İşte o yazının ilgili bölümü...

“Yargıtay Ilıcak ve Altan’lar için bozma kararı verecek”

Başlıktaki iddia çok keskin.

Okurken ben de biraz irkildim. Doğrusu “verebilir” olmalı elbette.

Ancak son zamanlarda güya “yargı üzerinden” verildiği iddia edilen kararların aslında tamamen siyasiolduğunu bildiğimiz için “bu kadar hata kadı kızında da olur” diyorum kendi kendime.

Ağır Ceza Mahkemesi gazeteci Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan, Mehmet Altan ve toplam 8 kişiye “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezası verdi.

Bu kişiler terörist olmak, darbeye katılmak ve vatana ihanet etmekle suçlandılar ve hüküm giydiler.

Bütün bu suçları işlemiş olabilirler mi?

Hepsini çok iyi tanıdığım ve uzun yıllar da birlikte çalıştığımız için işledikleri konusunda pek ikna olmam.

Buna karşı “Bu kişiler haksız ve vicdansız olarak başkaları için fenalık yaptılar mı?” diye sorarsanız cevabım “evet” olacaktır.

Yine de bunun cezası “idamdan bir tık aşağısı mı?” O da değil elbette. Bu cezalar verildikten sonra iktidar kanadında bir tartışma başladı.

Daha doğrusu tartışma değil de bir tür “iyiniyet” gösterileri ya da “iktidara tatlı uyarı” diyebileceğimiz türden şeyler oldu.

İlk atış Erdoğan’a en yakın isimlerden Nagehan Alçı’dan geldi. “Bu cezayı vicdani bulmuyorum” dedi Alçı. Sonra Erdoğan’a “yanaklarını okşayacak kadar” yakın Mehmet Barlas satır arasında “Umuyorum bu ceza bozulacaktır” diye yazdı.

Dün bu kervana sarayın danışmanlarından İlnur Çevik katıldı. O da bu cezanın çok fazlaolduğunu dile getiriyordu.

Erdoğan’ın bu kadar has adamları bu kararın bozulacağın bilmiyor olsalar bu kadar cesaretli çıkışlar yapamazlar. Kendi başlarına da aynısının geleceğini düşünürler en azından. Çünkü ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilen gazeteciler de eskiden tıpkı şimdi tepkigösterenler gibi yakındı Erdoğan’a. Tahminim şu ki bu mahkumiyet Yargıtay’dan dönecektir. 

Yargıtaykararı bozar, tekrar yargılama yapılır bu kez bazı suçlar kapsam dışı bırakılır ve cezalar üçer beşer yıla indirilir, yatılan süre yeterli görülür ve herkes tahliye edilir. “İyi de madem yargı üzerinde böyle bir hakimiyet var neden ilk mahkemeye bu talimat verilmedi” diye soran olabilir.

Bana göre orada olmazdı çünkü zaten bu davaların açılmasının temel nedeni “burun sürtme” amacıdır.

Dikkat ederseniz Erdoğan’ın en çok öfkelendiği kişiler daha önce yanında duran ama sonra kendisini eleştirmeyekalkanlardır. “Ağırlaştırılmış müebbet” insanın dünyasını karartacak bir cezadır. Çok öfkelendiğinizkişilere önce bu cezayı verirsiniz sonra da geri alırsınız. Onlar anlarlar. Bir daha da böyle bir şeyyapmaya kalkmazlar. Bu arada yeri gelmişken yazayım. 

Erdoğan hızlı yükselişini, büyük sermaye tarafından kabul edilmesini iki isme borçludur. Biri avukat Münci İnci diğeri de Nazlı Ilıcak. Şimdi artık aramızda olmayan Münci İnci ve Nazlı Ilıcak evlerini açtılar ve onlarca ünlü ismi Erdoğan’la bir araya getirdiler. Her iki kişinin de verdiği bu davetlerden herhalde en az 10 tanesine gitmişimdir. Herkesin içkiiçtiği, Erdoğan’ın su bardağı ile kadeh tokuşturduğu bu davetler sayesinde Erdoğan sempati kazandı kabul gördü ve siyaset basamaklarını çok hızlı çıktı.

Erdoğan Nazlı Ilıcak’a şu anda çok kızıyor olabilir ama vefa duygusunun ağır basacağını ve serbest bırakılması için talimat vereceğini sanıyorum.

Editör: TE Bilişim