İktidar partisiyle yapılan birlikteliği eleştirirken, MHP'deki arkadaşlardan gelen "Ne yani, CHP ile mi olalım?" cevabı, insanı dehşete düşürüyor.

Dehşete düşürüyor, çünkü özgüvenin nasıl dibe vurduğunu gösteriyor bu yaklaşım.

***

Neden illâ birileriyle olmak zorundayız ki?

Efendim, yeni sistemde iktidar olmanın başka yolu mu varmış?

Güler misin ağlar mısın?

Bu savunma, annesini ve babasını öldüren Temel'in, "Şu öksüz ve yetime acıyın!" diyerek hâkime yalvarmasına benziyor.

Türkiye'yi bu sarmala biz sokmadık mı?

Bizi sürükleyen ve ittifaklara zorlayan girdabın müsebbiplerinden değil miyiz?

Bu nasıl aymazlık ki, hem sızlanacak hem de yeni sistemi savunacaksın!..

İnsana sorarlar:

Madem bizi bir açmaza sokacaktı, neden bile bile kendimizi bu cenderenin içine attık?

Salt bir kültürel hareket ya da operasyonel bir parti olarak kalmak için mi?

***

Evet! Şu an büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız:

Yapılan anketlerde, MHP ile - kendilerine verdikleri isimle- Ak Parti'nin, CHP ile de İyi Parti'nin arasında hatırı sayılır geçişkenlik gözlenmektedir..

Bu, Türk milliyetçilerinin iki farklı kulvara doğru akışkanlık geliştirdikleri anlamına gelir.

Sözü edilen akışkanlık aynı zamanda fikrî ayrışmayı de beraberinde getiriyor.

Bu ayrışma anketlere de yansıyor.

Öyle ki MHP ve İyi Parti arasındaki geçişkenlik %10'un altında...

-Moda tabiriyle- seküler yaşamla, mütedeyyin yaklaşım farklı tercihlere zorluyor insanımızı.

Ya da tersi...

***

Gerek MHP ve gerekse İyi Parti'nin yöneticileri birbirleriyle cedelleşirken, sözü edilen ayrışmayı kaçırmıyorlardır umarım.

Kaygımız, karşılıklı aymazlıkların devamı halinde üzerlerinde yükseldikleri kitlenin başka yerlere kayacak olması...

***

Türk milliyetçileri kendilerini bekleyen bu tehlikeye karşı hazırlıklı olmak zorunda

Madem ki ülke yeni bir sisteme girdi, sistemin zorunlu kıldığı ittifakları, kendi içimizde aramalıyız.

Ne CHP ne de Ak Parti...

Ülkücülerin için alternatif, Türk milliyetçilerinin birlikteliğindedir.

Bunu yaptığımızda büyük bir potansiyelin üzerinde oturduğumuzu göreceğiz.

Yukarıda bahsedilen geçişkenlik, tek taraflı değil çünkü.

Yani karşı taraftan da MHP ve İyi Parti'ye teveccüh var.

Toplamda, yüzde otuzlara ulaşan, belki de aşan bir teveccüh...

Bu da aslında Türk milliyetçilerinin bütünleşmelerinin oluşturacağı sinerjiyi ortaya koyuyor.

***

Sonuç:

Ya birleşmenin izzeti ya da ayrışmanın zilleti...

Tercih ülkücülerin…

Editör: TE Bilişim