Suat Başaran’ın “Yeni Ülkücülük Ya da Devlet Bey’i Anlamak…” başlıklı yazısı şu şekilde;

"Sistem değişikliğine gidildiği günlerde “Devlet Bey’i anlayanlar muhalif, anlamayanlar yanında yer alıyor” şeklinde bir tespitte bulunmuştum.

O zamanlar şaka yaptığımı düşünenler çok olmuştu.

Biz onun -adına ne derlerse desinler- yeni sisteme taraftar olduğunu söylerken, en yakınındakiler bizi müfteri olmakla suçladılar.

Gerçi haksız da sayılmazlardı.

Devlet Bey, ülkücülerin karşısına çıkmış, rahmetli Başbuğumuzun kitabının sayfa numarasını da vererek, “Başkanlık Sistemine karşı olduğumuzu” söylemişti.

O’nun çıkışlarıyla ters köşeye kaç kez yatmıştık bizler de.

Devlet Bey’in yanında yer alanlar, bu sefer yeni sistemin faziletlerini aramaya başladılar.

“Bir ülkücü Cumhurbaşkanımız neden olmasındı canım!”

Akıl tutulması böyle bir şeydir.

Bir hareketin lideri Cumhurbaşkanlığı adaylığını ‘haddini bilmek adına’ red ediyorsa, kendi hareketinden hiç kimseyi o makama lâyık görür mü?

Asla!

***

Şimdi, cevaplanması gereken yeni bir soru çıkıyor karşımıza:

Cumhurbaşkanı adayı olmayı hadsizlik olarak gören biri, ülkeyi neden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine sokar?

Evet! Halen Devlet Bey’in yanında yer alanlar bu soruya cevap aramak borcundadırlar.

Bir ülkücü Cumhurbaşkanı adayı olmayacaksa, ülkücüler devleti yönetemeyecek anlamına gelmez mi bu?

Demek ki yeni bir ülkücü(!) doktrine ihtiyacınız var dostlar!

***

Bizleri en acımasız şekilde eleştiren ve farklı yerlerde gözü olmakla suçlayanlar; sahi sizler karşı karşıya kalınan tehlikenin farkında mısınız?

Bizler Devlet Bey’i, çok iyi anlıyoruz ve bu sebeple muhalifiz ona.

Ülkücü fikriyata muhalif olmama adınadır Devlet Bey’e muhalefetimiz.

Siz ise, onu halen anlayamıyorsunuz.

Ya da ülkücü fikriyatla illiyetiniz kalmamış, farkında değilsiniz.

Neden mi?

İsterseniz, gelin tartışalım.

Özel; birebir…

Var mısınız?"

Editör: TE Bilişim