Kimi zaman idamdan kimi zaman zindandan döndü.

Bazen zindanlarda durduramadı onu.

Kimi zaman İnönü diktasının “Türklüğü ve Türkçülüğü vatana ihanet” sayan uygulamalarına başkaldıran, tabutluklara atılan ama asla yılmayan bir teğmen.

Kimi zaman, 27 Mayıs 1960 Menderes hükümetini sonlandıran kudretli albay.

Kimi zaman SSCB’nin yerli işbirlikçilerine Türkiye’de meydanları dar edip, Rusların planlarını başına yıkan ‘Sivil Direnişin Lideri’…

Kimi zaman da 12 Eylül ABD Piçlerinin darbesine baş eğmeden dimdik direnen bir Başbuğ olarak çıktı karşımıza Alparslan Türkeş.

1944’den Şahadete erdiği 4 Nisan 1997’ye kadar tam 4 sefer idamdan döndü ancak asla yolundan dönmedi.

Yetiştirdiği Nesil, Türkiye’nin kaderinde önemli rol oynadı.

AB-D’si nede Rusya’sı sevmezdi yetiştirdiği nesli.

NATO’cuların morali bozulur, Birleşmiş Milletçiler açıktan kin güderlerdi.

Azerbaycan’da, Ermeni sürülerine kan kusturan operasyonları, kurduğu “Rüzgar Birliği” ile hep Alparslan Türkeş yaptırmıştı.

Çeçenistan’da ‘İşgalci Ruslara karşı Çeçen direnişine silah ve para yardımı yapan da o idi.

Kırım Türklerinin esaretine son verecek bağımsızlık hareketlerini o başlatıp o destekletirdi.

Doğu Türkistan’da kan ağlayan Uygur Türklerinin yanında sadece o vardı.

Kısacası Dünya Türklüğünün yegane lideri Alparslan Türkeş’ti.

Ermeni Cumhurbaşkanını Ankara’ya ayağına getirten, gece saat 03:00’de Genel Kurmay Karargahına girip dönemin Cumhurbaşkanını karargaha çağırtıp devlet meseleleri ile alakalı hamleler yapanda o’dur.

Bana Yetki verilsin, 6 Ayda Apo itinin kellesini getireyim, 1 yılda da PKK’yı bitireyim diyende o.

Türk Milliyetçiliği fikriyatının yegâne lideri bizatihi Türkeş’tir

Zira Türk Milliyetçiliğini, bir düşünce olmanın yanı sıra söylemden eyleme geçirip, siyasi arenaya aktaran ve devletin fikriyatına monte eden Başbuğ Türkeş’ten başkası değildir.

Bazı siyaset tilkileri, Ülkü Ocaklarından dışlanmış veya kendine yer edinememiş yeni akımcılar, sürekli sosyal medyada yazıp çizerler! “Türkeş, 1969 kongresinde siyasal İslam’ı seçip Atsız’ı sattı” diye planlı projeli çakallık yapıp fitne çıkarmak isterler.

Alpaslan Türkeş hiçbir dönem ne Atsız’ı nede Türkçüleri satmamıştır.

1969 Adana kongresinde fikriyatını MHP politikalarına sokamayan Atsız ve grubu Türkçülüğü Siyasallaştıramama neticesinde Alparslan Türkeş’i ve dava arkadaşlarını yarı yolda bırakıp bizzat kendileri çekilmiştir.

Akabinde Başbuğ Türkeş, kuru bir milliyetçilik söyleminin iktidar olamayacağı, Türklüğü benimseyenleri dışlayacağı ve kitlelere ulaşamayacağı öngörüsüyle Türkçülük ve Türk Milliyetçiliği akımının hedefini Turan, içtimai düzenini Türk İslam olarak belirleyerek bugün ki Ülkücü Hareketin temellerini atmıştır.

Alparslan Türkeş’in gelecek öngörüsünü anlayamayan hayalperestler, Türkeş “Araplaştı” diye fitne çıkartarak MHP’yi o günde zayıflatmak istediler.

2021 yılına geldiğimizde bugün de aynı senaryoları kendini “Şamanist” sanan, ancak şamanlıktan ve hatta Türklükten bir haber zavallılar halen devam ettirerek kendilerine ''Anti Demokratik'' ve Irkçı gençlik devşirerek taban oluşturma gayretleri sürüyor.

Kendine Türkçüyüm, Türk Milliyetçisiyim diyen herkesin, kışlası Ülkü Ocaklarıdır.

Türk Milliyetçilerini bölerek kimlere askerlik yaptığınızın farkındayız, ancak;

Siz kimin askeri olursanız olun bizi bağlamaz!

Biz, Alparslan Türkeş’in askerleriyiz.

Türk'ün son Başbuğ'una rahmet olsun.