Can Ataklı Sözcü gazetesindeki köşesinde Kemal Kılıçdaroğlu'nun 15. gününe giren Adalet Yürüyüşü'nü yazdı.

 
Ataklı, AKP'lilere seslendi ve "AKP’de aklı olan Adalet Yürüyüşü’nü destekler" dedi.Kemal Kılıçdaroğlu'nun başlattığı 'Adalet Yürüyüşü' 15. gününde...


Can Ataklı Korkusuz gazetesindeki köşesinde Kemal Kılıçdaroğlu'nun 15. gününe giren Adalet Yürüyüşü'nü yazdı. 


Ataklı, AKP'lilere seslendi ve "AKP’de aklı olan Adalet Yürüyüşü’nü destekler" dedi. 


İşte Can Ataklı'nın o yazısı:  

AKP’de aklı olan Adalet Yürüyüşü’nü destekler

Giderek artan kalabalıkların katıldığı Adalet Yürüyüşü devam ederken çeşitli noktalarda “bireysel” olduğu anlaşılan “yürüyüşü protesto” eylemleri de yapılıyor.


Yürüyüşe katılanlar hiçbir provokasyona kapılmamak konusunda kesin kararlı olunca bu eylemlerin hiçbir olumsuz etkisi olmuyor.


Dikkat ediyorum “adalet isteyenlere” karşı çıkanlar yani bir anlamda adaleti pek umursamayanlar Mısır’daki dinci İhvan hareketinin işaretini gösteriyorlar. Şu “Rabia” denilen işaret. İktidar partisi bu işareti pek seviyor biliyorsunuz. Siyasal İslam’ın sembolünü muhalefete karşı kullanmak istiyorlar.


Son zamanlarda dünya İhvan hareketini terörist olarak görmeye başlayınca iktidar da Rabia işaretine yeni anlamlar yükledi.


Meğer AKP’nin bu işareti İhvan’ın sembolü değil Erdoğan’ın sıklıkla saydığı “Tek devlet, tek millet, tek vatan, tek bayrak” sloganını temsil ediyormuş.


Bu dört kavram adalet olmadığı zaman hiçbir işe yaramaz. Adaletsiz bir devlet, bir millet olabilir mi? Adaletsizlik hakimse o ülke huzur içinde olabilir o bayrak gururla dalgalanabilir mi?


Bu nedenle sırf kendilerinden olmayanlar yürüdüğü için kalabalıklara parmak sallayanlar oturup bunu bir düşünmeli. “Ben neden adalete karşı çıkıyorum?” diye kendine sormalı.


Gözlediğim kadarıyla AKP’liler, tabii özellikle iktidarı elinde tutanlar bu yürüyüşü endişe içinde izliyor. Açıkçası ne yapacaklarını da tam bilemiyorlar.


Konuşmalarından anladığımız kadarıyla bu yürüyüşün bir şekilde bitirilmesini çok istiyorlar. Ama bunu nasıl yapacaklarını bulamıyorlar. Çünkü en başta “nasıl olsa yürüyemezler” diye küçümsedikleri “üç beş kişiyi geçemezler” diye tahminde bulundukları yürüyüş henüz nüfusu yoğun bölgelere ulaşmadığı halde arkasına binlerce insanı takmaya başladı.


Bu andan itibaren devlet gücü kullanarak yürüyüşü engellemeye kalkmanın da kendilerine zarar vereceğini düşünüyorlar.


Tepe takımı kendi siyasi çıkarı gereği bu yürüyüşü karalamak ve sonlandırmak için elinden geleni yapabilir. Bu nedenle AKP’nin tepe noktası da dahil hepsine seslenmek istiyorum.


Adalet Yürüyüşü Türkiye’nin bugüne kadar yaşadığı en büyük ve önemli kitlesel harekettir. Türkiye yıllardır adaletsiz biçimde yönetiliyor. Sonunda milyonlarca insan buna tepki olarak yollara döküldü.


Akıllı olan adaletin yanında yer alır. Çünkü bu iktidar sayısal olarak şu anda ne kadar güçlü görünürse görünsün, gerçekler bir gün mutlaka daha ağır basacak ve adalet yerine gelecektir.


İşte o gün her şeyin adil olmasını isteyenler şimdiden adalete sahip çıkmalıdır ki, başkalarına reva gördükleri adaletsizlik kendi başlarına da gelmesin.


Neredeyse son 8 yıldır dilimizde tüy bitti, “hukuku bu kadar örselemeyin, adaletli olun, insanları karalayarak, küçük düşürerek, sahte belgelerle suçlayarak, hapishanelerde süründürerek belki hırsınızı tatmin edersiniz ama bir gün devran değişirse aynı şeyi size yaparlar” dedik. İktidar o zaman cemaatçilerle iç içeydi, operasyonları birlikte yapıyorlardı. Sonra para pazarlığında anlaşamayınca birbirlerine düştüler, iktidar adına her türlü melaneti işleyenler şimdi hukuksuzluktan, adaletsizlikten yakınıyor.


Oysa bunlar zamanında güç sarhoşluğu içinde kendilerine hiçbir şey olamayacağına inanıyordu. Şu anda da iktidar aynı güç sarhoşluğu içinde, canının istediği gibi davranıp hukuku katlediyor, adaleti yok ediyor.


Yarın mutlaka sıra onlara da gelecektir. Bu nedenle “akıllı olun” diyorum, adalete şimdiden sahip çıkın ki, ülke normalleşsin, siz de rahat edin. Hukukun size de lazım olacağını hiç unutmayın.

Editör: TE Bilişim