafta kala bu cezaevlerinde bir isyan çıkra ne olur?” diyor. Ünlük kahin Nostradamus Devlet Bahçeli’nin eline su dahi dökemez. Seçimleri kaybedeceklerini anladıkları için belki de seçimleri iptal etmeyi dahi düşünebilirler. Kehanetlerle bu tünelden çıkış yolu arıyorlar. Yemezler. Türk Milleti artık bu zokayı bu defa yutmayacak. Eğer 16 Nisan kirli Referandumunda olduğu gibi sandıkta pek oy çalamadılar ama YSK’yı çaldılar. Bu defa da YSK’yı yasa ile zırha büründürdüler.

Unutulmaması gereken bir gerçek vardır. Herkesin bir hesabı varsa Cenabı Allah’ında bir hesabı vardır. Elbette Devlet Bahçeli’nin ebced hesabı tutmayacak ve yenilgiyi kabullenmek zorunda kalacaklardır.

Ha Devlet Bançeli’nin bu Cukka ittifakındaki karı ise oy oranı yüzde 5’lere düşen MHP’yi tekrar TBMM’ye sokma başarısı olacaktır. Ama sayı kaç olacaktır orası meçhul. Bekleyip göreceğiz.

Kehanetlerle, algı yönetimiyle veya algı operasyonlarıyla artık bir sonuç alamayacakları da bir gerçek. Seçime kadar bakalım başka ne kehanetler veya tuzaklar icat edecekler hep birlikte göreceğiz.

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE VE DİYEBİLENE