2008 yılında Bush yönetimindeki ABD büyük bir krize girmişti. Çaresizlik içinde kıvranan Bush yönetimi, ABD ekonomisini canlandırmak için bazı önlemlere başvurmuştu. Bu tedbirlerden birisi de her ABD vatandaşına 600 dolar vermekti.

Ülkeler zaman zaman ekonomik krizlere girince ilginç fikirlerin yanında ilginç önlemlerde devreye girer. Kemer sıkmak, fiyatları dondurmak, kuru sabitlemek, emekli aylıklarını kısmak gibi.

Bu 600 dolar verme fikride ABD’de devreye sokulan bir önlemdi.

Buraya kadar her şey iyi güzel de, bu 600 dolar nereye harcanmalı ki ABD ekonomisi canlansın?

Aynı zamanda bir girişimci, yatırımcı ve iş adamı olan Marc Faber, bu paranın nasıl harcanması gerektiğine dair ABD vatandaşlarına ; “ Benim sevgili ABD’li vatandaşlarım! Amerikan Federal Hükümeti ekonomiyi yeniden canlandırmak için her bir ABD vatandaşına 600 dolar tutarında bir parayı dağıtmayı karara bağlamış.

Eğer bu parayı, Wall-Mart’a harcarsak para Çin’e gidecek. Eğer bu parayı benzin almak için harcarsak, para Araplara gidecek, eğer bilgisayara harcarsak para Hindistan’a gidecek. Eğer sebze-meyve alırsak para Meksika’ya, Honduras’a gidecek, eğer araba almayı düşünürsek bu para, Japonya, Kore, Almanya’ya gidecek. Eğer hediyelik bir şeyler alırsak para Tayvan’a gidecek ve bir tek penisi bile ABD ekonomisi için yarar sağlamayacak.

Bu parasal yardımı, ABD ekonomisi içinde tutmanın tek yolu, parayı bira ve fahişelere harcamaktır. Sadece bu iki sektörde ulusal üretim yapabilmekteyiz. Ben kendi adıma bu yolda faaliyet göstereceğim.” diye bir çağrıda bulunur.

İşin ilginç yanı bu yazıyı okuyan bir İtalyan ekonomist şöyle bir cevap verir Faber’e: “ Sevgili Marc, Amerika’nın iktisadi durumu gerçekten pek iç açıcı değil; üzülerek bildiriyorum ki Budweiser bira fabrikasını da çok uluslu bir Brezilya şirketi olan Ambev aldı. Böylece Amerikalılar için sadece orospular kalmış oluyor.

Eğer bu orospular da kazandıkları parayı çocuklarına göndermek isterlerse, bu para doğrudan buraya yani Roma’daki İtalyan Millet Meclisine gelir.

Çünkü dünyada en çok orospu çocuğu olan yer burasıdır.”

Öneri de yanıtta hem ilginç hem de enteresan.(Okurlarımdan özür dilerim.)

ABD ekonomisi, dünyanın en borçlu ekonomisi; fakat onların sömüreceği, hortumlayacağı az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler var. Bunların çoğu da demokrasiden nasibini almamış, aşiret tipi tek adam yönetimli lüks ve israfın cirit attığı, sefaletin diz boyu olduğu İslam ülkelerdir.

Ya bizim?

Bizim neyimiz var? Ne üretebiliyoruz? Hangi stratejik ve üstün teknoloji ürünü üretmekteyiz?

Pek çok iş adamı yatırım yapmadığı gibi, üretimi de yavaşlatmakta imişler. Hatta yavaş yavaş yurt dışına çıkanlar bile varmış. Sıcak para da gelmiyor, borç veren de yok.

Ama endişeniz olmasın. Hiçbir alacaklı, alacağı olanı batırmaz! Ama gırtlağına da çöker ve elinde nesi varsa donuna kadar soyar alır.

İnşallah kriz olmaz. Olursa da teğet geçer.

Esen kalınız.

Not: 07.07 2018 de yazılmıştır.