Bir dönem "Anadolu’nun Alkatrazı" olarak anılan Tarihi Sinop Cezaevi, 2018 yılında yaklaşık 500 bin ziyaretçiyi ağırladı. Türkiye’nin en mutlu şehri Sinop’ta bulunan tarihi cezaevi, 28 odadan oluşan 3 bin metrekare alan üzerine kurulmuş geniş duvarları ve burçlarıyla dikkat çeken devasa bir yapı. Sinop Cezaevi, 1999 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından müzeye çevrildi. Zamanın en önemli tecrit noktalarından biri olan Sinop Cezaevi günümüzde Sabahattin Ali’yi ağırlaması ile de tanınır. Ali’nin Kuyucaklı Yusuf ve Aldırma Gönül eserlerini burada yazdığı biliniyor. Cezaevi, Sabahattin Ali Hariç, Refik Halit Karay, Hüseyin Hilmi, Ahmet Bedevi Kuran, Refi Cevat, Burhan Felek gibi isimleri de ağırladı. Sinop Cezaevi birçok ünlüye ev sahipliği yaptığı gibi dizi ve filme de tanık oldu. Bunlar; Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz, Bizim Hikâye, Pardon filmleri ve Parmaklıklar Ardında, Köpek, Esir Şehrin Gözyaşları, Tatar Ramazan dizileri. Sinop İl Kültür ve Turizm Müdürü Hikmet Tosun, Tarihi Sinop Cezaevi’nin 2018 yılında toplam 500 bin ziyaretçiyi ağırladığını söyledi. Tosun, "2018 yılını veri olarak değerlendirecek olursak müzelerimizi, cezaevini biletli olarak gezen sayı 300 bin civarında. Bunun ağırlıklı olarak sayısı ile cezaevindedir. Müzelerde çok fazla ağırlık yoktur. Zaten diğer müzeleri Etnografya Müzesini ücretsiz herkes geziyor. Herkese açıktır. Onun bir tespiti söz konusu değil. Bilet yok çünkü. Tabii bunun yanında banka kartları, çocuklar ve ya kanuni gereği ücretsiz gezmesi olanlar yaşlılar, gaziler ile topladığımız zaman bu sayının 500 binin üzerinde olduğunu düşünüyoruz" dedi. Cezaevini ziyaret eden ziyaretçi Muammer Köroğlu, “Cezaevini daha önce gezdim. Kendim Sinopluyum. Burada yönetici olarak bulundum. Hatta burada daha önceden el sanatları ile ilgili işlemler yapılıyordu. İçeride hücreleri ve tarihi eser olma yönünde her zaman gezmeyi arzu ederim. Misafirlerimize de, dışarıdan gelecekleri de ve Sinopluların da cezaevini her zaman ziyaret etmelerini her zaman tavsiye ederim" diye konuştu. İstanbul’dan ailesiyle birlikte cezaevini ziyarete gelen Yılmaz Yaşar ise, "İstanbul’dan geliyorum. Aslen Sinopluyum. Ayancık’ta büyüdüm. 10 yaşına kadar Ayancık’ta yaşadıktan sonra, İstanbul’a yerleştik. Her geldiğimizde ise Sinopumuzu, tarihi mekanlarımızı geziyoruz. Bugün cezaevini gezdik. Ama cezaevinde soracaksanız yeterli bir bakım olmadığını gördük. Bazı bölümlerin tamamen terk edildiğini, halka açık olmadığını bunun şahsen beni üzdüğünü söyleyebilirim. Cezaevi bakımsız bir durumda. Tarihi bir önemi olan kentimize yakışmadığını düşünüyorum. Yetkililerden bu konuda adım atılmasını talep ediyorum" şeklinde konuştu. ALKATRAZ VE SİNOP CEZAEVİ Alkatraz, ABD’de San Fransisco açıklarında 3 adadan biri ve en bilineni. Soğuk körfez suları, bolca köpek balığı ve akıntılar nedeniyle "kaçılamaz" denilen ve koşulları nedeniyle esir kampına benzetilen ada, yaklaşık yüz yıllık hapishane döneminde ünlü suçluları ağırladı. Şöhreti, "Alkatraz Kuşçusu" ve "Alkatraz’dan Kaçış" filmleriyle yakalayan hapishane şu anda müze olarak hizmet veriyor. Sinop Cezaevi ise dört bin yıl önce inşa edilen kale surlarının ardında, tarihi kaynaklara göre 14. yüzyılda zindan olarak kullanılmaya başlanan yapı, 1887 yılında resmi olarak zindana dönüştürülmesinin daha sonra da hapishane olarak kullanılmasının ardından 1999’a kadar sayısız hükümlünün çile doldurduğu yer oldu. 1999 yılında kapatılarak müze olarak kullanılmaya başlayan tarihi yapı, her yıl 100 binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. (İHA)